Bölüm 13(UNUTULAN GEÇMİŞ)

208 34 68
                                    

Keyifli okumalar... :)

---------------------------------------------------------


Her insanın içinde kaybettiği duyguları oluşur zamanla. Benim verdiğim en büyük kayıp ise ruhumdu.

Daha küçücük bir kız çocuğuyken, bu adam sayesinde benliğimi yitirmiştim. Bu anın gelmesini o kadar zamandır bekliyordum ki gerçekleşeceğini düşünmemeye başlamıştım. Ama karşımdaydı işte benim gibi ruhunu kaybetmiş birçok küçük kızın katili karşımdaydı. Ağzımdan çıkacak ölüm emrini beklerken gözlerimin içine bakıyordu. Ellerim boğazına sarılmamak için yumruk şeklini almıştı. Gözlerine bakarken bana yaşattığı her bir duygu tek tek gözlerimin önünden geçiyordu.

-MELEK KÜÇÜKLÜĞÜ-

"Beni nereye götürüyorsunuz?"

Dar bir koridordan gidiyorduk ve etraf çok karanlıktı. Önümü göremediğim için elimi tutan kişinin eline sıkı bir şekilde yapışmıştım. Buradaki koku hoşuma gitmemişti. Evde babamdan koktuğum için odamdan çok çıkmazdım ve odamda sessiz bir şekilde otururdum. Ama bizim evimiz hiçbir zaman bu şekilde kokmazdı.

"Merak etme küçük kız. Bir sürü oyuncağın olacak."

"Oyuncağım mı? Gerçekten mi?"

"Evet. Oyuncakları sever misin?"

"Severim ama babam oyuncağım olmasına izin vermediği için hiç oynayamadım."

"O zaman çok şanslısın çünkü burada bir sürü oyuncak ile oynamana izin veriyoruz. Tabi sesini çıkarmazsan?"

Başımı onay vererek salladıktan sonra önüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım ve elimi tutan kişi ile karanlık koridor da yürümeye devam ettim.

-ŞİMDİKİ ZAMAN-

Başımı sallayarak geçmişteki anılardan kurtuldum. Bu adamın beni ilk kandırışı bu şekildeydi ve ben daha küçücük bir kız çocuğuydum. Hangi çocuk oyuncak sevmezdi ki? Babasının evinde bir gram bile ilgi görmemiş bir çocuk, biri onun elinden tutarak oyuncaklar ile dolu bir yere götürdüğünü söylese hangi çocuk itiraz ederdi ki? Bunun kötü olduğunu veya yanlış olduğunu bana söyleyebilecek bir anne, babaya sahip değildim.

Bana doğruyu veya yanlışı öğreten bir ailem olsaydı, o gece o adamın elinden tutmak yerine bağırır ve kaçmak için bir yol arardım belki de.

Bir yol arasam bile ne değişirdi ki, zaten elleri ile beni bu adama veren kişi öz babam değil miydi?

Cengiz elleri bağlı bir şekilde karşımda tahta bir sandalyeye oturtulmuştu. Gözlerimin içine bakıyor ve durumu idrak etmeye çalışıyordu. Ben ise önünde kollarımı bir birine bağlamış bir şekilde duruyordum. Olayları idrak edebilmesini bekliyordum.

"Eee Cengiz, yaşadığıma sevinmedin mi yoksa?"

"Nasıl kurtuldun?"

"Bunların önemi yok Cengiz, şimdi sen nasıl elimden kurtulacağını düşünmelisin bence."

"Bu odadan canlı bir şekilde çıkamayacağımı biliyorum."

"Evet doğru! Ama önemli olan bu gece Kaya ailesine neden saldırdığını bana söylemen."

"Niye söyleyeyim ki zaten öleceğim?!"

Cengiz'in bağırması ile gülmeye başladım.

"Cengiz yapma lütfen seninde bir ailen var. Çok merak ettiğim bir şey var. Hmm, bu işler ile uğraştığını ailen biliyor mu? Özellikle küçük kızın. Kaç yaşındaydı? On beş mi? Yoksaaa, on altı mıydı? "

KAYBOLAN GEÇMİŞ (İNTİKAM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin