Hiçbir tepki vermeden öylece kaldı.Bende sadece sokak lambasının yardımıyla aydınlanan yüzüne baktım.Dudaklarının kenarı hafifçe kıvrıldı.Oydu işte.Onu unutmadığımı biliyordu."Çok özledim.." diye tekrar fısıldadım.Kafasını biraz daha kaldırdı ve gölgeli yüzü biraz daha aydınlandı.Koyu yeşil gözleri parıldadığında yavaşça tüm yüzünü inceledim.Uzun çenesini,kirli sakallarını,biçimli dudaklarını,güzel burnunu,gece kadar karanlık olan siyah kaşları,esmer teni,güzel,kıvrık kiprikleri,alnına düşen siyah saçları...
Çocukken koyu kestane olan saçları daha da koyulaşmıştı.Boya mıydı acaba?Ama boya olamayacak kadar güzeldi.Güzel ve parlak...Ama gözleri aynıydı.Gözlerine bakınca anlamıştım.Sadece eskisi kadar sade değillerdi.Gözlerinde,bakışlarında bir kargaşa hakimdi.Ama yine de orada bana, sadece bana bakan o küçük şovalyeyi görebiliyordum.Bana ait olan şovalyeyi.
"Seni seviyorum.Seni hala çok seviyorum Baybars.." ben içimden geçenleri söylerken o sadece bakıyordu.Neden o da bir şeyler söylemiyordu?Beni sevdiğini söyleyebilirdi.Beni özlediğini..Hadi bir şey söyle bana.Bana beni sevdiğini söyle,beni buradan götürmek için geldiğini..."Baybars?" dedim soru sorar gibi.
Bakışları bir anda değişti.Kafasını karanlığa çevirdi ve kapşonunu daha da ileriye çekip yüzünü kapattı."Ben o değilim." dedi kısık ama keskin sesiyle.Kalbime giden bir damar kesiliyormuş gibi hissettim.Nefesim kısa bir an kesilirken o konuşmaya devam etti.
"Benim babam kendi annemin katili.Benim babam....O çocuğun katili.Ben senin aradığın,özlediğin,sevdiğin o çocuk değilim.O çocuk öldü artık.O çocuk yok."
Öne doğru ilerledim ve bacağının üzerinde duran elinin üzerine elimi koydum.Gerilen parmaklarını kavradım ve "Sen osun.Kendine yabancılaşmışsın sen.Ama ben seni tanıdım.Nerede olsan tanırım ben seni.Sen benim şovalyemsin."
"Ben senin hiçbir şeyin değilim Gazel." ismimi söyleyişi bile aynıydı işte.Hala neden inat ediyordu ki?Ben oyum dese.Gel benimle dese.Hiç birşey,hiç kimse umurumda olmazdı.Cehennemin en dibine giderdim onunla.
"Ben o değilim.O çocuk kadar masum değilim ben.Senin masumane sevgini hak eden kişi oydu.Bense karanlığım.Siyah!" yerinden bir anda zıpladı ve öne doğru iki adım attı."Sense güneşsin,ışıksın,masumsun...Seni kendi karanlığıma sürükleyemem ki..Ben senin sevdiğin o kahramanın değilim ki.."
Ayağa kalktım ve boyu benden neredeyse yirmi santim uzun olan Baybars'ın yanına ilerledim.Her adımımda biraz daha çöküyordum sanki.Beni bırakacağını biliyordum.Bunu anlamıştım ama kabullenmek istemiyordum.Beni bırakamazdı.Bunca yıl onun hayaline tutunup yaşamıştım ben.Bu kadar yıl onu sevmiştim.Başka kızlarla olma ihtimaline rağmen sevmiştim onu.Şimdi ben o eski ben değilim deyip gidemezdi.Peşini bırakmazdım.Eğer giderse benim umudum giderdi,çocukluğum,hayallerim,acım,sevincim...O giderse ben de giderdim.
Büyük uğraşlar sonucu elimi omzuna koyup "Sen karanlıksan,ben de ışıksam eğer;beni bırakırsan bir anlamım kalmaz ki.Işığın anlamı karanlıktadır.Bak mesela:Eğer şu sokak lambasından sızan ışıklar olmasaydı ben seni göremezdim,sen de beni göremezdin.Sabah yanması bir şey ifade etmez ki.Sabah ben zaten görebilirim her şeyi ama karanlıkta...Beni bırakma." kendimce döndüre bildiğim kadar bedenini bana döndürüp "Seni tanımama izin ver.Ben seni böyle de severim." dediğimde Baybars derin bir nefes alıp beni "Hastayken buralarda gezmemelisin." diye uyardı.Bir an afallasam da konuyu geçiştirmesine izin vermeyerek "Yüzünü aç." dedim.
Bir anda elleri yumruk olurken "Sen saf mısın?!" diye bağırmasıyla yerimden sıçradım."Beni buradan kovsana!Bağır!Yardım iste!Bir şey yap!Neden hala beni merak ediyorsun?!Beni merak etme!Beni sevme!Beni araştırma!Salak!Bu kadar saf olmayı kes!Kendin için bir şey yap ve buradan koşarak uzaklaş!" Kalbim korkuyla çırpınıyordu.Her kelime bir çekiç darbesi yaratıp camdan kalbimi kırıyordu.Halbuki onun kırıkları birleştirmesi gerekiyordu,yerine yenilerini yapması değil.Hem halimi görmüyor muydu?Bu halimle beni yalnız bırakabilir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ
RomanceBizim hikayemiz yıllar önce başlamıştı. Bir gölün kenarında her şeyden habersiz oynarken şekillendi kaderimiz.Bir hayaldi,bir umuttu ve bir bekleyiş... Yıllar sonra birbirlerini bulan siyah bir mürekkep ile beyaz bir sayfanın hikayesidir.