Çise pazar günü tüm gün nöbetçi olmasına hatta gece boyu bir dakika bile uyumamış olmasına rağmen pazartesi gününe bitmeyen bir enerji ile başlamıştı. Yağmur yorgunluktan nasıl bayılmak üzereyse o da o kadar heyecanlı ve mutlu görünyordu. Gözü kapıda gelecekleri beklerken yanındaki adam ikide bir saati sorması genç adamın canına yetmişti. Kolundan saati çıkarıp kızın koluna takarken "Neyin var senin bugün? Son üç haftanın acısını çıkarır gibisin" diye sormuştu.
Çise neşeyle kolundaki saati sallarken "Kaçmamaya karar verdim. Bugün aradaki bu soğukluğu kaldırmak için ilk adımlarımı atıyorum. Önce kızlardan başlayacağım sonra da Mert'e hiçbir umut vermeden arkadaşım olarak geri kazanmaya çalışacağım." demiş ve partnerine göz kırpmıştı. Yağmur esnerken "Hala bu kadar arkadaş delisi olmabilmeni anlamıyorum. İyi aferin ne yaparsan yap ama beni karıştırma" dediğinde Miray kapıdan girmişti.
Genç doktor da haftanın ilk gününün huysuzluğunu yaşarken bir de Çise'nin önüne zıplaması ile iyice şaşırarak duvara kadar gerilemişti. "Uyanamamışsın daha Miray. Kahve ısmarlayayım mı sana?" diye şakıyan Çise'yi tanımıyor gibi yapan Yağmur oturduğu koltukta kendini iyice kaydırıp gözlerini kapatmıştı. Miray ondan kendine fayda olmadığını anlayınca "Kalsın istemez" diyerek bayanların soyunma odasına yönelmişti ama Çise'nin vazgeçmeye niyeti yoktu.
"Hadi ama ben de daha sabah kahvesi içmedim bu gıcık da kahvaltıdan önce kahve içmez zaten sağlıklı değil diye birlikte içelim. Ah Sedef de geldi hadi hep birlikte gidelim"
Çise daha sözünü tamamlamadan açılan kapıdan giren ikinci kız da sabah şokunu yaşamıştı. Günlerdir depresif bir havada gezen iş arkadaşlarının bir anda sıcak bir yaz güneşine dönüşmesi başlarını döndüren iki kız medet istercesine Yağmur'a baksalar da Çise ikisini de kolundan çekiştire çekiştire kafeteryaya götürmüştü bile. Aldığı üç bardak kahve ile bir masaya oturduğunda Sedef de Miray da kıza delirmiş gibi bakıyordu.
"Hadi soğutmadan içsenize. Birazdan Süha Hoca gelirse hiç fırsatımız olamayacak. Tatil nasıldı bu arada? Dinlenebildiniz mi haftasonu?"
Genç kız gülen gözlerle konuşup bir yudum kahve aldığında Sedef "Hayırdır Çise bir şey mi isteyeceksin?" diye sormuştu temkinli bir şekilde. Çise yine neşesinden hiçbir şey kaybetmeden "Hayır neden ki? Hep birlikte bir şeyler içelim dedim sadece son zamanlarda hepimiz çok stresliyiz bir türlü bir araya gelemiyoruz hazır vaktimiz varken değerlendirmek lazım değil mi? Bir ara dışarıda bir şeyler yapalım hep beraber olmaz mı?" diye sorduğunda şaşkınlıkları iyice artan iki arkadaş şüphe ile birbirlerine bakmışlardı.
Çise nöbette olan komik olayları anlatırken de aynı şaşkınlık büyüyerek devam etmiş sonunda Süha Hoca ile takışmamak için kalktıklarında Sedef ve Miray daha güne başlamadan yorulmuşlardı. Çise zıplaya zıplaya odaya girdiğinde Yağmur'u hala uyuklar halde bulurken köşede oturmuş bir makale okuyan Mert'e temkinli bir şekilde gülümsemiş ve neşeyle Aslı'nın yanına gidip "Günaydın" diyerek kıza sarılmıştı.
Hala uykulu olan kız arkadaşının bu tepkisi ile gözlerini açıp "İyi bir şeyler oldu herhalde nöbette hayırdır" diye sormuş ama Çise omuz silkip gülümsemekten başka bir şey söylememişti. Aslı kızın bu hallerini çok özlediği için bir anda uyıkusu dağılıp dik bir şekilde oturduğunda Çise hafif bir şarkı mırıldanıyordu.
"Özlemişim bu halini gerçeken. Ne olduysa iyi olmuş"
Çise göz kırptığında odada Yağmur hariç herkesin onları izlediğini biliyordu bu yüzden dikkatini çekemediği tek kişiye sessizce yaklaşıp uyandırmaya çalışırken genç adamın tok bir sesle "Ellerini uzun bir süre kullanmak istiyorsan dokunma bana" demesi ile hemen arkasına saklamıştı iki elini de.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Kavşağı
Romanceİki zıt ruhun yolları sürekli kesişiyorsa bir nokta da birbirlerinin hayatlarına dalmak zorunda kalacaklardır! Birbirinden tamamen farklı ama birbirine bir o kadar da yakın iki doktorun birbirine teğet geçen kaderleri sonunda kesişiyor. Peki bu iki...