Gönlü kırık bir kalem daha parmaklarım arasında, ekşimiş mürekkebinin kokusuyla burnumu sızlatmakta. Uzanmak istediği kelamlarla ümidimi kaçırmakta... Beyin algılayamıyor, kalp kırgın, beden bitik, ruh terk-i diyar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gün geldi, kalemin ucu titredi. Yıllar sonra tıklanınca kapı, yürek duvarlarım haykırdı; müthiş bir yankı yayıldı etrafa. Sessizliği ortadan ikiye bölen keskin kılıç, öyle ustaca bilenmişti ki şaşkınlığı saniyeler içerisinde ortadan ikiye böldü. Ardında yabancı bir gölge belirdi. İrkildim. Bu yabancı, bu küçük kızı ürkütmüştü. Varlığı küçük kızın kabusuydu. Varlığı kabusumdu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sonra gitti. Bir daha gelmemesini diledim, ama geldi. Bu sefer daha yakınımdaydı. Kalemime sızmıştı. Bunu nasıl başarmıştı bilmiyorum. Hiçbir zaman cevaplamadı da. Yanıtı, ölümü olurmuş. Bana dedi ki: ''Ölmemi istiyor musun?'' Korkularımın ölmesini istiyor muyum? Hayır. Kabusun sona ermesini istiyor muyum? Hayır. Onun yaşamasını istiyordum. Onun... benimle yaşamasını istiyordum. Onun, insanların bana veremediği mutluluğu vermesini istiyordum.
Kalemimin ucunda bir adam doğdu. Ona bir isim koydum, kendisine zerre yakışmayan. Hayatıyla ve yaşadıklarıyla, yaşadıklarının üzerinde bıraktığı etkiyle uzaktan yakından alakası olmayan. Ona her seslenildiğinde yüreğinde bir sızı, dudaklarında buruk bir gülümseme nedeni olacak bir isim. Onun canını yakacak bir isim.
Kalemimin ucunda bir kadın doğdu. Melek gibi... Göz alıcı güzelliğiyle ve merhametten kanatlarıyla tıpkı Melek'ler gibi... Herkesin yardımına koşan, gülümsemesi bile ilaç olan kadın. Sevgiden bir kadın. Tek arzusu Mutlu'luk olan kadın... Vazgeçmek nedir, bilmeyen kadın.
Adam ağır yaralı, kadın enkaz. Adamın tahammülü yok, kadının hali. Adam savaşçı, kadın savaş.
Ben öyle bir adam yazdım kigökyüzüne meydan okuyan, yıldızları kadının avuçlarına sığdıran.Ben öyle bir adam yazdım ki yasakları bile kurallarına göre çiğneyen. Ben öyle bir adam yazdım kivarlığı sonbahar, yokluğu son bahar. Ben öyle bir adam yazdım ki... yazarken kanatan.Ben öyle bir adam yazdım kiyazmaya doyamam.
