Aşk iki kişinin bir olmasıdır

905 47 5
                                    

Multimedya Kaya sönmez

Incitme! Incittiğin yerden incilirsin...

Gülsüm'den

Ben ve kardeşim kendimize bahçede oturup çay sefası yapmaya karar verdik.
Çaylarımızı da alıp bahçeye çıktık. Rojda bu iki gündür bir garip davranıyor bir derdi mi var acaba?
"Eee Rojda anlat bakalım nasılsın?"
"Ben iyiyim asıl sen nasılsın abla evlenecek olan sensin."
"Biraz heyecanlı ama daha çok korkuyorum. Bir sorun çıkacak diye. Malum dizilerdeki gibi aksiyon dolu hayatımız var."
"Bak bu konuda haklısın abla meceralarımız hiç bitmiyor."ikimiz birde güldük. Bu güne kadar o çok şey yaşadık ki.
Rojda;
"Abla sen Kaya enişteye aşk olduğunu nasıl anladın?"
"Bu da nerden çıktı?"
"Yaa abla merak ettim söylesene işte."
"Bilmem onu görünce heyecanlanıyorum. Kalbimin ritmi değişiyor. Içimde kelebekler uçuşuyor. O mutlu olduğunda bende mutlu oluyorum. O üzüldüğü zaman ben de üzülüyorum. Yani aşk iki kişinin bir olmasıdır."
"Biraz değişikmiş."
"Eh aşık olmadan anlaşılmaz."
"Herhalde."tekrar hülyalara daldı gitti.
"Senin sevdiğin biri yok mu?"
"Bilmiyorum ki?"
"O da nasıl oluyor? Ya vardır yada yoktur."
"Aslında sana bir şey anlatacağım ama aramızda kalsın kimseye söyleme olur mu?"
"Olur söyle"
"Dün hani herkes gidince ben evde tek kaldım kendime biraz kitap okuyacağım dedim ya."
"Evet"
"Işte ben bahçede oturmuş kitap okurken Ömer yanıma geldi. Meğer o da evdeymiş. Yanıma gelip bana aşık olduğunu söyledi."
"Sen ne dedin peki?"
"Bir şey diyemedim."
"Niye ki?"
"İşte ben de bilmiyorum ona karşı bir şey hissediyormuyum hissetmiyormuyum. Aklım çok karıştı. Ne desem bilemedim. O da zaten düğüne kadar düşün o zamana kadar cevap verme dedi."
"Sen sabırlı ol düğüne daha 5 gün var sen o zamana kadar anlarsın. Hep Ömer iyi biri, anlayışlı, nazik, kibar, centilmen, güvenilir ve daha sayamadığım bir çok özelliğe sahip. O seni çok mutlu eder.
Ama tabiki karar senin eğer boş değilsen olumlu cevap ver. Yok kalbimde ona karşı bir şey yok diyorsan. Ona direkmen o da üzülüp heveslenmesin."
"Olur. Neyse bu konuyu kapatalım. "
Gülcan;
"Hangi konuyu kapatıyorsunuz kızlar."
Rojda;
"Sırada günlük rutin şeyler. Önemli değil."
"Öyle diyorsanız öyledir. Hadi gelin içerde bir çay içelim. Sonra derse başlayalım."
"Olur geliyoruz." Kalkıp çaylarımızı da tazeleyip içeri geçtik. Herkes içlerdeymiş. Çaylarımızı içtikten sonra kızlar bölgesine geçip derse başladık.

Zorlu bir dünya hayatı geçirmekteyiz. Yaşamak zor, hayatı her an aynı seviyede yaşamak zor, imansız bir hayat geçirmek çok sıkıntılı bir durum, imanı muhafaza zor. Zenginin zenginliğini koruyabilmesi, fakirin fakirliğin vermiş olduğu sıkıntılara göğüs germesi zor. Hayatın zorluğuna karşı çaresiz miyiz? Hayır. Çare sabırdan geçmektedir. Bir zorluk varsa o zorluğa dayanıldığı müddetçe, sabır gösterildiği müddetçe kolaylık elbette vardır. Yüce Allah (c.c.) ayet-i kerimede şöyle buyurmuş.

"Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. Ancak Rabbine yönel ve yalvar."[1]

Her güçlükle beraber bir kolaylık var ise o zaman güçlük başımıza geldiği zaman feryat figan etmeden sabır göstermek gerekir. Çünkü sabır gelen sıkıntı karşısında katlanmak değildir, gelen sıkıntıya göğüs germektir. Sabır gösterilmeyip de kişinin kendisini perişan etmesi ve daha sonra "başa gelene katlanacağım, bana sabır etmekten başka bir şey düşmez" doğru olmayacaktır. Sabır sıkıntının geldiği anda ona göğüs germekle gösterilir. Sabır gösterilecek ise, işte tam bu noktada -yani zorluk geldiği anda- gösterilmelidir. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde sabır gösterilmesi gereken zamanı şöyle vurgulamaktadır.

Enes İbni Mâlik radıyallahu anh'den rivâyet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, (çocuğunun) mezarı başında (bağıra-çağıra) ağlayan bir kadının yanından geçti.

AŞKIN MAVİ RENGİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin