Keyifli okumalar :)
-------------------------------------------------------
Ekrana dalmış bir şekilde babalığı izlerken Baturun, gelmiş olduğunu duymamıştım. Sesini çıkartmadan ona dönmemi beklediğini biliyordum. Sanırım biraz daha zamana ihtiyacım olduğunu düşünüyordu ve haklıydı da. Her ne kadar zamana ihtiyacım olduğunu bilsem bile küçük bir kız çocuğu gibi kabuğuma çekilmem şuan için doğru değildi. Daha güçlü olmalıydım bu yolda, karşıma çıkacak şeyler için kendimi en başından beri hazırlamıştım. Şuan ki halim doğru değildi.
Kendimi toparlayabilmek için hafif bir şekilde boğazımı temizledim ve sırtımı dikleştirdim. Arkamı döndüğüm anda kapı kenarına yaslanmış olan Batur ile gözlerimiz birleşti. Ondan getirmesini istediğim suyu sağ elinde tutmuş bekliyordu. Bu durum beni istemsiz bir şekilde gülümsetti.
Baturda sevdiğim özelliklerinden biride buydu. Beni çok iyi tanıyordu ve benim özel sınırlarıma girmemeyi kendisine alışkanlık haline getirmişti. Her zaman yanımda olduğunu biliyordum fakat Batur sadece yanımda olmakla kalmayıp aynı zamanda ne zaman bana yaklaşması gerektiğini veya ne zaman benden uzak kalması gerektiğini biliyordu. Normal bir ilişkimiz yoktu fakat bizde normal insanlar değildik. Normal insanlar gibi bir ilişkimiz olsaydı bunca yıl birbirimize olan duygularımızı bu kadar taze tutamazdık.
Elinde ki su ile gözlerime bakmayı kesmeyen Azrail'i daha fazla bekletmemek için birkaç dakikadır çivi gibi çakılmış olduğum yerden hareketlendim ve büyük ekranın karşısında duran masaya geçtim. Biraz önce kalkmış olduğum sandalyeyi çekip oturdum. Batur istediği onayı alarak elinde tuttuğu uzun tombul su bardağını önüme bıraktı ve o da benim gibi kalktığı sandalyeyi çekip yanıma oturdu.
Baturun önüme bıraktığı bardağa bir süre ifadesiz bir surat ifadesi ile baktım. O esnada aklımdan geçen karmaşalar ile savaşıyordum. Bu kayıt niyeydi? Babalık sadece bir kayıt için niye bu kadar gizem yaratmıştı? Duyacaklarım dan korkmalı mıydım? Veya sadece bir veda amaçlı bırakılan bir kayıt mıydı?
Aklımda dönüp duran soru işaretlerine daha fazla takılı kalmak istemediğim için su dolu bardağa bakmayı kesip eyleme geçtim ve bardağı elime alıp suyu diktim. Boğazımda oluşmuş olan o düğümlenmenin üzerinden hızlı bir şekilde geçen su biraz da olsa rahatlamamı sağlamıştı.
Oyalanmayı kesmem gerektiğini düşünüp Batura döndüm de onun benim hareketlerimi izliyor oluşunu görmek pek şaşırmamı sağlamadı. Sanırım şuan sinirlenmemi bekliyordu fakat ben tam tersi bir korkak gibi babalığın bana bırakmış olduğu kaydı izlememek için zaman kazanmaya çalışıyordum.
Daha fazla aramızdaki bakışmayı uzatmadan kaydı başlatması için başımı salladım. Gözlerimden emin olup olmadığımı anlamaya çalıştıktan sonra gördüğü şeyler yeterli olmuş olmalı ki önüne dönüp, birkaç tuşa basıp kaydı başlattı.
Ekranda ki hareketlilik geri döndü.
Babalık tam karşımdaydı.
Gülümsüyordu.
Yüzünde, yaşının vermiş olduğu hafif kırışıklıklar ve o kehribar rengi gözleri... Her şeyi ile karşımda duran adam benim kurtarıcımdı.
Ellerimin boğumları beyazlamıştı. Gözlerimi ellerime çevirmemiş olmama rağmen emindim. Soğukluğunu hissedebiliyordum. Bir insan sadece ateşler içinde yanarken mi hem üşüyüp hem ter dökerdi? Şuan bu belirtilerin hepsi bende vardı.
O kadar gergindim ki ben ekrana pür dikkat bakarken Baturun o sıcak ellerinin benim şimdiden buz gibi olmuş elimi tuttuğunu bile anlamamıştım ta ki Batur kulağıma doğru yaklaşıp "Sakin ol Nilda. Sadece bir kayıt." demesi ile kendime gelene kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLAN GEÇMİŞ (İNTİKAM)
AcciónGeçmişinde yok olan bir kadının tekrar yaşama dönme hikayesi... Yeni bir kimlik, yeni bir yüz, yeni bir ses ve daha birçoğu... Özlenen tenler. Öğrenilen gerçekler. Edilen yeminler. Verilen kayıplar. Ve her şeyden önemlisi verilmesi gereken kararla...