3.bölüm "Uysal kız"

2.4K 164 12
                                    

Multimedya Büyük Çamlıca korusu

"Aşk,sevdiğinin gözünden düşen her damla yaşta saklıdır "

Kaya'dan

1 hafta oldu neredeyse ama hiç Gülsüm'ün yanına gitmedim. Evdekilere konuştum. Onlar beni eve çağırıyor ama Gülsüm'e söz verdim o çağırmadan gidemem.Ben bunları düşünürken telefon çaldı arayan Mehtap teyze
"Mehtap teyze mi?"
"Evet"
"Abi kabul et sende, çok az vaktimiz kaldı kızı evlenmeye ikna etmelisin gerekirse zorla..."
"Zorla olmayacak,o bana güzellikle aşık olacak. Sence ben niye ona ilk kötü davranıp korkuttum ve ardından da ailesine yardım ettim sanıyorsun aklı karışsın ve de sadece beni düşünsün diye sadece beni .O benimle evlenecek ve benim karım olacak. Mert ile evlenmesine asla izin vermem.
"Alo Mehtap teyze"
"Hayır ben Gülsüm"Gülsüm mü?
"Gülsüm sen misin gerçekten"niye kekelediysem.
"Evet benim yarın Selim'in doğum günü sende gelirmisin?"
"Mehtap teyzeye söyledim yarın işim var da o yüzden gelemem"
"Eğer gelirsen mutlu oluruz"neyse işlerimi iptal etsem iyi olur. Bu kızın ricasını kıramam.
"Peki o zaman yarın gelirim ama şimdi kapatmalıyım kendine iyi bak"
"Sağol "telefonu kapattım.
"Bu kadar çabuk bellemiyordum."
"Neyi abi "
"Gülsüm'ün aramasını"
"Abi kız arasa suç,aramasa ayrı bir suç."
"Saçmalama Görkem, kız ne çabuk beni affetti öyle. Bu normal değil bence yada."
"Ya da ne abi."
"Ya da biri onu aramaya zorladı."
"Neyse ne,Ben çıkıyorum.işlerim var halletmem gereken. Yarın ki işlerimi iptal et. Yarın Gülsüm'lere gidiyorum."Çeketimi alıp çıkıyorum. Yolda düşünüyorum bu kız nasıl bu kadar çabuk beni affetti. Geldiğimi fark edince arabayı durdurup aşağıya iniyorum.
"Volkan işi hallettin mi."
"Evet abi, az önce polisler yakalayıp götürdüler."
"Uyuşturuculara dokunmadınız değil mi?"
"Hayır dediğin gibi yengeyi takip edenlerin aracına eldivenle gizli gizli koyduk. Sonra telefon kulübesinden polise ihpar ettik."
"Peki ya Selim"
"Abi Selim'den özür diledik. İlk korktu ama daha sonra ona yeni aldığımız topu verdik ve hatta onunla biraz oyun da oynadık şimdi bize alıştı. Arada yanına gidip top oynuyoruz onunla. Mehtap teyze de artık bizi tam affetti. Ona 'bir şey olursa biz hep burdayız mehtap teyze'evdekilerde bizi tanıyorlar artık. Onlar da bize alıştıklar 1 haftadır hep oralardayız."
" Bir daha çocuklara karışmıyorsunuz"
"Hayır abi, söz verdik sana bir daha çocuklara karışmak yok."
"Tamam,Ali nerde?"
"Annesini ameliyata aldılar o da hastanede"
"Hadi bizde gidiyoruz hastaneye"
"Ama yenge"
"Adamlar yakalandı,daha uzun bir süre Mert Adam yollayamaz buraya. Ben Görkem'i arıyorum oda hastaneye gelsin. Hadi sizde hazırlanın."Tam telefonu cebimden çıkarmışken
"Abi çok sağol sen olmazsan Necla yenge belkide"
"Saçmalama Memet ben size ne dedim artık sizde benim kardeşimsiniz sizin sayenizde Gülsüm'ün peşine takılan adamları yakalattık. Bundan sonra siz benimle çalışacaksınız. Bu konuları daha sonra konuşuruz. Şimdi Ali'nin yanına gidelim"Geçen hafta tam Gülsüm'lerden çıkarken gençlerin birinin telefonla konuştuğunu gördüm. Tam yanlarına gidip hala gitmedikleri için onlara kızacaktım ki telefonla konuşan "annem mi hangi hastane" dedi.Sonra kendimi gençlerle hastanede buldum. Telefonla konuşan genç(Ali)'in annesinde böbrek hastasıymış. Durumu fenalaşmış. Acilen böbrek nakli olması lazımmış ama paraları olmadığı için nakil olamıyormuş. Baba zaten yok terketmiş onları Ali'de işe girmiş ama para yetmiyormuş ameliyata. Hatta bu sene okula bile gitmeyecekmiş çalışmak için. Bunları Ali'nin arkadaşlarından öğrendim. Arkadaşları da aynı yardım etmek istiyorlarmış ama onlarında durumu yokmuş. Bende onlara yardım ettim. Hemen Necla teyzeyi özel bir hastaneye aldırdım. Neyseki hemen böbrek buldular.
Görkem'i arayıp hemen hastane gidiyorum gittiğimde ameliyat yeni bitmişti. Biraz hastanede kaldıktan sonra eve gittim ve yattım.

