Bölüm 3 (LİSTEDE BİR EKSİK)

424 69 98
                                    


"entre una ambulancia maldita inmediatamente.  Gamze Basta con echar la vuelta seren. Te protegeré (lanet olsun biri ambulansı arasın hemen! Sereni kucağına al Gamze. Ben seni koruyacağım.) "

Bu nasıl bir çatışmaydı böyle silah sesleri susmuyordu. Kaç kişi yollamışlardı bu eve ama artık dur demenin zamanı gelmişti bu duruma. Burcuyu kontrol ettikten sonra Sedatı aradı gözlerim fakat ortalarda gözükmüyordu. Çatışma devam ettiği içinde çocuklara seslenemiyordum ve Burcu kan kaybetmeye devam ediyordu.

Altımdaki siyah pantolon yırtılmış ve tozlanmıştı. Üzerimdeki beyaz kalın askılı bluz ise Burcu ve Seren'in yanına atladığım zaman kolumun iç kısmını sıyıran kurşundan dolayı sol tarafımı kıpkırmızı yapmıştı. Kurşunlar yağmaya devam ederken Burcunun kaç yerinden vurulduğunu saymaya çalışıyordum bir yandan da ateş ediyordum.

Sonunda Serdar görüş açıma girdiğinde gözlerimiz kesişti çatışmanın ortasında olduğum için gözlerini kısmış hem yaralarımı kontrol ediyor hem de ateş ediyordu, bana doğru koşarken burada bulunduğum için sinirli olduğu belliydi fakat bu sefer kendim için burada olmadığımı daha anlayamamıştı.

Serdar yanıma yaklaştığında bu kargaşada kimse duymayacağı için Türkçe konuştum. O da zaten burada olma nedenimi anlamış ve gözlerini benden çekip Burcuya odaklanmıştı benimde Burcunun üstünde olmam bizi ciddi anlamda kötü etkiliyordu çünkü şuan orman ve evin ortasında tam olarak çatışmanın ana yerindeydik ama neyse ki çocuklar bizi iyi koruyordu. Serdar yanıma yaklaştığında acele ile konuşmaya başladım

"Serdar,Burcu çok kan kaybediyor ve sayabildiğim kadarı ile 6 yerinden vurulmuş! Sereni altına almış ve kendisini ona siper etmiş. Şu bitmeyen çatışmayı durdur artık Burcu ölüyor. Ya da sen Burcuyu al ben bitireyim daha fazla dayanamaz. " dedim.

Serdar söylediklerimi ilk başta idrak edemese de anladığını belirtmek için kafa salladı ve ben kalktığım anda Burcuyu kucağına alıp koşmaya başladı. Bende arkalarından gidip onları koruyordum.

Çocukların yanına vardığımda bir kaç tanesini seçip ormana evin içinden çıkan acil çıkış olarak kullandığımız tünele doğru gittik. Arkadan saldırmak ne kadar bana her zaman yanlış gelse bile bu gün onlarda kuralları bozmuştu. Evime saldırmış ve masum kişilere acımadan ateş açmışlardı.

Hızlı bir şekilde çatışmayı bitirmiş ve sağ bıraktıklarımızı evin altında bu tür durumlar için bulundurduğumuz bir nevi küçük hapishanemize götürüyordu çocuklar ben ise arkalarından sadece bakmak ile yetiniyordum. Eve girdiğimde duyacağım haberlerin iyi olmadığını biliyordum.

Ölüme engel olamayacağımın farkındaydım fakat ellerimde kurtarma imkanım varken her defasında geç kalıyor olmak canımı çok yakıyordu. Seren zaten bir babası olmadan büyümeye başlamışken şimdi birde annesiz kaldığını ona söylemek çok zordu.

' Ölüm ' ne kadar kolay söylenebilen bir kelime. Tüm sevgini, gülümsemeni, kızgınlığını, emeklerini kaybettiğin bir an sadece. Arkanda bıraktıklarına dokunamadığın ve onların gözlerinde yaşlar ile seni uğurladıkları, sonsuz bir karanlığa gözlerini yumman. Dibi olmayan bir sonsuzluk.

Kafamı evin kapısına doğru çevirdiğimde Serdar üzgün bir şekilde bana bakıyordu. Buruk bir gülümseme sundum ona ve kapıya doğru giderken tam yanından geçecekken koluma dokundu bu duraksamamı sağlamıştı.

"Seren llora mucho . Anunciar los nombres de usted y su madre. Él no nos trae más cerca de él . Las necesidades que tiene Nilda (Seren çok ağlıyor. Senin ve annesinin ismini sayıklıyor. Bizi yanına yaklaştırmıyor. Sana ihtiyacı var Nilda)."

KAYBOLAN GEÇMİŞ (İNTİKAM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin