Koriş

134 15 10
                                    

Zeynep:

Bugün Bora ile ilk motor dersimiz var.

Bora beni 5 dakikaya almaya gelecekmiş.

Irmak geldi, bir saattir saçımı başımı yapıyor.

"Yav yeter be kızıl bırak beni" dedim ve saçımı ondan kurtardım. O sırada bir korna sesi duyuldu.

"Geldi sanırım, hadi ben kaçtım Clavel"

"Tamam iyi şanslar sana"

Hemen odadan çıkıp merdivenlerde ikişer üçer inerek kapıya ulaştım. Kapıdan hızlıca çıkmaya çalıştım ama Bora kapıda dikildiği için ona çarpmış bulundum.

"Pardon görmemişim" dedim yandan ona bakarak.

"Sorun değil, nereye gideceğiz? Motor sürmeyi öğrenmek için nereye gitmek gerekir?"

O yürümeye başladığında bende adımlarımı hızlandırıp ona yetiştim.

"Bilmem, arabaların az geçtiği düz bir yol olsun yeter"

"Bizim evin üst yolu öyledir, sapaları az, arabalar bakımından da tenha" dediğinde olumlu anlamda kafa salladım.

"Hem yorulursak bize geçer dinleriniriz de" dediğinde bu sefer olumsuz anlamda kafa sallamıştım.

"Bir saatlik dersin ne yorulması olabilir ki?" dediğimde gülmüştü.

"Bilmem, belki sıkılırız filan. Motor değiştirmek isteriz."

Arabasına binip onun da binmesini beklemiştim.

"Yok tek motor yeterli, nerde çokluk orada bokluk demişler. Alırız altımıza en tehlikesiz olanını, başlarız derse."

Bana dönüp "Sıkıcıyım diye bağırıyorsun" dediğinde yüzümü ekşittim.

"Sende ders dışındaki her şeye kafanı fazla yoruyorsun"

Önüne dönüp arabayı çalıştırmıştı.

Yaklaşık bir on dakika sonra evlerinin garajına varmıştık.

"Hangisiyle başlayacağız?" dedi yavruları bana göstererek. Oh ben bunları kullanmaya kıyamam.

En hafif ve kolay sürebileceği motoru seçmiştim.

"Hadi atla bunla başlıyoruz" dedim ve motora atladım.

"Arkaya mı bineceğim?" dediğinde ona tip tip bakmıştım.

"Yok, ön tarafta amuda kalk istersen. Başka nasıl gideceğiz dahi çocuk, sen süremiyorsun. Tabiî ki ben süreceğim"

"Arabayla gitseydik" dediğinde iğneleme dolu bir kahkaha atmıştım.

"Motoru nerene sokacaksın yakışıklı? Bin artık şuraya da gidelim geç olmadan"

Bana biraz tuhaf bir bakış atıp elimdeki kaskı aldı ve kafasına taktı.

"Sen neden kask takmıyorsun?"

"Burada korumaya değer bir şey yok" dedim kafamı göstererek. Bu dediğime çarpık bir gülümseme ile karşılık vermişti.

"Gerçi sende de korumaya değer bir şey yok ama neyse" deyip gaza bastığımda bu sefer gülen bendim.

---

Dersi yapabileceğimiz boş alana geldiğimizde motordan önce o inmişti.

"Biraz daha belimi sıksaydın derse başlayamadan ölecektim, bu kadar korkacağını bilseydim dersi vermeyi kabul etmezdim"

Yıldızları SayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin