Sizi seviyorum. Yanımda olanları seviyorum. İçinden yorum yapmak isteyipte üşenenleri de seviyorum.
"Hayatta girmem ben o filme! Delirdiniz mi? Okudum yorumlarını, korkudan çıkmış insanlar ilk yarıda."
Hala film afişlerine bakarken Bahar ve Renk girmek istediğimiz filme karşı çıkmışlardı. "Ama hayatım ben varım, bana sarılırsın." dediğimde kafasını iki yana salladı inatla.
"Beni hiçbir varlık o filme sokamaz. O kadar."
***
"Pardon.. Pardon geçebilir miyim? Bir saniye.."
Elimdeki kova dolu mısırları taşırken yerimize geçmek için izin istiyordum insanlardan. Sonunda sevgili koltuklarından aldığımız numaraya oturup Renk'in ve diğerlerinin yerleşmesini bekledim. Diğer kovayı Bahar'la Ekim'e verip diğerini Renk'e uzattım. O ise somurtmaya devam ederek kovayı eline aldı.
"Aşkım yapma böyle. Dediğim gibi ben varım."
Güldüğümde oflayarak mısırını yemeye başladı. Aslında maksat korkup bana sarılmasıydı, ama bunu her zaman yaptırabilirdim de biraz eğlenmek istiyordum. Atmosfer böyle daha iyiydi.
Reklamlar bitip film başladığında Renk kovayı bir köşeye bırakıp elimi tuttu ve koluma sarıldı. Güven vermek adına saçlarının arasına kokulu bir öpücük bıraktım. Şuan o kadar komik gözüküyordu ki, ısırasım geldi. Ama ısırmadım çünkü çığlığı basabilirdi. Zaten hali hazırdaydı.
Filmin korku dolu sahnelerine geldiğimizde Renk gözlerini kapayıp başını omzumla koltuk arasına sıkıştırdı. Gülerek elini sıktım. Ancak sonra, Renk yanımdan hızla kalkıp gittiğinde Ekimlere baktım. Onlarda şaşkınlıkla bize bakıyorlardı.
"N'oldu?" diye sordu Bahar.
"Siz durun. Ben bakıp geleyim. Korktu herhalde." dedim ve ayağa kalkarak bende çıktım salondan. Renk'i bekleme koltuklarında oturmuş olduğunu görünce yanına gittim hızlıca.
"Renk? Bi tanem n'oldu böyle? İyi misin?" diyerek oturdum yanına. Ellerini tuttuğumda buz gibi olduğunu fark edince kaşlarım çatıldı. İyi gözükmüyordu. "Korktun mu?"
Gözlerime baktı. "Hı? Hı, evet. K..korktum.. Ondan."
"Ben özür dilerim. Ne bileyim böyle çıkıp gideceğini. Gidelim mi?"
Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Sanki başka bir şey vardı. Tuhaflık seziyordum. "Renk sen iyi misin? N'oldu?"
"Korktum dedim ya Yalın. Bir şey yok."
Ellerini ısıtıp onlara bir öpücük kondurdum. Orada Baharların çıkışını bekledik öylece. Çıktıklarında biz de ayağa kalktık.
"Renk? Kanka iyi misin?" diye sordu Ekim. Renk gülümseyerek kafasını salladı. Sonra Bahar Renk'i kolundan tutup arkamıza geçtiklerinde pek takmayarak Ekim'le ilerledik.
***
"Hayır yani madem böyle baş dönmelerin vardı ve ilaç aldın, bana niye söylemiyorsun onu anlamıyorum!"
Giderek sesim yükseldiğinde derin bir nefes alıp önden ilerlemeye devam ettim. Renk'se arkamdan sessizce ilerliyordu. Az önce Baharla aralarında geçen konuşmasından bir kelime bile duymam yetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çizgisiz Defter
FanfictionOkyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevda da boğulur.. Cemal Süreya Renk ve Yalın'ın hikâyesi. ----------------- BU HİKÂYE 28 Mayıs 2016 TARİHİNDE YAYIMLANMAYA BAŞLAMIŞTIR.