Sahranın Ağzından
Sabah uyanıp mutfaga girdim Kahvemiçin su hazırladıım . ardından banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım . Üstümü değiştirdim . Saat daha 6 ydı . Kendiliğimden uyanmama şaşırmıştım .Suyu alıp kupama doldurdum . Üstüne kahvemi koyup karıştırdım . Tv karşısına geçtim . İzlemeye değer bir şey bulamadım . Aşağıya indim Annem yine erkenden vakfa gitmişti . Vakıfta ne buluyor anlamıyorum ki ! Mine Abla ( Dadım sayılır.) odasında uyuyor olmalıydı . çantamı aldım ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım . Evden uzaklaşınca aklıma bugünün cumartesi olduğu geldi. Geri dönmeye üşendim bende biraz yürüyüş yapmak için parka doğru yürüdüm . Arabayı almamıştım . İyi ki de almamışım . Saat 6.30 du. Park tenhaydı . Serseriler ve yürüyüş yapan bir kaç insandan başka kimse yoktu . Parkın derinliklerine doğru yürürken 'Kime çalışıyorsun lan sen' diye bi bağırma sesi duydum . Bendeki de merak sesin bulundugu tarafa gittim .
İki tane ayı gibi adam başka bir adamı kollarından tutmuştu . O tutulan adamın karşısında genç bir adam konusuyordu . Sonra konuşan adam belinden silah çıkarıp tutulan adamı alnından vurdu . Cok korktum kendimi tutamayıp çığlık attım .
Buğranın Ağzından
Babamın ölmediğine dair aldığım mail üzerine sinirlerim cok bozulmustu. Can'dan (sağ kolum ve tek dostum) o mailin sahibini bulmasını istedim . Maili gönderen adamı bir parkta bir adamla konuşurken Can'ın tarifiyle buldum . Mail sahibi konusmasından sonra tek başına yürümeye başladı adamlarıma onu tutmalarını emrettim . Adamı derinlere götürüp konuşturmaya çalıştım ama 'Baban yaşıyor' dan başka bişey demedi . Lan bende durur muyum ? Sinirime hakim olamayıp adamı öldürttüm . O sırada bir kızın çığlığını duydum . Adamlarıma hemen koşarak ağlayan sarışın kızı işaret ettim . Adamlarım o kızı bi kaç dakika sonra yanıma getirdiler . Kız ağlıyordu ve başını eğmişti ."Ben bişey görmedim gerçekten kimseye söylemem bırakın beni" . Deyip durdu . "Bana Bak !" diye bağırdım ona , kafasını kaldırıp bana baktı. Gözleri ..
Gözleri çok güzeldi , dalıp gittim gözlerinde . Maviyle huzurun karışmasıydı göz rengi . Yanımdaki adamın "Buğra Bey , arabanız geldi ." demesiyle kendime geldim "Kızı bırakın" dedim bıraktılar . Kız hala bana bakıyordu . "Arabayı bırakıp gidin" dedim emrime uyup gittiler . Kızın kolundan sıkıca tutup arabaya doğru götürdüm "Bırak kolumu " diye ağlamaya başladı . Umursamadım . "Acıyor lütfen" dediginde durdum . kolunu bıraktım kolunu tutmaya başladı . Sanırım gerçekten acıttım . Neyse . Gözlerinin içine baktım bir kez daha sanki buna ihtiyacım vardı . bir kaç saniye sonra "Bin arabaya" dedim . Dinlemiyordu beni . Nasıl dinlemez ! Bir kaç kez daha söyledim . En son gözlerimin içine çok kötü baktı . O bakışla içimde değişik bir şeyler oldu . E tabi sarışın mavi gözlü görünce dibimiz düşüyor . Arabaya bindi. Sonra dağ evime doğru sürdüm .
"Beni de öldürecek misin ?" dedi .Sesi korktuğunu belli ediyordu .
"Öldüreyim mi?" dedim yola bakarak .
"Hayır.." dedi . Çantasından telefonunu çıkardı . Ne yapacagı belli olmaz diyerek elinden telefonu tutup çektim . "Napıyosun Sen !" diye bağırdı . şaşırmıştım .Kimse bana bağırmamıştı şimdiye kadar . Altımda inleyen kızlar dışında . "Ben müzik dinleyecektim !" dedi elimden telefonunu çekti . Gerçekten müzik mi dinleyecekti . Arabayı durdurdum . Telefonunun kapağını çıkardı içinden de sim kartını çıkardı . Sim kartını avucunda sıktı . "Sen o'sun" dedi . Güldüm "Kim?" dedim . Hiç beklemediğim bi cevap verdi . "Ben seni daha öncede görmüştüm . Hayvanat bahçesinde ki Ayı değilmisin sen!" dedi ardından gülümsedi . Benimle kavga etmeye çalışması hoşuma gitmişti . "Bende seni daha önce görmüş olmalıyım . Seninle hiç yatmışmıydık?" deyip gülümsedim . Dudağını ısırdı mavi gözlerini kocaman açtı . "Ne diyosun öküz ayı gerizekalı aptal !" sinirlenmişti ve çok tatlı görünüyordu . Ama beni cazibenle yenemezsin .
Sahranın Ağzından
Gördüğüm adam sanırım bi mafyaydı . Adı buğraymış . Yani adamları oyle soyledi . Onunla ufak bi tartışma yaşadık beni bozmasaydı iyiydi . Sinirlenip müzik dinlemeye başladım tabii planımda müzik dinlemek değilde polisi aramak vardı . Aslında çok korkuyordum , bana ne yapacaktı ? Bunu ona belli etmek istemedim . Çaktırmadan onu izlemeye çalıştım çok yakışıklıydı .Bir şeyler söylediğini görünce kulaklıklarımı çıkarıp "hı?" diye sordum cevabı beni çok kızdırdı ." Diyorum ki bana yiyecekmiş gibi bakıyosun ya çok tatlı oluyosun" yiyecekmiş gibiymişmiş . Bir dağ evinin önünde durduk . Yoksa bu bana tecavüz edip sonrada öldürüp buraya mı gömecekti ? 'Yok kızım niye yapsın' diyen iç sesim Buğra denen adamın kapıyı açmasıyla sonlandı .
Kibarmış ya.
Lafımı geri alıyorum . Kolumdan sıkıca tutup beni arabadan cıkardı evin kapısının anahtarını cebinden cıkardı ve kapıyı actı . 3 katlı aşırı lüks döşenmiş bir evdi . ortada deriden siyah bir koltuk vardı . Beni koltuğa doğru attı . "Yavaş !" dedim canım biraz acımıştı . karşımdaki tekli koltuğa oturdu . "Hatun adın ne" hatun dedi bana çok hoşuma gitti . Ama cevap vermedim . Kalktı bana doğru yürüdü . Belinden silahını çıkardı "Peki.." dedi ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yatak Odası
Teen Fiction" Senden nefret ediyorum bırak beni !" Bağırmaktan sesim güçlükle çıkıyordu . Duyduğum cevapla sinirim daha da arttı : " Tek kelime daha etme , bundan sonra BENİMSİN HATUN !"