&

Sabah annemleri aradım ve bu gün gelmelerini söyledim Görkem biletleri ayırtmıştı bile.Adana'dan İstanbul'a uçak bileti saat 5 gibi burda olacaklardı. Öğlene doğru saat 1 gibi Birol'un yanına gittim. Oturalı yarım saat olmamıştı ki Birol'un telefonu çaldı arayan Gülsüm'ün patronuymuş. Gülsüm ayağını burkmuş. Abisini çağırmış hastaneye götürmesi için nasıl patronları varsa bir taksiye koyup hastaneye götürememişler. Tam Birol gidecekken birden durdu ve elini başına götürdü.
"Ah nasıl unuturum çok acil gitmem gerekiyor. Kaya sen Gülsüm'ü alırmısın?"
"Olur işyeri nerde"aslında biliyorum ama anlamaması lazım.
"Bizim evin üç sokak arkasında 45.sokakta"
"Tamam" hemen çıkıyorum arabaya binip işyerine gidiyorum. Arabadada müzik açıyorum yüksek sesle.kızlar böyle havalı şeyleri severler. İşyerine vardığımda arabadan inip Gülsüm'ün yanına gidiyorum baya solgun duruyor
"Yürüyebilir misin"diyorum ama keşke demeseydim birden ayağı takıldı zor tuttum onu ve o itiraz etmeden kucağıma aldım. Arabaya doğru giderken kızlardan biri
"Siz Kaya Sönmez değil misiniz?"ben Gülsüm'ü arabaya bindirdikten sonra kıza dönüyorum.
"Evet"
"Kızlar koşun Kaya Sönmez burda koşun"bu nasıl bir kız böyle o kadar makyaj yapmış ki yüzü değişik birşey olmuş birde güya kapanmış kısa kollu tşört, dar bir pantolon,yarım yamalak bir başörtü. Bir tane kız tek düzgün giyinmiş ve konuşmaya başladı
"Hani Gülsüm yalan söylüyordu sevgi. 1 haftadır kıza neler çektirdiniz bak doğru söylüyormuş işte. Kızın günahını aldınız kıza yalancı diyip duruyordunuz." Yalancı ha şuna bak sen
"Adınız Sevgi'ydi değil mi?"
"Evet,nerden bildiniz?"ne kadar da salak bir kız
"Az önce sana sevgi dedi ya sana"
"Doğru ya"ağzı açık sırıtıyor bide
"Sen mi benim sevdiğim kıza yalancı dedin" kızlar hep birden
"Sevdiğin kız mı?"
"Evet sevdiğim kız,bir daha onu üzerseniz karşınızda beni bulursunuz ona göre"dedim neyseki Gülsüm beni duymuyordu. Hızla ordan uzaklaşıp arabaya bindim.Tam arabayı çalıştıracaktım ki gözüm Gülsüm'e kaydı. Ağlıyormuydu yoksa bana mı öyle geliyor. Hemen radyoyu kapatıyorum. Gelen hıçkırık sesiyle anlaşılıyor ki ağlıyor. İyide niye ayağı o kadar ağrıyor mu?
"Gülsüm iyimisin ayağın çok ağrıyormu?"sadece başıyla onaylıyor sanırım ben de daha fazla üstüne gitmesem iyi olur. Hemen arabayı çalıştırıp hastaneye gidiyorum. Hastaneye varınca hemen onu kucağıma alıp hastaneye giriyorum. Onun neden sesi hiç çıkmıyor bu gün "hayır beni kucağa alamazsın"bile demedi. Endişelenmeye başladım. Doktor iyice baktıktan sonra sadece ayağının burkulduğunu söyledi. Ama biraz bitkin olduğu için fazla ayakta duramıyormuş. Ama o hiç konuşmuyor. Doktorun sorularına kısa kısa cevaplar verdi sadece. Ne olmuş ona böyle soruda soramıyorum. Hastaneden çıkıp arabaya bindik tam arabayı çalıştıracaktım ki
"Telefonunu verirmisin?"biraz titrek çıkmıştı sesi. Benden mi istiyordu.
"Tabi "etrafa baktı çok kalabalıktı
"Sakin bir yere gidelim mi?"
"Olur"böyle uysalken ne kadar da tatlı oluyor. Hemen onu Büyük Çamlıca korusuna götürdüm. Ama burası biraz serin o yüzden ceketi ona verdim itiraz etmeden giydi. Telefonumu ona verip arabaya doğru yürüdüm. Ona ailemle konuştuğum telefonu vermiştim. Hemen iş telefonumu çıkarıp Görkem'i aradım
