Motorum Söndü

448 38 14
                                    

Zeynep:

Okulun ortasında hala Irmak ile tartışıyordum delice.

"Irmak, o yarışa gitmem lazım diyorum. Bu son şansım ve kaçırmak
istemiyorum"

Irmak oflayarak oturduğu banktan ayağı kalktı ve birkaç sinirli nefes alış verişinin ardından gözlerini üstüme dikti.

"Abin bunu öğrenirse sana ne yapacağını biliyorsun değil mi?"

"Öğreneceğini sanmıyorum, gizlice gideceğim. Ayrıca sen benim en yakın arkadaşımsın. Bana destek olacağına köstek oluyorsun ki bu hiç hoş bir davranış değil" dedim arkadaş kozunu oynayarak.

"Sana her konuda destek oluyorum biliyorsun. Ama iki teker üstünde saatte 300 kilometrelik hızla giderken kaza yapman isteyeceğim son şey olur."

"Yalnızca Irmak, bana güven lütfen. Cidden dikkat edeceğim ve cidden başıma iş açmayacağım" dedim yavru köpek bakışı atarak.

"Bana o bakışı atma, yemezler güzelim. Hiçbir yere gitmiyorsun, gitmeye kalkarsan seni Doruk'a şikayet ederim bilmiş ol."

"Hayır yapmazsın, sen Zey'ine kıyamazsın bence. Abimi benden iyi tanıyorsun Irmak, motosiklet yarışına gittiğimi duymayı geç motor kullandığımı dahi öğrense neler yapar bana." Dedim duygu sömürüsünü dibine kadar kullanarak.

"Hayır Zey, ciddiyim izin vermiyorum"

"Hadi ama Clavel, sen benim Clavel'imsin ve Clavel'ler Zey'lerine kıyamazlar." Dedim onun koluna girerek. "Hem bak, bu yarışın sonunda büyük ödül var. Para ödülü, onu almam gerek. Abime şu istediği makineyi alacağım doğum gününde. Biliyorsun bu aralar durumu sıkışık ve o makineyi alamadı hala. Onu almak istiyorum, cidden kendim için değil Irmak abim için" dedim bu sefer abi kozunu kullanarak. Bu işe yaramalıydı. Zaten yalan söylememiştim, yarışa katılma nedenlerimden birisi de buydu.

"Ağır yerden girdin şimdi" dedi Irmak gözlerini devirerek. "Bilerek yapıyorsun değil mi? Abi kozunu oynayıp beni vicdanen rahatsız konuma düşürüyorsun"

"Clavel, benim bu yarışlarda ne kadar iyi olduğumu sende biliyorsun. Başıma bir şey gelmeyecek söz veriyorum sana" dedim gülerek. Bu sefer kesinlikle ikna olacaktı.

Irmak kolunu benden çekip arkasını dönerek "Senden nefret ediyorum Zey, hemde fazlaca" demişti ve tekrar az önce oturduğu banka çökmüştü.

"Bu da demek oluyor ki izni kaptım" dedim sevinçle yerimde zıplayarak.

"Son kez, bir daha asla ama asla böyle bir şeye kalkışmayacağına söz verirsen"

"Söz veriyorum" dedim onun yanına çökerek "Söz veriyorum bir daha böyle bir şeye kalkışmayacağım"

"Nedense ikna olmadım" dedi Irmak sinirli bir ses tonuyla. "Ama diğerlerinden izin kapamayacağını bilmelisin küçük hanım. Kesinlikle ve kesinlikle izin vermeyeceğim"

Onun yanağından öpüp "Biliyorum, geçen sefer de böyle demiştim" diyerek onun sinirlerini zıplattıktan sonra koşarak kantine girmiştim. Yoksa kesin beni öldürürdü.

---

Akşam Doruk'la yemek yedikten sonra doğruca odama kaçmıştım. Ondan bir şey saklamak o kadar zordu ki... Hemen anlıyordu.

Irmak'ın ona olan hislerini hala anlamamıştı ama.

Ben bile anlamıştım oysa ki... Ama Irmak'ın bana anlatmak istememesindeki ısrarı anlayamıyorum mesela.

Saat on ikiye yaklaştığı sıra hazırlanmaya başlamıştım bile. Geceleri kapımı kilitleyerek yatardım. Küçüklükten bir alışkanlık. Bu yüzden abim kaçtığımı anlayamazdı çünkü kapım her zamanki gibi kilitli olacak.

Yıldızları SayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin