20.BÖLÜM

224 74 17
                                    



Ağlamadı ağlamadı önünde öldüm karalar bile bağlamadı. Anlamadı anlamadı yüzünde gördüm mutlu sona bağlamadı...

iyi ki her yerdesin Tanrım;

yoksa

o'nu uykuda

kime emanet ederdim?





Kısa saçlı esmer bir kadın vardı tam karşımda. Kim olduğunu bilmesem de çok benziyorda hafızamda birine. Gülümsüyordu sadece. Tam bu sırada gözlerinden bir damla yaş düştüğünü gördüm. Neden kalbim acıyordu bilmiyordum. Neden ağladığınıda da bilmiyordum.

"Kimsiniz" diyebildim.

" Gerçekten çok güzelsin" diyebilmişti hıçkırıklarının arasında.

Konuşmasını bekliyordum, bu sırada ona iyice bakmaya başlamıştım. Gözleri gri miydi?

Tesadüf olabilir miydi bu gördüğüm?

"Kimsiniz" diye tekrarlamıştım bile.

Yanıma yaklaşıp sarılmıştı bana. Neden benim de ağlayasım geliyordu ki?

"O sana emanet" derken bir elini gögsümde kalbimin üzerine koymuştu.

"O buraya ait."

"Araf mı?" Diyebilmiştim.

Kafasını sallamakla yetindi. Bu kadın onun annesi olmalıydı. Göz yaşlarımı tutamıyordum bende artık . Zaman kaybetmeden sormak istediğim şey döküldü dudaklarımdan:

" Peki ben yaşamaktan vazgeçersem o nefes almaya devam edebilir mi bu güç denen şey ona geçince?" diyebilmiştim. Dudaklarımı göz yaşlarım ıslatıyordu. Vereceği cevaptan korkuyordum.

Sıkıca sarılmaya devam etti bana.

" Annen sana ulaşmak için elinden geleni yapacaktır lütfen ne olursa olsun ondan vazgeçme"

Daha sonra arkasını dönüp gitti.

Lütfen dur demek istiyordum. Ama kelimeler dökülmüyordu dudaklarımdan. Çoktan gitmişti zaten.

Aklımı kaçırmak üzereydim.

Ağzımda kan tadıyla kafamı kaldırmaya çalışmıştım. Kapkaranlık bir yerdeydim görebildiğim kadarıyla. Boynumda çok keskin  bir sızı vardı. Ovalamaya çalışacakken ellerimin bağlı olduğunu anlayabilmiştim.

En son olanları hatırlamaya çalışıyordum. Bu sırada kapı gıcırdayarak açılmıştı.

Zorlada olsa o yöne doğru baktığımda onu görmüştüm.  Yanında da Erva denen kız vardı.

Ýnsanlara güvenmemek gerekiyordu belki ama o benim için her þeydi. Bu yüzden asla piþmanlýk duymayacaktým.

Gözlerimi çekmiþtim üstünden. O hala bakýyordu fakat ben artık bakmıyordum. Ihlamur kokusu yanındaki kızın parfüm kokusuyla karışık geliyordu burnuma. Nefesimi tutmaya çalışıyordum. İlk kez biz uzak durmaya çalışıyorduk. İlk kez gözlerine bakamıyordum.

"Bir şey sormayacak mısın? " dedi Erva gülümseyerek.

Sadece alaycı bir bakışla bakmakla  yetindim. En çok bana dokunan bu sefer neydi biliyor musunuz?

Annemden kalan tek şeyi almıştı benden. Korkmamı bekliyorlardı. Ben ve korkmak? Kahkaha attım aniden. Odada yankı yapmıştı.

"Korkmanız gerekiyordu. En iyisini yaptınız yoksa size yapabileceklerim beni bile korkuturdu"

MÜHÜR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin