8. Bölüm"Arkadaş olalım"

1.7K 118 1
                                    

Multimedya Kaya Sönmez

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile
"Mü'min kadınlara da söyle:Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar;namus ve iffetlerini esirgesinler.(mecburen)görünen kısımlarını müstesna olmak üzere zinetlerini teşir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler."

Kaya'dan

Bu sabah gözlerimi Gülsüm'ün odasında açtım. Onun yatağında kalkmak ayrı bir mutlu ediyor beni.Nedenini bilmiyorum ama kaybettiğim bir şeyi tekrardan bulmuş gibiyim. Ve bu kez kaybetmeye hiç niyetim yok. Gülsüm'e karşı hissettiğim duygular garip ama yine de güzel. Bu duygular beni korkutsada vazgeçmek yok. Onu kaybetmemek için ondan hiç bir şey saklamıyorum. Umarım değişebilirim. 10 yıldır ilk defa kalbimin hızlı attığını hissettim. Hem de bir kız için. Ve 10 yıl önce yaptığım hatayı bir daha asla yapmayacağım.
Odayı aceleyle hazırlamışlar. Bir tek bu oda boşmuş. Zaten Gülsüm'ün kıyafetlerini falan herşeyini Nazlı'lara taşıdılar. Yataktan kalkıyorum Görkem'i arıyorum.
"Alo Görkem nerdesin?"
"Şirketteyim abi"
"Bana bir kaç parça kıyafet al Gülsüm'lere getir."
"Tamam 1 saate geliyorum."
"Çabuk ol" tam telefonu kapatacakken
"Bi de Melis seni soruyor toplantınız varmış bu gün."bu kız beni deli ediyor.
"İptal et"
"Sebebini sorarsa ne diyeyim."
"Ben ne zamandır Melis'e hesap veriyorum. Söyle canı istemiyormuş toplantıyı iptal etmiş. Beni çıldırtmasın." deyip telefonu kapattım.
Bu kız bi gün elimde kalacak. Saate bakıyorum saat 9 olmuş bile. Dün Gülsüm ile uğraşmaktan bitap düştüm. Yemek bile yemeye fırsat bulamadım. Tekrar yatağa uzanıyorum.
Bir yandan intikamım bir yandan da Gülsüm. Gülsüm'ü kaybetmekten o kadar çok korkuyorum ki ne yapacağımı şaşırdım. Mert'tende intikam almam lazım. Ama Gülsüm'ü buna bulaştıramam. Onu bu kötülüklerden uzak tutmalıyım.
Belki de kendimden bile uzak tutmam gerekiyor. Ama ben bunu Nasıl yaparım. Gülsüm'ü ilk gördüğümden beri onsuz bir hayattı düşünemiyorum bile.Gülsüm'ü düşünerek gözlerimi kapatıyorum.

Bu gün biraz heyecanlıyım. Ece için özel yaptırdığım defteri ona vereceğim. Hem de sürpriz olacak, ece sürprizlere bayılır. Ona haber vermeden okuluna geldim. Ona işim olduğu için onu görmeye gelemeyeceğimi söylemiştim. Okul çıkışı Ece'yi gördüğümde tam yanına gidecekken arkasından bir çocuğun koşarak ona sarılıp öptüğünü gördüm.
"Sevgilim demek bu gün işin yok, bari bu günü bana ayır seni lüks bir yere götüreceğim." Ece de ona bakıp gülümseyip. Elini tuttu. Hemen yanlarına gidiyorum.
Bu nemek oluyor. Bunu nasıl yapar. Benim Ece'm mi bu. Hayır bu kadar ucuz bir kız olamaz.
"Ece ne oluyor burda?" beni görünce şaşırıyor. Eli ayağına dolaşıyor.
"Ka ka ka kaya se sen ne zaman şey yani geldin buraya."
"Bu da kim yanındaki cevap ver bana." Sesim çok gür çıkmıştı. Herkes bize bakıyordu.
"Sana söylüyorum cevap versene bana." hemen yanındaki sazan atlıyor.
"Sevgilisiyim asıl sen kimsin lan sevgilime hesap soruyorsun."elinide yakama yapıştırmış. Bütün okulun gözü bizde ama bu çocuk hak etti bunu. Bir kafa atıyorum burnuna.
"Bana bak lan seni buraya gömerim. Sen neye güveniyorsunda yaka mı tutuyorsun." bu sefer Ece'ye dönüyorum. Korkmuş bir de önce bu haltları ye sonra kork.
"Gel lan buraya" saçından tutup kendime yaklaştırdım onu.
"Bana bak sürtük, bir daha seni yakınlarım da görürsem seni öldürürüm." onu da sevgilisine doğru itiyorum.
"Git şimdi sevgilinle ne halt ediyorsan et." hemen ordan uzaklaşıyorum. Biraz daha kalsam hocalar gelirdi. Şu an hocaya bile dalabilirim. Kendimi zor tuttum onları dövmemek için."

