You dudaklarına kapanan ve ısrarla öpen dudakları reddedemiyordu. Gözlerini sıkı sıkı bırakmış kendini olayın akışına bırakmıştı. Sebastian sık nefesler alıp verirken vücudunun ısısı çok net hissedilebiliyordu. Kızın dudaklarından boynuna kaydırdı dudaklarını nazik ama tutkulu öpücükler kondurdu sonra yavaşça kafasını kaldırıp You'ya baktı. You kendisine bakan adamı inceledi. O kadar güzeldi ki kalbi de bunu onaylar gibi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Adamın maviliklerinde kaybolmuştu sanki ancak adamın hiçbir şey yapmadan ona bakmasının nedenini biliyordu. Gülümsedi You, o an zaman, gerçekler, sırlar hiçbir şey umurunda değildi. Karşısındaki adamın susamış dudaklarına uzandı, o an Sebastian bir elini kızın bacaklarından geçirerek havaya kaldırdı kızı ve yukarı çıkan merdivenlere doğru yürüdü. You'nun günlerdir kaldığı odanın önüne geldiklerinde Sebastian bir an tereddüt etti. Bu işi defalarca yapmıştı ama You...You ayrıydı, ona bambaşka hisler hissettiriyordu kız, bildiğinden şaşırtıyordu ve sonrasında pişman olacağı bir şeyin nedeni olmak onu korkutuyordu. Sebastian'ın tereddüdüne rağmen You kendinden emindi, aylarca onun hasreti kızı içten içe bitirmişti ve ancak Sebastian her şeyi çaresi olabilirdi. Artık onsuz yapamayacağını biliyordu adamı seviyordu, onunla olacak her şeye hazırdı. Kapıda bekleyen adamın hareket etmesini sağlamak için eliyle yanağını okşadı, Sebastian kızın gözlerine bir kez daha baktı ve mavilerinden onay aldıktan sonra odaya girdi. Yavaşça yatağa bırakılana kadar You kendini tamamen emin sanıyordu ancak sırtı yatağa temas eder etmez içinde ister istemez bir endişe yükselmişti. Ne yapacağını ne olacağını ve ne hissedeceğini bilmiyordu, heyecanlı ancak oldukça gergindi. Sebastian bunun farkında olduğundan yavaş ve tedbirli hareket ediyordu. Kıza yumuşak öpücükler verip onu sakinleştirmeye çalıştı ardından eli yavaşça tişörtünün eteklerine uzandığında You'nun nefes alış verişindeki değişimi fark etmişti. O yüzden önce kendi tişörtünü çıkardı. You adamı bu kadar yakından üstsüz görünce oldukça heyecanlanmıştı ancak o heyecanlandıkça gerginliği de bir o kadar artıyordu. Vücudu aşırı ısınmıştı ancak buna rağmen hafiften titriyordu. Bu süreçte dudaklarından asla ayrılmayan dudaklar onu biraz sakinleştiriyordu. Sebastian ellerini bu sefer kızın tişörtünün eteklerine götürdü ve yavaşça yukarı kaydırdı, You atan kalbinin o an duracağına emin olmuştu. Daha şimdiden böyleydi ve ilerisi onu ne yapardı bilmiyordu. Belki de bu işi Sebastian'ın yapmasıydı onu geren, bu yüzden elleriyle kendi tişörtünü tuttu ve adamdan birkaç saniyeliğine dudaklarını ayırıp üstündekini çıkardı. Sebastian iç çamaşırıyla kalan kızı süzmektense kendi pantolonunu çıkarmaya çalıştı, You ona yardımcı olup düğmesini açtığında ne yaptığının o da farkında değildi ancak olayın akışıyla kendini bırakmıştı. Yine de ellerinin titremesi Sebastian'ın gözünden kaçmamıştı. Dudaklarını kızdan ayırıp buz gibi olmuş titreyen ellere götürdü. Ardından kızın gözlerine baktı. You o gözlerin sahibine güveniyordu, o gözlerin sahibini seviyordu, aşıktı. Sebastian eliyle kızın yüzünü okşadı.
"Sakin olman gerek," dedi güven veren bir tonla.
You daha çok gerilmişti ancak hormonlarının da tavan yaptığının farkındaydı.
Sebastian tekrardan kızın dudaklarına küçük öpücükler kondururken fısıldadı.
"Durmamı istediğin zaman söyle."
Ardından You kendini sevdiği adamın kollarına bıraktı.
-
"Senin olayın bu mu yani? Havalı bir çıkış yaptın diye kendini bir şey mi sanıyorsun?"
Glace evden çıkıp birkaç adım atmıştı ki arkasından gelip kolunu sertçe tutan Chris'le yüzleşmek zorunda kaldı.
"Benim olayım falan yok. Kendimi bir şey de sanmıyorum. O ikisi arasında olanı ve olacakları biliyorsunuz, ikisi de birbirine deli gibi aşıkken onları ayırmak size düşmez."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSYCHO ▲ SEBASTIAN STAN
Fiksi Penggemardaha o anda, o barda, o kısacık sürede gördüğü adam, neden onu çekiyordu? neden her yerdeydi? neden onu seviyordu? cevabını bilip de bilmemezlikten geliyordu belki de, adam farklıydı, gizemliydi ve bazen... bambaşka biri olabiliyordu. YOU VE SEB'İN...