Derin bir nefes alarak gözlerimi açtım. Şiddetli bir şekilde öksürerek yerimde doğruldum. Karşımda Tyler ve Bayan Martin'i bulmamla her şeyin normale döndüğünü anlamıştım. Tyler beni sarsmaya başlamıştı.
"Bella neler oluyor?"
Gözlerimi sabitlediğim yerden ayırıp Tyler'a baktım.
"Emily'i duydum. Nerede olduğunu biliyorum."Bunu söylememle ikisi de şaşırmış bir şekilde bana bakmaya başlamışlardı.
Tyler'ın yardımıyla hızlı bir şekilde ayağa kalktım. Tyler kollarımı tutup beni kendine doğru çevirdi.
"Bella sen ne diyorsun?" Diye sordu hafif bir tebessüm ile.
"Tyler Emily'yi nerede bulacağımızı bildiğimi söylüyorum. Onu bulabilirim."
Bayan Martin heyecanlı ve endişeli bir şekilde bana doğru yaklaştı.
"Bul onu! Bulun onu!" Diye bağırdı.
Kafamı salladım ve hızlı bir şekilde odadan çıktım. Tyler da arkamdan koşarak geliyordu.Arabaya bindiğimizde Tyler'a doğru baktım.
"Ed, Jess, Eric, Kate, David...herkese haber ver Tyler. Ormanın önünde buluşmamız gerektiğini söyle."Kafasını salladı ve dediğimi yapmaya koyuldu. Ben ise son gaz ormana doğru ilerliyordum.
....
Ormanın önüne geldiğimizde hepimiz aynı anda arabalardan inmiştik."Mesajınızı aldık. Nerede o?" Diye sordu Eric.
"Emily'nin söylediklerinden yola çıkarak bunu biliyorum Eric."
"Ne diyordu?" Diye sordu Kate gözlerini yere sabitleyerek.
"Soğuk, üşüyorum, yüzme bilmiyorum, rahat bırak beni"Kimse bir şey söylemiyordu. Kate'e doğru baktım.
"Kate...hatırlıyor musun? Bill'i yakmaya çalıştığınız zaman kafanıza bir çuvalın geçirilmesiyle neye uğradığınızı şaşırmıştınız.....gözlerini tekrar açtığında ise Dylan ile bir kuyuda olduğunu gördün. Suyu soğuk kuyunun, ses veya koku ya da herhangi bir şey geçirmeyen kuyunun."
Kate gözlerini büyüterek kafasını kaldırdı.
"Onu oraya atmış!" Dedi.Ed, Jessica'ya doğru baktı.
"Demek o yüzden kokusunu alamıyor ve onu bulamıyorduk." Dedi."Şimdi asıl sorunumuza gelelim. Kuyunun nerede olduğunu bilen var mı?"
Herkes düşünmeye başlamıştı. Tyler'ın nelerden söz ettiğimizden bir fikri olmasa da heyecanlı olduğu kesindi. Ona doğru baktım.
Tyler kaşlarını çattı ve yere doğru odaklandı.
"Tyler her şey yolunda mı?" Diye sordum.
Böyle dememle herkesin ona doğru bakması bir olmuştu."O kadının bana seslenişi...ağzındaki sivri dişleri...mesajların beni yönlendirdikleri yer ve her zaman gittiğim o yer. Kuyunun yanındaki kaya...."
"Tyler neler oluyor?" Diye sordu Kate.
"S..sanırım o kuyuyu biliyorum."Koşarak ormanın içine girdi. Biz de onunla birlikte koşmaya başladık ve onu takip ettik. Uzun süren koşturmadan sonra Tyler aniden olduğu yerde durmuştu.
Bizde durduğumuzda hepimiz nefes almakta zorlanmıştık. Karnımı tuttum ve hafif bir şekilde eğildim.
Tyler etrafına bakınıyordu. Jess elindeki çantayı yere doğru fırlattı ve oturdu. Herkes gerçekten çok yorulmuştu.
Tyler'ın bir anda bağırmasıyla hepimiz doğrulmuştuk.
"Emily!!!!"
Koşmaya başladı. Ed bana doğru baktı ve Tyler'ın peşinden gitti. Diğerlerine doğru baktım ve bende koşmaya başladım. Onlar da zaten arkamdan geliyorlardı. David yanıma kadar geldiğinde bana doğru baktı.
İşte kuyuyu bulmuştuk. Tyler kuyunun içerisine doğru eğildi ve bağırmaya başladı.
"Emily!!"Bize doğru döndü. Kıpkırmızı olmuştu.
"Bana el feneri verin!" Diye bağırdı. Jess hemen çantadan çıkardığı el fenerini ona doğru attı. Tyler tekrar kuyunun içine doğru eğildi.Jessica ve Kate'e doğru baktım. Aşağıya inmek için ipi hazırlıyorlardı.
David'e doğru baktım.
"Kim..inecek?"O sırada Kate bize doğru yaklaşmıştı.
"Bella kuyunun içerisine kurtboğan atmışlar. Bu yüzden biz giremeyiz." Dedi ardından Ed'e doğru baktı.Kafamı salladım.
"Öyleyse ben gireceğim." Dedim ve Jessica'ya doğru ilerledim.
Böyle dediğim anda Tyler bana doğru baktı. Soru soracakmış gibi duruyordu ama yine de sessiz kalmayı tercih ediyordu.Jess ipi hızlı bir şekilde belime doladı.
"Pekala. İp sağlam ama sen yine de dikkatli ol! Sivri yerlere sürtmemeye çalış."
Kafamı salladım ve kuyunun tümseğine çıktım. Tyler geriye doğru ilerledi. Hala bir şey demiyordu. David bir adım öne çıktı.
"Dikkatli ol!" Dedi.Tekrardan kafamı salladım ve oturarak aşağıya tutunup inmeye başladım.
Tyler ışığı aşağıya doğru tuttu. Ben ise derin derin nefes alıp veriyordum.
"Pekala Emily. İşte geliyorum."
Elimden geldiğince sıkı tutunmaya çalışıyordum ama ellerimin ıslaklığı buna engel çıkartıyordu.
Yanlış bir hareket yapmamla ayağım kaydı ve düşmeye başladım. Düşerken duvara fazla yaklaşmış olmalıydım ki kafamı sivri bir çıkıntıya vurmuştum. Bağırarak düşmeye devam ediyordum. Taa ki buz gibi suyun dibine göçene kadar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtlar Arasında (3. Kitap)
Werewolf"Çok garip öyle değil mi?! Birini seviyorsun ve onu kaybediyorsun! Hiç olmayacak insanlardan şüpheleniyorsun! Kime güvenip güvenmeyeceğin konusunda kararsız kalıyorsun! Daha sonra bir şey öğreniyorsun, bir şey oluyor ve işte o zaman anlıyorsu...