Aptal kedi.
Aptal ama minik bir pamuk topu kadar şirin bir kedi.
Başına onca belayı açan aptal ama minik bir pamuk topağı kadar şirin bir kedi.
Kedine daha sayısız renkli tanımlar üretebilirdin ama o an Ultra Dedektif Kirigiri'yi bulman gerekiyordu çünkü Naegi'yle o anki durumunuzdan sizi sadece o kurtarabilirdi.
Ne mi oldu? Kedin Shiro'yu kovalarken yanlışlıkla ev arkadaşın Kirigiri'nin odasına dalıp orada Kirigiri'yle sohbet etmek için gelmiş ama o sırada Kirigiri'yi beklemekte olan Naegi'nin üstüne çakılmıştın. Hoşlandığın çocuğa bu kadar yakın olunca az kalsın kalp krizi geçiriyordun ama beterin beteri de varmış derler; bu sırada üstün(!) becerilerinle Kirigiri'nin odasında neden bulunduğu akıllarda hatırı sayılır derecede bir soru işareti bırakan bir kelepçeyle ellerinizi kelepçelemeyi başardın. Tebrikler!
Tabii ki bu kadarla da kalmamıştı; Kirigiri yine esrarengiz bir biçimde ortadan kaybolmuştu; POF! Ayrıca Şubat ayının başlarında (5 Şubat) olduğunuzdan giydiğin pofuduk kazağın da durumun iyileşmesine hiç de yardımcı olmuyordu.
O sırada ikiniz de yana yana Kirigiri'yi arıyordunuz. En sonunda durup ofladın "Bu Kirigiri'ye yanlış ünvan vermişler, Ultra Ninja olacaktı o!" Naegi dönüp her zamanki, seni felç eden gülümsemelerinden gönderdi. "Dert etme (S/İ)! Onu mutlaka bulacağız!" Şut ve gol! (S/İ) felç oluyor...
"(S/İ)? İyi misin?"
"H-h-ha?! Ne?! İ-iyiyim ben! Çok çok çok iyiyim h-hemde!" çocuklar gibi saçmalamaya başlamıştın. Naegi yanındayken sana her zaman böyle şeyler oluyordu gerçi ama herkes Ultra Hayvan Bakıcısı olduğun için bunu çocuksuluğuna bağlayıp geçiyordu.
En sonunda Kirigiri'nin favori kafesine bakmayı akıl ettiniz. Yolda yürürken elleriniz kelepçeli olduğundan ister istemez sizi görenler dönüp bir daha bakıyordu ve bu da seni adeta bir domatese çeviriyordu. En sonunda birisi bardağı taşırdı tabii ki de... "Hey çocuklar- ooo, birileri randevuya mı çıktı yoksa?"
Domates suratınla arkana dönüp cin gibi sırıtan bir adet Ultra Beyzbolcu Leon Kuwata'yla karşılaştın. Yüzün kızıl çocuğun saçlarından bile daha koyu bir renge döndü. "YO-YOK ARTIK! TA-TABİİ Kİ DE HAYIR!!!" bağırmana atarlı ergenler gibi burnun havada devam ettin SA-SADECE APTAL BİR KELEPÇENİN LANETİ O KADAR!" bu arada Naegi de kıpkırmızı yüzüyle konuşma yetisini geçici olarak yitirmiş bir halde kalakalmıştı. Leon kısa bir kahkaha patlatıp "Tabi canım tabi!" dedi.
İfadeni hiç bozmadan devam ettin. "Bu arada Leon, o Kirigiri denen ninjayı bulursan söyle, bize kelepçesinin anahtarı lazım!" Leon sırıtmasını hiç bozmadan elinde telefonuyla "Tamam" dedi. Leon'un elindeki telefonu görünce zihninde düşünceler sıralandı; telefon, kamera, FOTOĞRAF!
Leon'un gülümsemesi genişleyince haklı çıktığını anladın. "SEN!" sesinden resmen öfke akıyordu. "GEL BURAYA!"
Naegi'yle beraber Leon'u kovalamaya başladın ama kelepçe ikinizi çok yavaşlatıyordu, yetişemediniz. Sinirle "Hele bir bu kelepçeden kurtulayım, Leon'u benim elimden kimse kurtaramayacak!" diye homurdandın. Naegi seni yatıştırdı, "Tamam ama önce Kirigiri'yi bulup bu kelepçeden kurtulmalıyız yoksa Leon'u yakalayamazsın."
