BAŞLAMADAN ÖNCE MEDYADAKİ GIFE SİZ DE FEELS GEÇİRMEDİNİZ Mİ? BEN ÖLDÜM.
-
Her bir zerresinde büyük bir emek ve ustalık olan resim kızın kopyası gibiydi. Masada öylece duruyor, bir kez bakınca sanki elle çizilmiş değil de fotoğrafla çekilmiş gibi görünüyordu. You, pembenin açık tonlarındaki dudaklarını cümlesiyle süslediğinde adamın okyanuslarına bakmaya cesaret etmişti sonunda ancak o okyanuslar başka yerlere bakıyor, kızdan kendilerini kaçırıyorlardı. Bundan cesaret aldı You, açık pembelerini koyulaştıracak şekilde dudaklarını ısırdı adama kaşlarını kaldırarak baktı.
"Resimdeki benim."
Yanıt alamayınca daha fazla cümle sarf etti You. Adamın ne düşündüğünü neden böyle bir şey yaptığını bilmek istiyordu. Belki de sadece bir resimdi, sadece onu çizmek istemişti adam, ama You cevap bu olsa bile ondan duymak istedi gerçekleri.
Sebastian Stan ilk defa kapana kıstırılmış hissediyordu. Yakalanmanın verdiği utanç tüm sırtını ürpertip vücuduna ekstrem bir sıcaklık yaysa da belli etmemeye çalışıyor, ona bakan bir çift kocaman gözle denk gelmemeye çalışıyordu.
"You ben-"
Genç adam konuşmak için dudaklarını aralayıp kızın soru soran gözlerine baktığında sözlerini yüksek sesle çalan telefonun sesi bozdu. Sebastian önce ne olduğunu anlamadı daha sonra çalan telefonun kendisine ait olduğunu fark etti, yerinden kıpırdamadan You'nun omzunun üzerinden resmin hemen yanında duran telefonuna uzandı. Nasıl oldu da gece telefonunu oraya koyarken o resmin orada olduğunu fark etmemişti? Telefonun ısrarlı sesi genç adamı düşünmekten alıkoydu. Kim olduğuna bakmadan yanıtladı.
"Alo?"
"Baz? İyi misin dostum?"
Yakın arkadaşı Chris'in uykulu sesinden yeni uyandığı belli oluyordu.
"İyiyim Chris. Sen nasılsın?"
Karşı taraftaki adam derin bir şekilde esnedikten düşük moddaki ses tonuyla cevapladı dostunu.
"İyiyim Seb, dün gece ortadan kayboldunuz birden neredesiniz?"
Sebastian o telefonla konuştuğu süre boyunca yerinden bir santim bile kıpırdamayan You'ya baktı. Ardından masadaki resmi hızla çekmeceye koydu.
"Şehir dışındaki evdeyiz."
"Ne zaman geleceksiniz?"
Genç adam onu dikkatle izleyen kıza kaçamak bir bakış atıp odanın çıkışına doğru yürüdü.
"Bilmiyorum dostum."
"You nasıl oldu? Dün fena halde çakırkeyifti."
"Dün zor zaptettim şimdi iyi. Bak ne diyeceğim Chris, hafta sonu burada kalacağız. Telefonum kapalı olacak, babam sorarsa hafta sonu için tatile gitti falan dersin. Kendine iyi bak dostum."
Karşı taraftaki adam dostunun dediklerinden dolayı az da olsa uykulu modundan kopmuştu.
"Nasıl yani? You ile sen? Baş başa?"
Genç adam sorusuna yanıt alamadan telefonun bip sesi duyuldu.
Sebastian arkadaşıyla konuştuktan sonra telefonu kapatmış hızlı adımlarla salona dönmüştü. Bıraktığı yerde hala duran You'ya doğru yürürken telefonu koltuğa fırlattı. Adamın garip tavırları You'yu ürkütmüş olsa da esas duruşunu bozmadı genç kız. Hala cevaplanması gereken bir sorusu vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSYCHO ▲ SEBASTIAN STAN
Fanficdaha o anda, o barda, o kısacık sürede gördüğü adam, neden onu çekiyordu? neden her yerdeydi? neden onu seviyordu? cevabını bilip de bilmemezlikten geliyordu belki de, adam farklıydı, gizemliydi ve bazen... bambaşka biri olabiliyordu. YOU VE SEB'İN...