Umarım gifler kafanızı karıştırmıyordur, Yalın'ı Çağatay'ın Delibal'da ki hali olarak düşünün.
Hastaneye nasıl vardım, o uyuşuk kadına Renk Altuntaş nasıl dedim, kadının söylediği kata nasıl çıktım hatırlamıyordum. Ona bir şey olacak korkusunu hiç göz önünde bulundurmamıştım çünkü herkesin aklında sevdiğime bir şey olmaz vardır ya, bende ki de o hesaptı. Sanki Renk melekmiş de ona hiç zarar gelmezmiş gibi düşünüyordum.
Ama ben kaybetmeden değerini biliyordum.
Renk'in kaldırıldığı odaya yaklaşmışken kapı açılıp içeriden bir doktor çıkınca yanına gittim hızlıca. "Renk iyi mi?" diye sordum hemen.
"Neyi oluyorsun?"
"Erkek arkadaşıyım. Söylesenize o iyi mi? N'oldu?"
Derin bir nefes aldı. "Anne babası yok mu?"
"Onlar şehir dışında yaşıyor. Burada bir yakını ben varım."
"Seninle odamda konuşsam iyi olur. Takip et beni."
Doktor önde ben arkasında yürürken önemli bir şey olduğunu düşündüm. Oysa buraya gelirken hemşirenin o iyi demesiyle bende sadece bayıldığını düşündüm. Çünkü bayılıyordu hep...
Odasına girdiğimizde o kendini siyah deri sandalyesine bırakırken bende siyah koltuğa oturup ellerimi önümde birleştirerek önüme eğildim.
"Kan tahlili yapıldı. Daha doğrusu Renk hanım benim hastamdı uzun zamandır. Sende biliyorsundur belki. Beyin damarlarından birisi yırtık. Ve bu giderek..."
Şaşkınlıkla doktora bakarken aynı zamanda kaşlarımı çattım. Bu... Söyledikleri doğru olamazdı. Öyle oldaydı bana bahsederdi ki Renk.
"Bi..bi dakika. Damar yırtılması mı? Bana söylemedi."
"O zaman şöyle söyleyeyim. Renk hanım bana baş dönmesi ve bayılmalarla ilgili şikayette bulundu. Üstelik elleri ve ayakları da uyuşuk ve sürekli soğukmuş. Bunlar, beyin damarı yırtılması ve kanamasının belirtileriydi."
Burcumdan kaynaklanan etkiyle gözlerim dolarken sadece gözlerimin önünde Renk'in gülüşü vardı.
"Başlarda tedaviye girmesini önerdim. Ancak Renk hanım bunu düşüneceğini söyledi ve belirtilerin azalması için benden ilaç istedi. Onaylamak istemedim ama zorlayamazdım da. Evlat... Şimdi hazır öğrenmişken onu ikna etmen gerek. Aksi taktirde.."
Elimi hafifçe yukarı kaldırdım onu. Devamını duymak istemiyordum. "Tedavi süresi... Nasıl? Yani ne olacak?"
Önündeki kağıtlara kısa bir bakış atıp tekrar gözlerimizi buluşturdu. "Bir buçuk yada iki haftalık bir ilaç tedavisi görecek. Onu bu süre boyunca hastanede tutmamız gerek. Tedavi sonunda ameliyata alınacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çizgisiz Defter
FanfictionOkyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevda da boğulur.. Cemal Süreya Renk ve Yalın'ın hikâyesi. ----------------- BU HİKÂYE 28 Mayıs 2016 TARİHİNDE YAYIMLANMAYA BAŞLAMIŞTIR.