PSYCHO ▲ SEBASTIAN STAN

▲24▲

           

Adam odadan gelen ağlama sesini duyar duymaz odaya koştu. Yatağın bir köşesine oturmuş, ağlayan kadına yaklaştı.

"Brienne, neyin var?"

Kadın hıçkırıklar arasından zor konuşabildi.

"Çok özledim."

Adam kadının onunla tanışmadan önce bir ailesi olduğunu biliyordu. Kadının kendi oğluyla yaşıt olan oğlunu bile araştırmıştı. Başına bela gelmesin diye uzaktan uzağa çocuğu koruyordu. Sevdiği kadın için her şeyi yapardı.

Kadının yanına oturdu ve saçlarını okşadı.

"Öyleyse onunla irtibata geç Brienne."

Kadının ağlaması şiddetlendi.

"Yapamam, onu bir kez terk etmişken... Beni asla affetmeyecek asla."

"Belki de seni o kadar çok özlemiştir ki affedip affetmemek umurunda değildir güzelim."

Kadın yanındaki adama sıkı sıkı sarıldı.

"Yarın," dedi. "Yarın oğluma gideceğim." Yarın bir adamın intikamına kurban gideceğini bilmeden.

-

Sebastian You'nun söylediği şeyden sonra kıza uzun uzun baktı. Ardından yanına oturup saçını okşadı.

"Söyle artık You, seni bu kadar üzen şeyi söyle."

You kafasını adamın omzuna koydu.

"Yapamam Seb," sesi alçaldı. "Bunu sana yapamam."

"Benden uzaklaşmana sebep olan şeyi bilmek hakkım ve sen bunun Richard'la alakası yok dedikçe aklıma hiçbir neden gelmiyor."

You elleriyle gözyaşlarını sildi.

"Aslında Richard'la alakası var..."

-

Glace, kimsenin olmadığı şirketinde şarabını yudumlarken telefonu çalmaya başladı. Kaşlarını çatarak telefona baktı. Chris'in numarasını görmek onu şaşırtmamıştı. Sebastian sözünü tutmuş olmalıydı.

"Alo."

Karşısında öfkeli bir ses bulmayı beklemiyordu genç kız.

"You'nun iyi olduğunu sanmıyorum ve bu senin suçun!"

You duyduğu sinirli sese sakince cevap verdi.

"Pekala, bu Chris'in telefonu sanıyordum. Ne istiyorsun Richard?"

"Sadece kapıyı aç."

Glace gözlerini bilgisayar ekranına çevirdiğinde şirketin giriş kapısında bekleyen ikiliyi gördü. Richard oldukça sinirli görünüyordu. Bir düğmeyle kapıyı açıp giriş katının ışıklarını yaktı. Birkaç dakika sonra ikili binanın en üst katında bulunan odasının önünde belirdiler. Glace topuklu ayakkabılarını çıkardığı için olduğundan kısa görünüyordu. Çıplak ayakla ikiliyi karşıladı.

"Hoşgeldiniz çocuklar," elindeki kadehi uzattı, kafası hafif güzeldi. "Şarap alır mıydınız? Fransa'dan özel olarak getirtt-"

Genç kız daha cümlesini bitirmeden boğazına yapışan eller bir oldu. Elindeki kadehi yere düşürdü ve geri geri yürüdü. O geriye yürüdükçe boğazındaki eller sıkılaşıyordu. Richard'ın böyle bir şey yapmasını beklemeyen Chris adama atıldı ve ellerini kızın boğazından zorla çekti.