Irmak'tan:
Bugün Doruk'la birlikte onun çalıştığı stüdyoya gelmiştim.
Zey de gelmek için ısrar etse de son anda bu fikrinden vazgeçmişti. Neden vazgeçtiğini hala çözemedim ama neyse...
Stüdyoya girdiğimiz anda etrafı süzdüm, önceki geldiğimden bir farkı yoktu pek. Sadece etraftaki fotoğraflar artmıştı.
"Benim odama geçelim hadi. Birkaç dakikaya çekimler başlayacak, o zamana kadar bir şeyler içelim"
Bu ne resmiyet Doruk bey diyesim gelmişti. Gerçi uykusunu alamayan bir Doruk var karşımda, dün gece Zey tepesinden inmedi çocuğun.
Doruk'un odasına girdiğimde resmen içim aydınlanmıştı. Duvarlarda hep dördümüzün fotoğrafları vardı.
Doruk koltuğuna oturmak için hareketlendiğinde odanın kapısı aniden açılmıştı.
"Doruk hemen gelmelisin, çekimlere erken başlayacakmış patron."
Doruk asistanın dediğinin ardından bana bakmıştı göz ucuyla.
"Görüyorsun değil mi iki numaralı cadı, beş dakika oturmama bile izin yok."
Yanıma doğru gelirken gülmüştüm.
"Ee iyi ya işte, seni iş üstünde göreceğim zaman arttı. O hallerini seviyorum."
"Demek fotoğraf çekerken şekilden şekle girmemden zevk alıyorsun?" deyip burnuma dokunduğunda hafifçe geriye çekilmiştim.
O da yanımdan geçip dolabından çekim malzemelerini çıkarmaya başlamıştı.
"Yaptığın işi kusursuz ve en iyi şekilde yapmanı seviyorum. Bunu ne şekilde yaptığın önemli değil, önemli olan sonucunda ortaya çıkardığın eser."
"Şu an beni bayağı bir etkileyip gaza getirdin." dedi Doruk ayaklandığında. "Hadi gidip onlara kim olduğumu gösterelim." dediğinde daha da gülmüştüm.
Malzemeleri taşımasında yardım ederken bir yandan da onu izliyordum. Arada bana bakıp elimdekileri almaya çalışsa da inadım tutmuştu, taşımaya devam ediyordum.
Çekim alanına geldiğimizde etraf şahane bir biçimde süslenmişti. Işık çok göz alıcıydı ve birazcık rahatsız ediciydi.
"Hadi şuraya koyalım malzemeleri."
Doruk'u takip edip elimdeki malzemeleri dediği yere yerleştirdim.
"Çekim sırasında yanımda olamazsın ama buradan beni izleyebilirsin."
"İzleyeceğime emin olabilirsin, bol şanslar sana."
Doruk fotoğraf makinesi ile ilgilenirken sahneye birkaç güzel kız çıkmıştı. Ardından yanlarına birkaç makyöz gelip kızların makyajını düzeltmeye başladılar.
"Kızlar bayağı güzelmiş" dedim kıskançlığımı belli etmemeye çalışarak.
"O makyajı yüzüme bende yesem bende güzel olurdum" dedi Doruk gülerek. "Doğal hallerini de gördüm, sen onlara her şekilde bin basarsın emin ol."
İltifatına mı sevinsem yoksa kızların doğal hallerini nerede gördüğünü düşünüp kendimi mi üzsem bilemedim şuan.
Ama sonuçta birlikte çalışıyorlar, bir şekilde görmüştür yani dimi?
Doruk yanımdan ayrıldığı sıra Doruk'un asistanı olan çocuk yanıma gelmişti.
Dur ismini hatırlayacağım, hah Metin.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızları Say
Teen Fiction"Yine kavga ediyorlar" dedi Irmak elindeki oyuncak ayıya daha sıkı sarılarak. Bahçedeki çimlerin üstüne, benim yanıma çöktü. "Ama artık alıştım" dedi gözlerini kaçırarak. "Gerçi yine de üzülüyorum" "Benim ailemde bazen kavga ediyorlar ama sonra heme...