"Doğru"
* * *
Kirigiri'yi bulamamıştınız, resmen bir anda havaya karışmış gibiydi. Geri eve dönmeye ve son bir kere bakmaya karar verdiniz (aslında Kirigiri'yi bulma konusunda pes edip eve gitmeyi önermiştin ama Ultra Umut, senin pes ettiğine değil de bir defa daha eve bakmak istediğine kanaat getirmişti). Eve geri geldiniz ve biraz dinlenmek için senin odana geçtiniz. Tam da ellerinin kelepçeli olduğunu unutup bir iç çekerek kendini yatağına attığında acı gerçek kafana dank etti ama bunun için fazla geç kalmıştın. PAAT! Naegi üstte sen altta yere yığıldınız ve tahmin et durumunuz nasıldı? Evet, doğru tahmin ettin, boylarınız aynı olduğu için dudak dudağa denk gelmiştiniz.
Nefesin kesildi, zaten kızarıktın iyice kulaklarına kadar kızardın ama yalnız da değildin, Naegi de aynı durumdaydı. Kalkamıyordu da, yatağının üstünde ne var ne yoksa üstüne yığılmıştı. Kafanı biraz kımıldatmaya kalktığında olanlar oldu, doğal olarak kafanla beraber dudakların da hareket edince normale göre kat kat daha hassas olan duyuların harekete geçti ve hafifçe inildedin. Naegi de Ultra Umut'tan resmen Ultra Kızarık'a dönüştü, o da etkilenmişti.
Beynin patlayacak gibiydi, yardım istesen isteyemezdin, birileri yardıma gelse utançtan ölürdün, ömrünün sonuna kadar o halde de kalamazdın. Beynini patlatacak çıkmazdan bir yol bulmaya çalışırken Naegi'ye bakamıyordun ama durumlarınız eşitti; o da sana bakamıyordu, bunu hissedebiliyordun ayrıca ikinizin de kalbi çılgınlar gibi atıyordu, bunu duyabiliyordun.
Naegi üstündeki ağırlıktan dolayı hafifçe kımıldandığında durum daha da beter oldu. Gözlerini yumdun, o kadar sıcaklamıştın ki sanki eriyordun. Bu halde baya zaman geçince artık kıpırdamamaya resmen ant içtin, dudaklarının şiştiğini ve uyuştuğunu hissediyordun.
Ama o kedi her şeyi mahvetmek zorundaydı değil mi? Kartopu isimli baş belası birden durduğu yerden çıkıp Naegi'nin saçlarına tünedi. Bu kadarı Naegi için çok fazlaydı. Kediyi kafasından atmaya çalışırken öpüşmeye başladınız. Kartopu da mutlu mutlu miyavlarak Naegi'nin tepesinden indi, bu arada yavaşça Naegi'nin üstündeki eşyalar da düşüp gitti.
Hayatının neredeyse en mutlu anını yaşıyordun ki... Kartopu'nun herşeyi mahvettiğini söylemiştim ya, işte tam da nefeslenmek için ayrıldığınızda Kartopu önde, diğerleri arkada 5 arkadaşın içeri elinde pastayla daldı. "DOĞUM GÜNÜN KUTLU OL-" Yasuhiro'nun sözü durumunuzu görünce kesildi.
Kirigiri elleriyle kulaklarına kadar sırıttığını gizlemeye çalıştı, bu arada Leon da fotoğraflarınızı çekiyordu, Asahina'ysa "OTP! OTP! (Y/N: One True pairing)" diye bağırarak fangirling krizleri geçiriyordu. Fujisaki'yse en az hareket kabiliyetinizi yitirmiş sizler kadar kızarmıştı.
Ölmek istiyordun ama bir yandan da Kirigiri sayesinde kelepçe probleminden kurtulup Leon'un gırtlağına yapışabileceğin için seviniyordun. Kirigiri kelepçeyi açınca sevinçten havalara uçtun, bu arada doğumgünü çocuğu Naegi'ye hediyesini vermeyi de unutmadın ;)
* * *
Günün sonunda neredeyse herkes mutluydu. Özellikle de Leon. Pis pis sırıtarak paylaş butonuna bastı ve böylece sınıfınızın çok beğeneceği "(Ship İsmi) the OTP" adlı doğumgünü süprizinde nasıl kalakaldığınızı da içeren albüm Facebook'ta yayımlandı...