"Ev hattını dinlemeye al hemen"
"Abi ne oldu telefonun çalındı mı?"
"Ne diyorsam onu yap hemen onu dinlemeliyim"sesim çok çıkmıştı neyse ki Gülsüm biraz uzakta ses gitmiyor ona.
" Tamam abi"5 ya da 10 dakika sürebilir."
"Acele et"peki ya o niye aramıyor ki. Sadece yeşil çimenlere oturmuş etrafı izliyor
"Abi tamam dinlemeye aldım. Sende dinliyecek misin"
"Evet o yüzden telefonu kapatma"
"Tamam abi"hala neyi bekliyor. Ve arıyor sonunda
"Alo Nazlı " birden ağlama sesleri geliyor hemde çok şiddetli
"Gülsüm sen misin,ne oldu sana niye ağlıyorsun"hala ağlama sesi geliyor ne olmuş ona böyle
"Tamam sakin ol şşş,bak ben Burdayım tamam mı hadi sakin ol lütfen bak ben de ağlayacağım artık ne oldu sana evdekilere bir şey mi oldu."
"Hayır"zoraki konuştu
"Eee o zaman" hala ağlıyor
"Tamam o zaman derin bir nefes al ve rahatla" sesli nefes alıp veriyor. Ve ağlama sesi azalıyor."
"Güzel bir koku geliyor"
"Nerdesin"
"Etrafa baktı yeşilliklerin içinde bir yer"
" Çiçek mi kokuyor"
" Hayır"
"Çimen mi kokuyor?"ağlaması kesildi artık bu kızda kim böyle.
"Etrafta ne var peki sadece yeşillik"
"O zaman senin parfümün kokuyor"
"İyi de erkek parfümü kokuyor.bir dakika ceketten geliyor bu koku"benim parfümü mü beğenmiş yani bu kız nasıl da tatlı konuşuyor böyle.
"Kimin ceketi, hem bu telefon kimin ve 1 haftadır seni arıyorum. Ya evde yoksunya uyuyorsun ya işin var sen niye konuşmuyorsun benimle" tekrar ağlamaya başladı
"Tamam ağlama sakin ol ve anlat"ağlamaklı bir şekilde anlatmaya başladı 1 haftadır neler çekmiş böyle benim yüzümden ben de neler düşündüm.
"Yani seni buraya Kaya getirdi anladım. Ne yapmayı düşünüyorsun."
"Allah'tan korkmasam çoktan kendimi öldürmüştüm artık dayanamıyorum. Ailem beni zorla onunla evlendirmek istiyor. Ben ne yapacağımı bilmiyorum."
"Ah Mehtap teyze ah. Dur buldum bakara süresi 216.ayet neydi. 'Sizin hayır bildiğinizde şer,şer bildiğinizde hayır vardır. Siz bilmezsiniz Allah bilir.'hep kötü düşünme belki bundada hayır vardır. Hem eşler imanın yarısını tamamlamazlar mı. Evet tamamlar. Hem çok mu çirkin içi güzel olsa yeter.hem yaşlanınca dış güzellik işe yaramaz. Soyadı ne Kaya'nın"ağlaması kesildi artık
"Kaya Sönmez"
"Kaya Sönmez mi? Dur bir bakayım. Adana'lı 25 yaşında mı?"
"Evet"
"Eyvah Gülsüm başına taş düşmüş kız" Gülsüm birden ayağa kalkıp yukarı bakıyor.
"Sen ayağa mı kalktın bide ay benim masum tombişim."
"Hiçte ben tombiş değilim"
"Sus bakayım senin evleneceğin kişinin gözleri ne renk olmalıydı"
"Mavi,niye ki"
"Kaya'nın gözleri ne renk"
"Bilmiyorum hep korkutuyor beni Nasıl bakayım"
"Aferin sana mavi renk. Boy desen onda,karizma var,yakışıklı,parası var,pulu var,sosyal medyada da tanınmış biri,ünlü bir mimar. Bulunmaz bir Hintli kumaşı ve Adana'lıymış kız bide.
"Ya Nazlı"
"Sus kız sana güzellik yaramıyor. Enişteye söyleyeceğim hiç boşuna sana iyi davranmasın."Enişte mi bu kelime hoşuma gitti. Bu kızı sevdim.
"Bu çocuğa bir şans ver,her şeyde bir hayır vardır"
"Ama "
"Aması yok bunun şans ver diyorsam ver."
"Sen tatlı yedin mi bakım bu gün."
"1 haftadır yiyemiyorum. Cezalı olduğum için harçlık alamıyorum o yüzden tatlı da alamıyorum."
"Enişteye söyle sana en sevdiğin tatlıyı ,lokma tatlısını alsın"
"Nazlı bak kızıyorum."