Gözlerimi açıyorum. Görkem gelmiş beni bekliyordu. Uyandırılmaktan hiç hoşlamam. Yoksa o gün hep sinirli olurum. Hiç bir şey beni sakinleştirmez.
"Getirdin mi?
" Evet abi burda"yanındaki poşetleri gösteriyor. Saate baktım saat 9 buçuk olmuş. Bu saçma anılar nasıl rüyama girdiyse ben unuttuğumu sanıyordum.10 yıl oldu.
Hemen kalkıyorum duş almak için. Poşetlerden bir tşört,bir pantolon ve diğer parçaları da alıyorum.
"Abi ben işe gideyim"
"Kal, kahvaltı yaparız hep beraber."
"Abi iş?"
"Ne olmuş işe Melis halletsin işe ne onun."
"Tamam" bu son gördüğüm rüya beni agresifleştirdi. Odadan çıkıyorum. Banyo neyse ki boş. Bir duş alıp hemen çıkıyorum. Odaya tekrar giriyorum. Görkem uyuya kalmış. Bu aralar fazla işe gidemiyorum. Bütün işler onun üstüne kaldı.
Aynadan kendime bakıyorum. Üstümü başımı düzeltiyorum. Hemen telefondan gazetelerdeki gündeme bakıyorum. Onlarla baya meşkul oluyorum. Sonra kalkıyorum iş ile ilgili bir kač iş görüşmesi yapıyorum.
Birden kahkaha sesleri geldi. Aşağı bakıyorum. O salıncaktaki Gülsüm mü. Baya neşeli duruyor.ablamda onu sallıyor. Bakıyorum da ablamın neşesi baya yerinde. Gülsümün gözleri kapalı salıncakta sallanıyor. Benim de sinirim falan kalmadı gülmeye başladım. Baran da oraya gitmiş.
Gülsüm gözlerini açıyor ve ilk buraya bakıyor. Şaşırmışşa benziyor. Hemen kafasını önüne eğiyor. Ve salıncaktan iniyor. Birden kaşlarım çatıldı. Niye indiki birden. Yok artık ablamımı bindirecek. Benim ablam iyide o binmez ki. Gerçekten de bindirdi. Hatta sallıyor bile tekrar gülümsedim. Kafamı içeriye doğru çevirdim. Görkem hala yatıyor. Onu da uyandırıyorum. Kalkıyor elini yüzünü yıkıyor. Beraber aşağıya iniyoruz. Ben bahçeye doğru ilerlerken Görkem telefon görüşmesi yapmak için dışarı çıkıyor. Gittiğimde ablam salıncaktan iniyordu. Ben de yanlarına gittim.
"Günaydın"
"Hayırlı sabahlar sen ne zaman kalktın."ablalarda anneler gibi her an sorguluyorlar insanı.
"Bir saat falan oldu her halde"
"Ben anneme yardım edeyim. Siz oturun." bahçedeki masayı gösterdi. Hemen kaçtı. Biz masadaki sandalyelere oturduktan sonra Görkem de geldi. Suratı asıktı.
"Ne oldu Görkem"elindeki telefonu gösterdi. Görkem sinirli bir şekilde konuştu.
"Bu Nazlı beni deli edecek abi." baran telefona bakıp gülümsedi.
"Sen canını kurtardığına şükret Nazlı ile Rojda kavga ederken her yeri böyle yıkarlar." Görkem biraz çekindi hemen alttan aldı.
"Yok ondan değil. Az kaldı yere düşüyordum. Kapıya zarzor tutundum." Ben de Görkem'e yardım ediyorum.
"Olur evde böyle olaylar normal hem zaten Görkem kendine telefon alacaktı. Ona da bahane olurdu."
Nazlı ve Rojda da geliyorlar. Baran onlara ters ters bakıyor. Kızlar da anlımışlar hatalarını. İlk Nazlı konuştu.
"Baran abi hepsi Rojda'nın suçu o beni kovaladı. Bende yanlışlıkla çarptım."Rojda da hemen cevabı yapıştırıyor.
"Ben sana git çocuğa çarp mı dedim." Nazlı Rojda'ya göre bira daha agresif
"Kovalamasaydın sende"Rojda da hazır cevap
"Sende beni sinir etme o zaman."
"Hiçte bile" baran kızlara sinirli bir şekil bakıp
"Yeter çocuğun telefonunu kırmışsınız. Ne olacak şimdi?" Nazlı kızmaya başladı.
"Çocuk mu bu ne çocuğu abi kazık kadar adam.olmuş. Ne oldu hemen gelip şikayet mi etmiş bizi. Ona telefon alırız. Ne kıymetli malı varmış.
"Görkem de sinirlendi"
"Sen bana mı kazık diyorsun."
"Ağzın sadece şikayet etmek için çalışmıyor demek ki?" ben kavga mı edecekler diye düşünürken Baran onlara bakıp gülüyor.

AŞKIN MAVİ RENGİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin