Sarışın kadın gözlerini açtığında burnuna dolan kokuyla nerede olduğunu anladı. Oldu olası hastaneleri sevmezdi. Her yer bembeyazdı ve uzun süredir karanlıkta olan gözleri beyazlarla buluşunca rahatsız olmuştu. Yerinde doğrulmaya çalıştı ancak her yeri ağrıyordu. Kafasını zar zor hafifçe kaldırdı ve vücuduna baktı. Ayağı ve kolu sargılıydı. Sağ elinden serum takılmıştı. Ne olduğunu hatırlamaya çalıştı, en son neler olduğunu...Son hatırladığı ona çarpan bir araba ve karanlıktı. Bulunduğu odanın kapısı açıldığında gerildi kadın nedensizce. İçeriye hemşire ya da doktor girer diye ummuştu ancak içeriye iyi giyimli bir adam girmişti. Kadını uyanık görünce belli belirsiz tebessüm etti adam.
"Uyanmana sevindim."
Yabancı yüz ona yaklaşıp yanındaki koltuğa oturduğunda adamı inceledi kadın. Sert hatları olan yüzüne yerleştirdiği tebessümü ona tuhaf bir şekilde yakışmıştı, bakışlarında heyecan vardı. Kadının uyanmasına gerçekten sevinmiş gibiydi ancak kadın onu tanımıyordu.
"Siz kimsiniz?"
Ona yöneltilen soru üzerine gülümsedi yabancı adam. Kadının büyük mavi gözlerine baktı. Yıllar önce ölen karısından sonra gördüğü en güzel kadındı. Günlerce onu uyurken izlemiş, uyanmasını dilemişti.
"Size arabayla çarptım, yolun ortasında öylece duruyordunuz sizi görmedim. Uyanmanıza ne kadar sevindim bilemezsiniz. Kimseniz yok mu? Kimseye ulaşamadık."
Kadın adam konuştukça sesini tanır gibi oldu. Sanki bu sesi rüyasında görmüştü. Oysaki adamın o uyurken onunla konuştuğunu bilmiyordu.
"Neredeyim ben? Hangi hastane burası ve kaç gündür uyuyorum?"
Adam boğazını temizleyip kadını inceledi.
"Aslında şu an doktoru çağırmam lazım uyandığın için. Burası benim evim ve sen...Neredeyse yirmi gündür uyuyorsun."
Kadın adamın dedikleri karşısında irkildi. Yirmi gün boyunca ölü gibi uyumuştu. Uyandığında günlerdir hareketsiz kalan vücudunun ağrıması şimdi ona mantıklı geliyordu. Ayrıca kolu ve ayağı da ağrıyordu. Etrafı inceledi. Oda hastane odalarına benziyordu. Adamın evi olması onu şaşırtmıştı.
Adam etrafı inceleyen kadını fark etti.
"Odayı hastane odası gibi dizayn ettirdim, böylece uyandığında irkilmezdin. Ve seni evime getirmek zorunda kaldım ama merak etme buradaki doktorlar inan bana hastanedekilerden daha ilgili ve iyi. Seni evime getirdim çünkü hastaneye gitmek benim için sorunlu olabilir. Polislerle pek sıkı fıkı değilimdir de. Şey umarım sana çarptığım için bir karakola gidip şikayetçi olmazsın."
Adam son cümleyi söyledikten sonra sıcak bir şekilde gülümsedi. Kadın adama şaşkınca bakıyordu. Kim olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu ama söyledikleri nedensizce inandırıcıydı. Polislerle arasının iyi olmaması ve evinde kendi doktorları olması düşündürdü kadını bir süre, adamdan biraz korkması gerekirken içinde hiçbir korku yoktu. Sadece garip hissediyordu. O sırada tıklanan kapıyla içeriye genç bir çocuk girdi. Masmavi gözleri dikkat çeken ne önemli özelliğiydi. Kadını görünce o mavi gözleri bir sevinç kapladı. Adımlarını hızlandırıp kadına yaklaştı.
"Uyanmışsın!"
Kadın genç çocuğun neden bu kadar çok sevindiğini anlamadı.
"Yaşamana gerçekten çok sevindim. Buraya getirildiğinde çok kan kaybetmiştin. Babam kan verdi ve ameliyat başarılı geçti."
'Babam' dediğinde az önceki adama baktı genç çocuk. O zaman bu çocuğun adamın çocuğu olduğunu anladı kadın. Kim olduğunu bilmediği bu ikiliye içinde oluşan sempatinin sebebini bilmeden...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSYCHO ▲ SEBASTIAN STAN
Fanfictiondaha o anda, o barda, o kısacık sürede gördüğü adam, neden onu çekiyordu? neden her yerdeydi? neden onu seviyordu? cevabını bilip de bilmemezlikten geliyordu belki de, adam farklıydı, gizemliydi ve bazen... bambaşka biri olabiliyordu. YOU VE SEB'İN...