"Tamam,tamam.Ben kapatıyorum işim var sonra yine konuşuruz ve bide sırada ki şarkı Gülsüm hanımla Kaya beye gelsin 'Ağam Adana'lı paşam Adana'lı
Evde duramıyom sana dadanalı"ikisi birden gülmeye başladı.
"Nazlı"
"Tamam ,tamam kapatıyorum Adana'lı gelin seni"
"Nazlı diyorum."kapattı.
"Görkem dinleme bitti kapata bilirsin sistemi"deyip telefonu kapattım. İş telefonunu kapatıp kaldırdım Gülsüm gelmeden.
Ve Gülsüm geldi arabaya bindi. Sanki bir şey söylemek istiyor ama ne?,telefonu verdi.
Gözlerime baktı ve hemen başını eğdi tekrar.Gülmemek için kendimi zor tutuyorum ,gözlerimin rengine baktı belli ki.
"Aç mısın ben çok acıktım. Bir şeyler yiyip öyle eve gidelim olur mu?"
Kafasını olumlu anlamda salladı ve gittik. Seni lüks bir yere götürmeyeceğim belli ki sen öyle yerler sevmezsin seni çok iyi bildiğim bir yere götüreceğim. Arada çaktırmadan bana bakıyor anlamadığımı sanıyor kesin ama yanılıyor. Geleceğimiz yere vardık. üniversitedeyken hep geldiğim yer çok severim burayı içimden bir his onunda seveceğini söylüyor.arabadan inip onun kapısını açtım.
"Geldik."kendi inmeye çalışıyor ama başarısız bir hamle. Belli ki o kadar gücü yok şuan hemen onu kucağıma alıyorum gözlerimin içine bakıyor bu sefer sanki içime kadar girdi sanki onun da gözleri güzel uzaktan siyah gibi dursada kahverenginin en güzel tonunda onun gözleri. İçeri girip yemek yiyiyoruz. Ardından hesabı ödeyip restoranttan çıkıyoruz onu arabaya bindiriyorum ve
"Bir dakika bekle,hemen geliyorum"deyip hemen gidip ona yarım kilo lokma tatlısı alıyorum ve ona bir hediye alıyorum.umarım beğenir. Arabaya doğru gidip arabaya bindim.
"Tatlı yermisin benim canım çektide belki sende yersin."tatlıyı ona doğru uzattım açtı ve tatlıyı görünce şaşırdı.
"Beğenmediysen sana başka tatlı alayım"tabiki de beğendin
"Yok beğendim yani şey"
"Hadi yiyelim."bir tane yedim gerçekten güzeldi ama onun canı daha çok çekiyordu eminim.
"Benim midem bulandı herhalde yediğim bir şey dokundu. Tatlı sen ye ben yemiyeceğim."önce bir iki dakika durdu sonra tatlıların hepsini yedi ağzım açık kaldı yarım kilo tatlının hepsini yedi. Poşeti bana verdi ben de arabadan inip poşeti çöpe attım kesin susamıştır. Köşede ki Erdal bakkaldan bir su,bir meyve suyu ve bir kaç tane çikolata alıyorum evde canı çekerse yer diye. Arabaya binim poşeti ona veriyorum yine itiraz etmiyor keşke hep böyle olsa ama yüzüne biraz renk gelmiş. Böyle daha iyi oldu. Artık eve gitmek için yola çıkıyoruz.Güzel de bir radyo açıyoruz sesini fazla açmıyoruz. Radyoyu karıştırırken bir şarkı çalıyor gülmemek için zor tutuyorum kendimi normalde bu şarkıyı fazla dinlemem ama Gülsüm'den bana gelmiş artık sevmemek olmaz ki. Şarkı Yıldız Tilbe'den Adana'lı şarkının sesini açtım ve Gülsüm'e baktım güldüğünü farkettim. Gülüşü de güzelmiş. Şarkı bitince sesini kıstım tekrar ve eve geldik sonunda tam arabadan inecekken
"He unutmadan, sana bir hediye aldım izin verirsen sana vermek istiyorum."başıyla onayladı hediyeyi verdim açınca çok şaşırdı.
"Ama bu"...

3.bölüm bitmiştir. Yazım hataları için şimdiden kusura bakmayın elimden geldiğince düzeltmeye çalışıyorum. Size iyi okumalar. Allah'a emenet olun.

AŞKIN MAVİ RENGİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin