9. Bölüm"Tesadüf yoktur Tevafuk vardır"

1.4K 106 2
                                    

Multimedya         Gülsüm'ün defteri

Gülsüm'den

Alış verişe çıktığımızdan beri Nazlı da bir gariplik var. Her halde kapanıp kapanmama konusunda kararsız.
Aslında Rojda'da, Nazlı'da önceden beri kapanmak istiyorlardı da cesaret  edemiyorlardı. Baran abim sayesinde kapanacaklar.
Baran abim sonunda Birol abimi de işe yerleştirdi. Birol abim Baran abimden çok korkar. Birol abim orta okuldayken bir kaç defa okuldan kaçmıştı. Baran abim öğrenince onu öyle bir dövdü ki bir daha okuldan kaçmaya cesaret edemedi. O gün bu gündür Birol abim Baran abimin bir lafını ikiletmez.
Bir kaç mağaza gezdikten sonra Nazlı kendine 4 çeşit şal, iki çeşit tünik, bir elbise beğenip almıştı bile. Ben dahil herkes çok şaşırmıştı. Normalde Nazlı Rojda'dan daha zor beğenir. Ama bu gün her girdiği mağazadan bir şeyler aldı. Hatta onun alacakları bitmişti bile.
"Baran hazır bu gün derslere başlamamışken, Nazlı'nın da işi bitmişken ben,Nazlı,ve Gülsüm alyans bakmaya gidelim diyorum ne dersin. Hem düğün ile ilgili Gülsüm'e danışmam gereken bir kaç şey var. Onları da hallederiz. "
"Olur. Nazlı alış verişin bitti değil mi sonra niye bunu bunu almadık deme"
"Yok yok bitti bitti. Hem ben de sıkıldım. Biraz Gülsüm'lerle takılayım da kendime geleyim."
"Tamam o zaman siz gidin"
"Gülsüm bir sorun olursa"
"Biliyorum abi hemen sana söylerim." abisi olmayanlar ne yapıyor acaba. Ben abimi o kadar seviyorum ki her zaman bana her konu da destek olur abim.
"Hadi güle güle Baran abiciğim" bu Nazlı'da ne meraklı gitmeye. Uzaktan biri görse o kendine yüzük bakmaya gidiyor sanacak.
Bu arada Kaya'da hiç elinden telefonu düşürmüyor. Tatlı zamanından beri habire telefonla konuşuyor. Hayır yani işi varsa halletsin. Yüzük acil değil ki.
Nazlı'nın telefonu çalıyor.
"Alo efendim Görkem"
"Yaa tüh tüh,eee"
"Demek öyle tamam o zaman hem bizde senin olduğun yerin yakınlarındayız. Geliyoruz merak etme lütfen."
Bir yerde araba duruyor.
"Gülsüm ben şimdi gidiyorum. Acilen Görkem'in yanına gitmeliyim. Bilgisayar ile ilgili yardıma ihtiyacı var. Daha sonra yine buluşur öyle eve gideriz."
"Kötü bir şey yok değil mi?"
"Sanmıyorum ama yinede ben gidip bir baksam iyi olur"
"Tamam o zaman gelince anlatırsın"
"Peki"
"Hadi Allah'a emanet ol"
"Sende" Görkem geldi.Nazlı da Görkem'in arabasına binip gitti. İnşAllah kötü bir şey yoktur. Aklım Görkem'le Nazlı da kaldı.
Araba durdu nereye geldik biz. Etrafa bakıyorum. Galata yakınlarına gelmişiz. İyide biz yüzük bakmaya gitmeyecek miydik. Ne yapıyoruz burda.
Bir açıklama yapması için Kaya'ya bakıyorum ama o hiç oralı olmuyor. Torpidonun gözünden bir poşet çıkarıyor. Ve arabadan iniyor. Mecbur bende iniyorum.
"Yüzük bakmaya gitmiyormuyuz."
"Hayır öncelikle halletmemiz gereken başka işler var." diyip yürümeye başlıyor. Bir o sokak bir bu sokak derken galata kulesinin yanında buluyorum kendimi.
"Burda ne yapacağız?"
"Gel öncelikle oturalım" Galata kulesinin yanındaki bir banka oturuyoruz. Buraya gelmeyeli çok uzun zaman oldu. Bir daha gelmem sanıyordum. Kader işte tekrar yolumu buraya düşürdü.
"Sana söylemem gereken bir şey var."
"Dinliyorum"
"Ben seninle evlenemem"
"Evlenemem derken."
"Başkasına söz vermiştim olmaz yani seninle evlenemem." ne diyor bu. Sanki ben evlenelim dedim. Kendi istedi evlenmeyi. Bir de bir şans daha ver diyordu şimdi ne oldu. Ne çabuk sıkıldı. Daha bir gün oldu hatta derslere bile başlamadık. Mavi gözlü erkeklere güven olmuyor. Hepsi aynı,umursamaz ve herşeyden hemen sıkılıyorlar. Banane ben niye sinirleniyorum ki. Hem kurtulurum ondan.
"Gülsüm"
"Efendim"
"Beni hatırlamadın mı ufaklık?" ufaklık mı? Ne diyor bu? Poşetten bir şeyler çıkardı. Ama bu.
"Bunun sende ne işi var?"
"Bu kimin defteri?"
"Benim nerden buldun onu?"
"Nazlı verdi."hemen elinden çekip aldım.
"Okudun mu?"
"Hayır, ne yazıyor ki?"
"Bir daha benden habersiz sakın dokunma"ben sinirleniyorum o gülüyor.
"Çok mu kıymetli senin için"
"Sanane?"
"Yani kıymetli?"
"Bu seni ilgilendirmez"
"Niye bu kadar sinirlendin?"
"Sen niye gülüyorsun?"
"Sen mavişi unuttun mu?" maviş mi?
"Maviş mi?"
"Gülsüm benim maviş"hemen ayağı kalkıp bir kaç adım geri gittim. Ve durdum.
"Niye geldin buraya?"o da ayağa kalktı ama bana yaklaşmasına izin vermedim.
"Gülsüm gelecektim. Ama inan bana geçerli bir sebebim var."
"Umrumda bile değil" bana doğru yaklaştı.
"Uzak dur benden. Seni bir daha görmek istemiyorum." koşmaya başladım. O da arkamdan koşmaya başladı.
"Ufaklık ne olur kaçma benden, ben seni çok özledim"

AŞKIN MAVİ RENGİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin