▲23▲

1.4K 135 204
                                    

           

Başlamadan önce; Sizleri "En son neler olmuştu ya?" dedirtip önceki bölümlere göz gezdirmek zorunda bıraktığım için özür dilerim. Sizi seviyorum. -Glace

-

Telefon aramasına devam ederken aynı koltukta yan yana oturmuş olan You ve Sebastian sıkıntıyla beklemekteydiler. Sebastian Chris'in onları aramasını bırakması için Glace'in dediklerini yapıyordu ancak Glace'in Richard'dan bahsetmiş olması kafasını karıştırmıştı. O yüzden karşısındaki telefon ekranına sabırsız gözlerle bakıyor, bir an önce gerçeği öğrenmek istiyordu. You ise haftalardan sonra sonunda başka biri ile iletişime geçeceği için biraz heyecanlıydı. Chris'i görmek ona iyi gelecekti. Ancak Sebastian'a verdiği sözü tutmalı ve iyi olduğunu söylemeliydi zaten şu an bulunduğu durumdan daha kötü bir senaryo her gün iki şişe şarap bitirdiği o küçük evine geri dönmekti. Belki de buraya alışmıştı ya da yanındaki adamı özlemişti ve ne olursa olsun onu bırakmak istemiyordu. Ama bu burada verilecek bir karar değildi, öğrendiklerinin yükünü zar zor taşırken bir de Sebastian'a bu yükü vermek istemiyordu çünkü ancak kendisi bunun nasıl bir şey olduğunu biliyordu, belki başa çıkamıyordu ama ne kadar zor olduğunu biliyordu. Bunu Sebastian'a yapamazdı.

Telefonun ekranında bağlandığına dair bir işaret belirince Sebastian telefonu kendi yüzüne yaklaştırdı, sonunda bağlantı gerçekleştiğinde kaşlarını çatarak ekrandaki ikiliye baktı. Hiçbir şey diyemiyordu.

"Selam Seb."

Chris alçak bir sesle dostuna selam verdiğinde selamı karşılıksız kalmıştı çünkü Sebastian sessizce ekranı izliyordu. You, Sebastian ekranı kendisine çok yaklaştırdığı için telefonu göremiyordu bu yüzden Sebastian'ın neye bu kadar çok şaşırdığını anlayamadı. Hafif aralık olan dudaklarını oynatabildi sonunda adam, sesi Chris'inki gibi alçaktı.

"O herifin yanında ne işin var?"

You, Sebastian'ın dediği şeyden sonra gözlerini büyüttü. Chris ile aklındaki kişiyi o da yan yana hayal edemiyordu ama Sebastian'ın yokluğunda görüştüğü tek bir kişi vardı ve ortadan yok olduğunda onu arayacak olması muhtemeldi. Sessizce "Richard" diye fısıldadı. İçinden konuşamayacak kadar şaşkındı.

Sebastian kızın söylediği ismi duyunca ekrandaki ilgisini kaybetti ve kafasını hızla You'ya çevirdi.

"Nereden bildin?"

Sebastian mavileri kıza dikmişken You o okyanusların derinliklerinde ne olduğunu çözmeye çalışıyordu. Merak? Şaşkınlık? Sonunda cevabı bulduğunda dudaklarını ısırdı sadece, daha fazla o gözlere bakıp boğulamazdı, cevabını almıştı. Okyanuslar hayal kırıklığı ile bakıyordu ona.

Konuşup konuşmamak arasında kaldığında telefondan ses geldi.

"Hey, You yanında mı? Lütfen onu görmeme izin ver, iyi olup olmadığından emin olmam gerekiyor."

You haftalardır duymadığı sesi yanında Sebastian varken duyunca tuhaf hissetmişti. Kendine hakim olamadı.

"Ben iyiyim Richard."

Sebastian hiçbir şey anlamamış bir şekilde duruyordu, ne diyeceğini bilemiyordu. Gözlerini tekrardan telefon ekranına kaydırdı, bu sefer kaç yıllık dostunun gözleriyle buluştu mavileri.

Chris o bakışları gördüğünde konuşma sırasının ona geldiğini anlamıştı.

"Bak onunla şu an yan yana olmam tuhaf gelebilir biliyorum Baz ama o da You'yu arıyordu ve yaptığı şeylerden sonra ağzını yüzünü dağıttığıma emin olabilirsin-"

PSYCHO ▲ SEBASTIAN STANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin