Odaya geri döndüğümüzde Renk bir an olsun elimi bırakmıyordu. İçimde tarif edilemez bir mutluluk vardı.
Kapıyı kapatınca alt dudağımı dişleyip onu kapıya yasladım. "N'apıyosun? Bırak hadi, uyuyalım."
Alnımı alnına yaslayıp kokusunu içime çekmek adına derin bir nefes aldım. "Uyumayalım."
"Ya ne yapalım?"
"Sevi..." boğazımı temizledim. "Yani şey. Imm. Sevelim birbirimizi."
Parmak ucuna çıkıp kollarını boynuma doladıktan sonra dudaklarıma minicik bir öpücük kondurdu. "Mıncırırım seni."
Gülümseyerek yanağından öptüm. Sonra üzerimizi değiştirip yatağa yattık.
"Sarıl."
Dediği üzerine kollarımı bedenine sarıp burnumu saçlarına yasladım. "Geri dönelimde, bir an önce evlenelim."
"O işler öyle kolay olmuyor canım."
"O ne demek?"
"Daha bunun istemesi var, sonra nişanı sözü var, hazırlıkları var, çeyizi var, kınası var, düğün organizasyonu var. Var da var."
"Oha!" çıktı ağzımdan. Anasını ya!
"Sen evlenmeyi kolay mı zannediyorsun?" diye sorup ellerini yanağıma yerleştirdi.
"Off. Neyse, başa gelen çekilir."
Kafama vurdu. "Gebertirim seni. Sanki zorla evlenme teklifi ettirdik. Deli."
Gülerek elini öptüm. "Sakin ol. Bi şey demedim. Dedim ki, gülü seven dikenine katlanır."
Kıkırdayarak kafasını eski yerine koyunca gülümseyerek iç çektim.
Evleneceğiz.
Düşüncesi bile mükemmel.
***
Ertesi gün uyandığımda yanımda Renk'i bulamayınca mutfaktan gelen seslerle endişelenmeyi kesip gülümseyerek gerildim. Bugün son günümüzdü burada. Hafta sonluğuna gelmiştik zaten.
Yattığım yerden manzarayı izlerken elimi başımın altına getirdim. "Günaydıııın!"
Yanıma zıplayan Renk'le kıkırdayarak ona doğru döndüm. "Günaydın bi tanem."
"Bugün o kadaaar mutlu uyandım ki anlatamam."
Tek kaşımı havaya kaldırıp elimle yanağını okşadım. "Hıı? Niyeymiş?"
Küçük bir tebessümle başını öne eğip yüzüğünle oynamaya başlayınca gülümsemem sırıtmaya dönüştü. Elimi yanağına yerleştirip diğer yanağından öptüm.
***
Ertesi gün okuldan çıkıp arabama ilerlerken sayısızca ofluyordum. İçim sıkılıyordu. İki günlük tatilde düşünmeden, mutluydum ama buraya adımımı atar atmaz içim sıkılıyordu.
Sadece, Renk'le evleneceğimi düşünüp bir anlıkta olsa havalara uçuyordum hepsi bu.
Arabama binecekken gözüm ilerideki ağaçların arasına takıldı. Tanıdık bir sima, kıvırcık saçlar, buğulu gözler ve gamzeler. Bu Renk değil. Bu...
Gözlerimi ordan ayırıp tekrar baktığımda bu sefer birisini göremeyince derin bir nefes alıp arabama bindim.
"Öldü o, saçmalama."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çizgisiz Defter
FanfictionOkyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevda da boğulur.. Cemal Süreya Renk ve Yalın'ın hikâyesi. ----------------- BU HİKÂYE 28 Mayıs 2016 TARİHİNDE YAYIMLANMAYA BAŞLAMIŞTIR.