Siyah ruhdur
Dün gece yağan yağmuru izlemiştim saatlerce , kendi gözümdeki yaşlarla birlikte . Etraf daha da bir ıhlamur kokuyordu dün geceden sonra . Yağmurun bana hediyesiydi sanırım . Küçüklüğümden beri gördüğüm bütün ıhlamur ağaçlarında onun kokusunu arayıp durdum .
Eğer bulabilirsem onun gibi kokan ıhlamur ağacını ona bağımlı kalmazdım belki de . Tüm giysilerimi , yastığımı , yorganımı o ağaca bırakırdım , onun gibi kokana kadar . Bir çeşit hastalık degil miydi bu ? Bağlılık gibi bir şeydi işte . Sigaradan daha tehlikeliydi . Daha da sinsice yayılıyordu vücuduma . Bıraksam bile o beni bırakmıyordu .
Lanetlenmiş gibi hissediyordum kendimi . Beni hiç sevmeyecek birine tek taraflı mühürlenmiştim sanki . Umudum kalmamıştı artık . Biliyordum bedenim çürüyüp toprakla karışıncaya kadar onu sevecektim . Bekliyordum işte zamanımın dolmasını . Elimden başka bir şey gelmezdi de zaten . Ona olan duygularımın boyutu beni bile korkutuyorken ona bunu asla söyleyemezdim .
Bazen içimdeki küçük öyle bir haykırıyorduki birileri bizi duyacak diye çok korkuyordum . Herkesin alay malzemesi olurduk . Araf Kolhan , okulun en yakışıklı erkeği . Peşindeki kızlar huri gibi . Öğrendi diyelim , beni bile bile kızlarla nasıl beraber olduğunu görünce daha mı çok mutlu olucaktım ? O kadar kız onunla tek gece geçirmek için sırada beklerken ona ruhumdan başka bir şey veremeyecek olan beni mi seçicekti ? Hiç bir özelliğim yoktu ki . Mesela O küçüklüğünden beri sarışın kızlarla takılırdı . Ben daha burada kaybediyordum .
Onun yanındaki kızların onun gibi çekiciliği olurdu hep . Ben bir yerde yürüsem kimse dönüp bakmazdı bana . Kim isterdi benim gibi sade birini ? Benim onun için canımı verebilecek olmam neyi değiştirirdi ? Sahiden yapardım dimi bunu . Onsuz olmuyordum zaten . Bir türlü olmuyordum . Yarım bile değilim onsuz . Küçükken arabanın önüne atlamıştım ya ona zarar gelmesin diye . O zaman küçüktüm akıl etmem değil şimdi olsa yine yapardım . Küçük Gecede hiç bir şey değişmedi . Yıllardır her akşam yatmadan önce vücudumu yoklar bir yara , çizik yoksa mutlu olurdum . Onun dövmesinin bende olması bile beni mutlu ederdi . Onun bir parçasını tamamlayan şey bendeydi .
Her sabah kalkıp dövmeme bakıp biraz da olsa iyi olmaya çalışırdım . Vücudum bile benden izin almadan onu istiyordu . Bana haber vermeden onun dövmesini olusturmuslardi kendi kendilerine . Kalbim zaten hiç laf dinlemiyordu ki . Onu görünce bırakıp gidecek sanki beni . Bazen çok kızıyordum ona . Benim kalbimsin sen onun değil diye .
Beynimin mantıklı düşünmesi gerekir normal de dimi ? Kalbim hadi hormonların etkisinde ya beynim ? Gün geçtikce tükeniyorum neden devreye girmiyor ? Hani beyinden gelen ses mantıklı olandı ? Beynim her şeyi kalbime bırakıp emekliye ayrılmıştı sanki . Ben ona karşı hep kalbimle hareket ediyordum . Mantıklı hiçbir yani yoktu . Sadece onu istiyordum . Küçük bir çocuğun bir oyuncağı isteyip aldırana kadar ağlaması gibi bende onu istiyordum . Hiç yanımda olmamasına rağmen hep yanımda olsun istiyordum . Bana umut vermeyecek kadar uzakta olmasına rağmen ben hep yakınımda olmasını istiyordum .
Bir sabah daha içim ölmüş gibi uyandım . Gibi değildi aslında tam anlamıyla içim ölmüştü artık . Canım yanmıyordu . Evet , acıyordu ama alışmıştım sanırım . Yemek yiyememeye , bazı geceler uyuyamamaya , onu özlemeye ve daha nicesine. Üzerimde pijamalarla mutfağa gidip bir kutu vişneli meyve suyu buldum . Kutunun içinde bir damla kalmamasına dikkat ederek iyice bitirdim . Rahatlatmıştı yine beni .
İçimdeki küçük Gece , gece boyunca hiç uyumamıştı ve şimdi uyumaya çalışıyordu . Onu uyandirmaya hiç niyetim yoktu . Odama çıkıp güneşligi çektim , günler sonra ilk kez güneşin odama girmesine izin verdim . Zamanın biraz gecebilmesi adına ders çalışmaya karar verdim . Çalışma masamdaki matematik kitabımdan kaldığım yeri açtım . Matematiği hep sevmişimdir küçüklüğümden beri . Beni alıp kendine hapseder , onu düşünmemi yasaklardı sanki . Bu yüzden matematik çözerdim eğer ders çalışmak gibi bir karar verdiysem .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHÜR
FantasySaat 04.14 yağmur hızlandı ve sen yine yoksun her gün ki gibi. Müziği başa sarıyorum. Zorluyorum kendimi olmuyor, bir türlü ağlayamıyorum. Kendimi ağlamamaya alıştırdığım bencil yapım yine yapıyor yapacağını. Dibe kadar doluyum ama gözyaşları içeriy...