18. Bölüm

2.4K 207 22
                                    

Ani bir hareketle ayağa kalktım.
"Ve-verem mi?..yani bana verem olduğumu mu söylüyorsunuz?"
"Bak bu sadece bir ihtimal tamam mı? Elimde o kadar kanıt yok. Bu yüzden tahlil yapmak istiyorum."
"Aman tanrım!" Diyerek elimi başıma koydum ve camdan bakmaya başladım.
"Üzgünüm Bella. Ama ne olursa olsun sana tahlil yaptırtmalıyım."
Derin derin nefes almaya başlamıştım.
Tıpkı büyükannem gibi..
"Amcanızın bundan haberi var ve o tahlil yapılmasında yana."
Uzun bir sessiz kaldıktan sonra konuşmuştum.
"Amcamdan başka birinin haberi var mı?"
"Hayır bunu sadece amcanıza söyledik. Şimdi tahlil yaptıralım mı?"
Ona doğru döndüm ve kafamı sallamaya başladım.
"Bunun bir ihtimal olduğunu söylüyorsun değil mi? Yani daha ilerleyen bir şey yok!"
"Hayır Bella. İlerleyen bir şey olup olmadığını tahlillerde öğreneceğiz."
"Öyleyse şöyle yapalım. Tahlilleri yaptıracağım. Bundan kimsenin haberi olmayacak. Eğer tahliller kirli çıkarsa bunu amcama bile söylemeyeceksiniz. Bir şeyi yok! Diyeceksiniz. Yalnızca benim haberim olacak."
"Ama eğer kirli çıkarsa tedavi olman gerekiyor."
"Olacağım ama herkesten habersiz. Eğer bana bundan kimseye bahsetmeyeceğinize söz verirseniz tahlilleri yaptırmaya olumlu bakarım."
Kısa bir süre düşündükten sonra kafasını olumlu anlamda salladı.
"Güzel! Artık başlayabilirsiniz." Dedim ve sandalyeye oturdum. Ağlamadığıma çok ama çok şaşırıyordum. Normalde olsa bebek gibi oturur bu hale geldiğim için ağlardım ama bu sefer ağlamıyordum.
Doktor kafasını sallayarak yerinden kalktı ve odadan dışarıya çıkıp kapıyı kapattı. Odaya kimse girmemişti. Doktor odaya geri döndüğünde yanında bir hemşire ile dönmüştü. Elinde metal bir tepsi tepsinin içinde ise küçük ilaç kutusu ile enjektör bulunuyordu.
   Hemşire ayakta beklerken doktor yerine çoktan oturmuştu.
"Son günlerde halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, öksürük, ateşlenme, gece terlemesi, göğüs ağrısı, kan tükürme var mı?" Diye sorunca gözlerimi büyütmüştüm.
"Halsizlik ve iştahsızlık dışında geri kalanını daha yaşamadım. Özellikle kan tükürme."
Eline bir iğne aldı ve içine ilacı yerleştirdikten sonra koluma doğru yaklaştırdı.
"Bu da nedir?"
"Tüberkülin"
İğneyi batırdığı an yanma hissi hissetmiştim. Resmen yerimde zıplıyordum.
"Ca-canım yanıyor."
"Üzgünüm Bella. Bu ilacın da yanma etkisi var işte."
İlacı içime enjekte ettikten sonra iğneyi çıkarttı. Kısa bir süreliğine baş dönmesi geçirsem de sonrasında eski halime dönmüştüm.
"Amcama bir şey söylediniz mi?"
"Evet söyledim. Tahlili yaptırmayı kabul ettiğinizi söyledim. Bunun hakkında benden bilgi alması bence en büyük hakkı."
Kafamı salladım.
"Ama eğer kirli çıkarsa ona söylemeyeceksiniz."
Kafasını salladı.
"Şimdi ne olacak?" Diye sordum.
"Kısa bir süre bekleyeceğiz."
"Ne kadar kısa?"
"48 ile 72 saat."
"Evet çok kısaymış. Saniye gibi geçeceğinden eminim."
"Merak etme Bella iki gün ya da üç gün sonra tekrar buraya geleceksin."
"Peki o süre içerisinde okula gidebilir miyim?"
"Elbette gidebilirsin. Zaten gitmeden önce seni bilgilendireceğim. Eğer iğne yaptığım yer şişerse Bella hemen buraya gel tamam mı?"
"Eğer şişerse ne olur?"
"İşte ona göre karar vereceğiz. Daha sonra o koluna göre de akciğer filmi falan çekeceğiz."
"Yani şimdilik bu kadar mı?"
"Evet Bella. Şimdilik bu kadar." Dedi.
"Öyleyse gidebilir miyim?"
"Bugün okula gitme. Ama yarın gidebilirsin. Şiştiği zaman.." Dedi ve masasından bir kart alarak bana doğru uzattı.
"Bu numarayı ara Bella. Saat kaç olursa olsun ara."
Kafamı salladım ve ayağa kalktım.
"Sonra görüşmek üzere Bay Ryan."
"Görüşmek üzere Bella."

