Chapter 11

899 50 18
                                    

Confessions

   Sonunda okul bitmişti. Söylendiği kadar kolay olduğunu sanmayın. Neyse Winona'yla bahçeye doğru yürüdük. Ama malesef bu sefer kapıdan alan kimse yoktu, eve yürüyerek gidecektik. Hava saçlarımı etrafa savururken telefonumu cebimden çıkardım ve saate baktım. "4:20" Mesaj falan da yoktu, Harry normalde mesaj atardı sanırım işi var o yüzden ben aramaya karar verdim. Telefon uzun bir süre çaldı ve sonra açtı.

"Heyy, nasılsın prenses?" Prenses? Yeni kelimesine bayıldım!

"İyiyim Harry, sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim seni özlemek dışında.. Bir de çok yorgunum."

"Kendini çok yoruyorsun, biraz dinlenmelisin."

Az önce seni özlediğini söyledi ama sen saçma saçma cevaplar veriyorsun.

Üzgünüm iç ses. Romantik olmak kanımda yok.

"Denerim... " İç geçirdi.

"Tamam o zaman sen şimdi uyu ben de arkadaşıma gidiyorum."

"Tamam, iyi eğlenceler prenses görüşürüz."

Telefonu kapadım ve Winona bana bakmaya başladı. 

"Bir sorun mu var?" Evet tabiki var, Winona meraktan çatlıyor.

"Şu çocuğu bana anlatacak mısın artık?"

"Eve hemen gidersek anlatacağım."

"O zaman hızlı yürü." Kolumu çekiştirmeye başladı. Ben de hızlı adımlarla ona eşlik ediyordum. Sonunda evin bahçesine girebildik.

"Sahi bugün annenler ve abin yok mu?"

"Onlar şehir dışına çıktılar 1-2 günlüğüne, ev bizim takılırız." Göz kırptım. İçeri girdik kendimi hemen koltuğa attım. 

"Hey, hemen gidiyoruz ve pijamalarımızı giyiyoruz, sonra da pizza ve dedikodu!"

Kendimi zorlayarak kanepeden kalktım ve Winona'nın odasına koştum. Pijamalarımı geçirdim (MULTİMEDYADAKİLER) ve odadan çıktım. Winona da banyoda giyinip yanıma gelmişti. Şu anda, depresyona girmiş kızlar gibi duruyorduk. Mutfağa kadar yarış yaptık ve ben kazandım. 

"Haha ben kazandım, pizzaları sen sipariş et."

"Tamam tamam ediyorum şimdi."

*Yarım saat sonra*

Pizzalar gelmişti ve biz de alıp salonda kanepeye kurulduk. 

"Evet küçük hanım, anlat bakalım neler oluyor?"

"Hastanede tanıştık. Niall'ın arkadaşıydı. Odasına gitmiştim. Orda gördüm ve konuşmaya başladık. Öyle işte."

"Niall ne alaka peki?"

"Of Win, çarpıştığım çocuk o!"

"Ahh gerçekten miii? Ben hiç tanışmayı düşünmemiştim!"

"Zaten ağlamaktan hiçbir şeyi gözün görmüyordu."

"Haha evet. Eee sonra noldu? Kızım bu Harry Styles! Nasıl konuşmaya başladınız? Herkese yüz vermez ki!"

"Başta bana da çok kötü davrandı zaten."

"Hemen anlatıyorsun, HER ŞEYİ!"

"Sakin ol, anlatıyorum."

******

"Bence, bu çocuk senden hoşlanıyor kesinlikle hem de!! Sen ne diye reddettin başta anlamadım."

Trust MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin