Evet arkadaşlar bölüm şarkısı bölümün içinde ;) Sizi seviyorum :*
Nihayet Hüma,ben ve abim araba yolculuğuna başlamıştık.Abim,Hüma ' nın telefonundan açtığı navigasyona göre rotasını çiziyordu,bense kafamı elime yaslayıp yolu izliyordum.Abim her iki dakikada bir nasıl olduğumu soruyordu.İyi olduğumu söylemekten yorulmuştum.Zaten karnın ağrır diye koltuğumu yatak gibi arkaya yaslamıştı.Onlar yolla ilgilenirken yan taraftan çaktırmadan yukarı kaldırıyordum.Abim bana göz ucuyla baktı ve "Rahat mısın?" diye belki de bininci kez sordu.Derin bir of çekip "Abi,daha ne kadar kaldı?" dedim.Abim endişeyle gözlerini ben ve yol arasında getirip götürerek "Ne oldu?Rahatsız mı oldun?" diye sordu.Hüma da kafasını iki koltuğun arasından uzatıp bana bakmaya başladı.Ellerimle kendimi yelpazeleyip "Daraldım şu ilgiden.Alışkın değilim,yapmayın söyle şeyler!" diyerek camı indirip yüzümü oraya yaklaştırdım.Gözlerim neden dolmuştu ki?
Bu duygusallık da neyin nesiydi şimdi?Hep hayal ettiğim gibi bir yaşam yaşamaya başlamıştım.Babamla ilgili hayal bile kurmuyordum artık.Bunu çok önceleri bırakmıştım.Şimdiyse abimle beraber bir şeyler yapıyordum.En yakın arkadaşım buradaydı.Yanımızdaydı.Onunla beraber dışarıya çıkıyorduk.Tamam yanımızda abim vardı ama eskiden bunu bile hayal edemezdim.Hayal edemezken yaşayacaktım.Hatta yaşıyorum.Belki de bu yüzden içimden ağlamak geliyordu.Ağlamaya o kadar alışmıştım ki gülümsemek yük oluyordu.Bedenim alışık olduğu eylemi yapmaya meylediyordu.
Abim omzuma kısa bir an dokunup elini yine vitesin üzerine koydu.Koltuğumu dikelttikten sonra ona döndüm.Bana yandan bir bakış atıp "Ağlıyor musun?" diye sordu."Yoo..Neden ağlayayım?" diye sordum sesimi hafifçe inceltip.Abim vitesi değiştirdikten sonra yanağımdan bir makas alıp "Yerim seni gız!Alış bunlara,alış.Senin arkanda dağ gibi abin var." dedi kafasını hafifçe geriye atıp böbürlenerek.Hafifçe kıkırdadım ve "Aman abi ya!" diye mırıldandım.Sesimi ince tuttuğum için 'ımın ıbı yı' gibi çıkmıştı.Abim buna bir kahkaha atıp "O neydi gız?" diye sordu.Hüma,abimin gereksizce harika yaptığı taklide bir kahkaha patlattıktan sonra "Nasıl bu kadar iyi yapabiliyorsun Yüksel Abi?" diye sordu.Aslında aynı yaştaydık ama ben abi dediğim için o da abi diyordu.
"Şöyle açıklayalım,sarı kuş." Evet, abim de Hüma' ya böyle seslenmeyi seviyordu.Ben bir ara onların aralarını yapmayı bile düşünmüştüm ancak gel gör ki ne abim ne de Hüma birbirlerine bu gözle bakmışlardı.
Abim bana dönüp "Biz nereliyiz kardeşim?" diye sordu.Düz bir sesle "İstanbul'lu." diye yanıtladım.Abim hevesle gülümseyecekken cevabımı duyunca yüzü düştü ve vitesi değiştirirken "Biz nereliyiz Gazel?" diye sordu.Ne söylemek istediğini anlamıştım ancak sinirlenince kulaklarının kızarmasını görmek çok komikti.Babam ona bunu söylemesinden rahatsız olduğunu da söylese ve hatta kimliğinde 'İstanbul' yazsa dahi bu soruya hep aynı cevabı verirdi.
"Kayseri."dedim bu sefer.Gülümseyip "Nereli? " diye sordu.Dişlerimi göstererek gülümsedim ve "Gayserili gı'. " diye yanıtladım.Abim kolunu ensemden geçirip boynumdan tutarak beni kendine çekti ve kafama büyük bir öpücük bıraktı.Hüma bizi gülümseyerek izliyordu.İlk başlarda abime gıcık olsa da sonunda onun babam yüzünden bana öyle davrandığında hem fikir olmuştuk.Abim beni serbest bırakırken "Ağrıdı mı bir yerin?" diye sormayı ihmal etmedi.Canımın acısı benim umrumda mıydı?Hep özendiğim o abi kardeş olmuştuk.Canımın acısını duymuyordum bile.Aslında duyuyordum ama mutluluğumu gölgelemesine izin vermeyecektim.
Hüma iki koltuğun arasından kafasını uzatıp "Ne güzel oldu ya böyle.Sık sık yapalım bunu." dedi.Kafamı sallayarak onayladım.Abimin yüzü burada bozulur gibi oldu ama çaktırmadan toparladı.Ancak bundan birkaç gün önce yüzüme yapıştırdığım o tebessümü tanımıştım.Yalandan.Gülmüş sayılmak için yapılan bir şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ
RomanceBizim hikayemiz yıllar önce başlamıştı. Bir gölün kenarında her şeyden habersiz oynarken şekillendi kaderimiz.Bir hayaldi,bir umuttu ve bir bekleyiş... Yıllar sonra birbirlerini bulan siyah bir mürekkep ile beyaz bir sayfanın hikayesidir.