Yavaş adımlarla odadan çıktım. Çıkar çıkmaz üçü de bana doğru bakmıştı.
...

"Doktor ile ne konuştunuz Bella?"
"Hiçbir şey. Sadece beni sıkıştırdı. Yani...karnımın cam kesiği olduğuna inanmıyor." Dedim ve çimlerle oynamaya başladım.
"Chris'in sürüsü yaptı öyle değil mi?"
Ona doğru baktım.
"Onların geldiğini sen nereden biliyorsun?"
"Çünkü benimle de Chris'i bulmak için konuştular."
"Peki onlara ne dedin?"
"Bilmediğimi söyledim."
"Ama biliyorsun David."
"Evet ama söylemedim işte."
"Sence onlarla işbirliği yapmalıyı mıyız?"
"Bilmiyorum. Şu sıralar kafam çok karışık."
"Ed ile konuştunuz mu?"
"Konuşmayı geç onunla kavga bile ettik."
"Sebep?"
"Bilmiyorum Bella. Gerçekten hiç bilmiyorum. Son 1 haftadır evden dışarı çıkmadım. Sadece düşündüm."
"Neyi düşündün?"
"Her şeyi...bizi, Ed'i, sürüyü, Bayan Will'i, Chris'in sürüsünü."
"Bizi niye düşündün ki?"
"Bella belki bunu sana her zaman söylüyorum, ama bir labirentin içindeyim attığım her yanlış adım beni çıkışa daha çok uzaklaştırıyor."
"Ne demek istiyorsun?"
"Sence arkadaş kalmamızı istesem kötü biri mi olmuş olurum?"
Karşıma doğru baktım. O ayrılmak için benden önce davranmıştı. Galiba o da benimle aynı şeyleri düşünüyor ve hissediyordu.
"Bilmiyorum. Sanırım olmazsın." Dedim. Bana doğru baktı.
"Vay canına! Anlaşılan sen de benim gibi ilişkimiz hakkında şüphe ediyormuşsun."
"Geçen gün James beni uyandırdı diyebilirim."
"Öyle mi?"
Kafamı salladım.
"David seni sevdiğimi biliyorsun..."
"Aynı zaman da benimle, sadece beni mutlu etmek için çıktığını da biliyorum."
"Bu doğru değil. Ben senden hoşlanmıştım."
"Ama hoşlandın Bella. Chris'i sevdiğin gibi sevmedin."
Kafamı sallamak zorunda kalmıştım. Alay eder gibi tebessüm etmişti.
"İşte buna gerçekten çok üzüldüm."
"David ben seni sevmiyorum demiyorum. Ama bence de arkadaş kalmamız her ikimiz için de en iyisi gibi görünüyor. Hem seni benden de çok seven birini tanıyorum David."
"Kimmiş o? Anna mı?"
"Hayır Anna değil. Melissa."
"Melissa mı? Yüzme takımının kaptanı mı?"
Kafamı salladım.
"2. Sınıfta benimle ilgilendiğini biliyordum ama hala hoşlandığını bilmiyordum."
"Ama hoşlanıyor." Dedim.
"Dost kalalım David. Ne olursun..birbirimize kırgın ya da kızgın olmayalım. Gelecekte kimin ne olacağı belli değil." Dedim.
"Bu da ne demek şimdi?"
"Mesela gelecekte benim yaşayacağım nereden belli? Ya da hastalanacağım."
"Evet şu anda saçmaladığının farkında olmanı umuyorum."
"Hiçbir şey belli olmaz David....peki....dost muyuz?"
Biraz bekledi ve karşısına doğru baktı. Gözlerini kapattı. Ardından tekrar açarak bana doğru baktı.
"Dostuz." Diyerek bana sarıldı. Ben de ona sarılmıştım. Kokusunu son kez içime çektikten sonra onu bıraktım. Her ihtimale karşı ona son kez sarılabilmek bana yetmişti...

Ve bu bölümde BelVid ciler gözyaşları içinde yazara söverler sjsjs. Dedim ki bence artık David'in de mutlu olmaya hakkı var. Aynı zaman da Bella da kimseyi üzmek istemiyor. O yüzden ayırdım arkadaşlar ama merak etmeyin onlar eskisinden de yakın olacaklar. Bunu için size söz veriyorum.
Şimdilik hoşçakalın!!

Kurtlar Arasında (3. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin