1. BÖLÜM (TANITIM VE ŞAŞKINLIK)

1.2K 98 75
                                    


Hayatın birçok anında yalnız kalıp savaşmayı öğrendim. Gerçek dünyamdaki insanların beni hiçe saymasını deneyimledim. En kötüsü ise ailem dediğim insanların ihanetlerini kabullendim.

Asıl hayatımın o gün başladığını düşünürken, hata yaptığımı bu gün karşımda olan mezar taşına baktığımda fark ettim. En büyük yeminimi ise bu gün verdim.

Hayatımda baba yerine koyduğum, bana güçlü durmayı öğreten adamın mezar taşına bakarken...

Gerçek babam beni satarken, bana sahip çıkan bana şefkati öğreten, her şeyden önemlisi bana sevgisini veren adamın mezar taşının başında dururken gözümden bir damla yaş akmaması şuan ki durumuma göre fazlaca ironiydi. Oysa babalık bana ağlamanın güçsüzlük olmadığını, ölen karısının fotoğraflarına bakarken çokça öğretmişti.

Ben bir yemin etmiştim!
Ağlayacağım gün bu gün değildi!

Ya bu hikayenin sonunda gözlerimden akacak olan mutluluk göz yaşı olacaktı ya da ölümün göz yaşı olacaktı.

Benim pişmanlıklar, kayıplar ve tutku ile dolu hikayeme hoş geldiniz.

Benim adım MELEK fakat bu hikaye de NİLDA.

Bu saatten sonra savaş benim için açlıktan başka bir şey değildi.

Ben geleceğinde geçmişi kaybeden o kadındım!

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Odanın kapısının çalınmasıyla önümdeki listeden kafamı kaldırdım ve gir komutunu verdim

''entrar.(Gir)''

Kapının açılması ile tuttuğum nefesi geri verdim. İspanyolca konuşmayı seviyordum fakat kendi ülkemin dilini konuşmayı tabi ki daha çok seviyordum.

Karşımda yıkılmaz gibi duran adama baktım fakat gözlerini kaçırmaya çalışması onu fazlaca ele veriyordu. Sonuçta on üç yaşımdan beri birlikteydik. Tüm çocukluğumuz o, ben, babalık ve diğer üvey kardeşlerim ile geçmişti.
Benden bir şeyler saklayanları çabuk anlardım, aldığım eğitimler sayesinde en iyisiydim fakat karşımdaki adam için eğitimlere gerek yoktu. Gözlerimi kısarak ona bakmaya başladığımda dikleşti ve gözlerimin içine bakmaya başladı.

''Bir sorunumuz var melek."

Bu ismi duymamla yerimden sakin bir şekilde ayaklandım ve yavaş yavaş karşısına geçtim.

'' Serdar bunu sana son kez söylüyorum. Melek öldü ve sen bunu çok iyi biliyorsun hatta herkesten daha iyi biliyorsun demeliydim. Artık yaşayan tek bir kişi var o kişi ise Nilda bunu alışkanlık edindin ve bu beni ciddi anlamda sinirlendirmeye başladı. Bana o isim ile seslenme. Kim demiştin tekrar söyle. ''

''Nilda! ''

''Şimdi oldu.'' dedim, gülümseyerek fakat Serdarın gözlerindeki alevler bir şeylerin ciddi olduğunu bağırıyordu resmen, konuya geri dönerek devam ettim.

''Her neyse konuya gel daha çok işim var.''

''Aslında bahsedeceğim konuda iş ile ilgili, kurul toplandı daha doğrusu senden gizli toplandı. Tanımadıkları yeni yetme genç ve kendini beğenmiş bir kadının başlarında olmasını istemiyorlar ve seni devirmek istiyorlarmış. Tabi başarabilirlerse.''

Çarpık bir gülüş atarak kurduğu cümlenin yanında, mavi gözleri bu olaya ne kadar sinirlendiğini anlatıyordu, siyah saçlarını sinirden karıştırdığı belliydi. Her şeyden önemlisi elinde oluşmaya başlayan morluk bu haberi ona kim verdiyse güzel ve sert bir yumruk yediği kesindi. Yazık adama... Her neyse.

KAYBOLAN GEÇMİŞ (İNTİKAM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin