39. Bölüm

2.4K 209 19
                                    

David'in de yardımıyla yerimden kalktım.
"Emily uyandı mı?" Diye sordum sessiz bir şekilde.

Kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Hala uyutuyorlarmış. Kate, Eric ve Jess evlerine gitti. Bir tek Ed ile ben varız. Bu arada Bay ve Bayan Martin de burada. Amcan ve James de yoldalar."

Kafamı salladım ve ayağa kalktım. David'in koluna girdim.
"Hadi beni onlara götür." Dedim.

Kafasını salladı ve beni yürütmeye başladı.

Onların yanına gittiğimiz zaman Bay ve Bayan Martin'in gözü bana takılmıştı. Bayan Martin beni görür görmez bana doğru koştu ve sıkı bir şekilde sarıldı. Ben de ona sarılmıştım. Omzumun ıslanmasından ağladığını hissedebiliyordum. Ayrıldığımızda birbirimize doğru baktık. Ellerimi tuttu ve öptü.
"Sana çok teşekkür ederim Bella. Bunu nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum. Artık sen de bizim ailemizden birisin. Onu kurtardın!" Dedi dişlerini sıkarak.
Hafif bir şekilde gülümsedim.
"Umarım hemen uyanır!" Dedim.

Bayan Martin ağlamaya devam ediyordu. Onu böyle görünce aklıma annem gelmişti. Ben de gözümden birkaç damla yaşın inmesine izin vermiştim. Elleriyle gözümden akan yaşları teker teker sildi ve alnımdan öptü. Sanki annem buradaymış ve beni o öpmüş gibi hissetmiştim. Evet işte başarmışlardı. Artık ben de ağlıyordum. Hem de hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

David ve Ed hemen yanıma geldiler ve bana sarıldılar. Bayan Martin gözünü benden ayırmadan geri geri gitmeye başladı.

O sırada gözüm Tyler'a takılmıştı. Cama doğru yapışmış öylece Emily'i izliyordu. Gözünü bile kırpmıyordu. Yalnızca izliyor ve ağlıyordu.

David ve Ed ile ayrıldıktan sonra Tyler ile göz göze gelmiştik. Tyler yine bir şey dememiş ve kafasını çevirip Emily'i izlemeye devam etmişti. Öylece bekliyorduk ve neyi beklediğimizi bile bilmiyordum.

Tyler'ın bağırmasıyla hepimiz yerimizden sıçramıştık.
"O uyandı!"
Bay ve Bayan Martin koridordan gelen doktorlara doğru baktılar ve onlara doğru koştular. Bayan Martin ağlamaya başlamıştı. Ama bu sefer ki üzüntüden değil, sevinçtendi.

Doktorlar hemen odaya girdiler.
Koşar adımlarla Tyler'ın yanına gittim. O sırada amcam ve James de gelmişlerdi. Amcam David'i orada görünce ona çok sert bir şekilde bakmıştı. Hızlı bir şekilde yanıma geldi ve bana sarıldı. Ardından pansumanlı başıma doğru baktı ve tekrar sarıldı.
"Ben iyiyim amca." Dedim yutkunarak. Amcam benden ayrıldı ve Bay Martin ile konuştu. Geçmiş olsun dileklerini sunuyordu.

Tekrardan Tyler'ın yanına gittim.
"Sen iyi misin?"
"Bilmiyorum. Ne diyeceğimi de bilmiyorum. Teşekkür mü etsem yoksa başka bir şey mi söylesem bilmiyorum."
"Bir şey söylemene gerek yok. Emily benim de kardeşim."

Bana doğru baktı. Camdaki elimi tuttu. Ben de ona doğru baktım. Ardından hiç beklemediğim bir anda sıkı kaslarıyla bana sarılmaya başladı. Ben de ellerimi onun boynuna doğru doladım ve sarıldım. David ile göz göze gelmiştik. Ona baktığımı görünce gözünü hemen benden ayırdı ve arkasını döndü.

Tyler ile ayrıldığımızda bana minnettar bir şekilde bakıyordu.

O sırada doktorlar çıkmışlardı. Yüzleri gülüyordu.
"Geçmiş olsun. O uyandı. Bu geceyi de yoğun bakımda geçirecek. Ardından onu normal odaya alacağız." Dedi ve oradan ayrıldı.

.....
Yavaş bir şekilde açık kapıdan içeriye girdim. Kapının neden açık olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Üzerinde bir işaret vardı. Ama bu şeklin neyi ifade ettiğini bilmiyordum.

   Elimle kapının üzerine oyulan şekle dokundum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elimle kapının üzerine oyulan şekle dokundum. Cebimden telefonu çıkartıp şeklin fotografını çektim. İçeriye doğru ilerledim.
"Jim?"

Ses yoktu.

"Mark?"
"Amy?"
"Brenda?"

Ama kimseden bir cevap ya da ses yoktu.

Merdivenlerden yukarıya çıktım. Neredeyse evin her yerini gezmiştim ama kimse yoktu.

Odalara doğru baktım. Ardından merdivenlerden tekrar indim. Gerçekten de kimse yoktu.

Koltuklardan birine oturdum ve telefonumu yan tarafıma doğru koydum. Arkama doğru yaslanıp gözlerimi kapattım.

Kısa bir süre öyle bekledim. Buraya yakın bir yerden gelen çıtırtı sesiyle ani bir hareket yapıp ayağa kalktım. Çıtırtı sesleri giderek artıyordu.

Çizmeme doğru eğildim ve içerisinden bıçağımı çıkardım. Açık kapıya doğru ilerlemeye başladım.

"Kim var orada?!"
"Merhaba!!"

Cevap yoktu. Yalnızca çıtırtı sesleri geliyordu. Arkama doğru döndüm. Merdivenlerin olduğu yere doğru baktım. Ardından tekrar dışarıya doğru yöneldim.

Şiddetli bir kükreme sesiyle. Kulaklarımı kapatıp olduğum yere doğru oturdum. Sanırım sağır olmuştum...

Kurtlar Arasında (3. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin