▲2▲

4.6K 366 513
                                    

Sebastian'ın yaşadığı göz açıp kapayıncaya kadar biten bakışma anı onda yabancı hisler yaratmıştı. Bulunduğu ortama tamamen yabancı bu kızın burada ne aradığı aklına gelen ilk soruydu onun hakkında. O kısacık zaman diliminde ilk ilgisini çeken gözleriydi -ki zaten göz göze geldikleri için bu çok normaldi. Minik suratına kocaman duran o mavi gözlerdeki anlam içine işlemişti. Neden bu kadar etkilendim diye sormadan edemedi kendine. O an kızı merak etti Sebastian. Hikayesini, burada ne yaptığını, neden bu kadar kaygılı göründüğünü... Onu tanımak istedi.

Kaşlarını çatıp birden çıkagelen bu düşünceleri geçiştirmeye çalıştı. İçkinin etkisinden olsa gerekti. Kız kafasını tekrar öne eğmiş düşüncelere dalmışken Sebastian hızlı adımlarla lavaboya yürüdü. Buz gibi su ile yüzünü yıkamak istemsizce oluşan bu düşünceleri kovmak için iyi bir silah olabilirdi belki. Lavaboya ulaşır ulaşmaz yüzünü yıkadı ancak düşüncelerden kurtulamadı. Sanırım silahının içinde kurşun yoktu. Doğaüstü şeylere inanmazdı, kız bir peri kızı veya büyücü değildi ki onu etkisi altına alsın. Ama ne olursa olsun kafasında -hayır hayır bütün hücrelerinde- hissedilen kızı tanıma isteği dinmek bilmiyordu. Vücudu kendinden habersiz kararını verdiğinde kendini, lavabodan çıkmış, az önce kızın oturduğu yere doğru yürürken buldu. Ancak kız orada değildi. Hızla kafasını çıkış kapısına çevirdiğinde kızın çıktığını gördü. Olduğu yerde durup bir süre kapıya bakakaldıktan sonra onun arkasından gitmek istedi. Sarışın bir adamın da kapıdan çıkmasını izledikten sonra hızla kapıya yönelip az önce durmuş yağmurun etkisinden dolayı buz gibi olmuş havaya attı kendini. Yağmur şehrin bütün kirini her bir damlasına depolamış, asfalt dolu bu şehire toprak kokusu yaymıştı. Derin bir nefes alıp kızın gittiği yönü aradı. Az önce bardan çıkan sarışın adamı kıza seslenirken buldu. Görünüşe göre genç kız adamdan kaçıyor gibiydi. Sebastian adımlarını hızlandırıp onlara yetişmeye çalıştı. Kız koşmaya başlayınca sarışın adam da koştu.

Sebastian yavaşlayıp onları bir süre izledi. Ardından bu yaptığı şeyin aptallık olduğunu fark edip ayakta bile zor duran adamı durdurmak istedi. Tam o sırada yere düşen kızın acı çığlığı duyuldu. Sebastian az önce duraksadığı için onların gerisindeydi. Bu sesi duyunca iyice hızlandı.

"Neden bir köşeye gitmiyoruz? Böylece tadına bakabilirim ha?"

Duydukları karşısında var gücüyle koşmaya başladı genç adam. Duyduğu yardım çığlığının şaşkınlığıyla bir an duraksasa da sonradan bu ses onun daha da hızlanmasına neden oldu. Yerde yatan kızın neredeyse üstüne çullanmış adama bakınca vücuduna yayıylan öfkeye engel olamadı.

"Burada seni kim duyacak sanıyorsun? Süperman mi?"

Adamın alaycı sesi Sebastian'ı iyice sinirlendirince bu sinire ağzından çıkan kelimeler eşlik etti.

"Bırak kızı piç kurusu."

Genç kızı sıkıştırmış olan adam sesin sahibine dönüp alaycı bir bakış attı.

"Sen kimsin lan?"

Karşısındakine kıyasla iri yarı bir gövdesi ve güçlü kolları olan adam onu durduran gence dalga geçer gibi gülümsedi.

Sebastian kendinden emin adımlarla sarışın adama yaklaştı ve yanından geçip yerde duran kıza elini uzattı.

You kendisine uzanan ele bir süre bakıp tutup tutmamak konusunda kararsızlık yaşasa da elin sahibinin Bradley'e göre daha güvenilir bir adam olduğu kanaatına varıp eli geri çevirmedi. Adamın buz gibi havaya kıyasla sıcacık olan eli You'nun sadece aynı hava gibi buz gibi olan elini değil aynı zamanda bütün vücudunu ısıtmıştı. Karşısındaki adam ona anlamlı bir ifadeyle bakıyor, bana güven dermişçesine gözleriyle konuşuyorken You'nun böyle hissetmemesi mümkün değildi.

PSYCHO ▲ SEBASTIAN STANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin