Kapak yapımı gizzemli_bir_yazar aittir.
4 gün olmuştu yemek yemeyeli. Canım da istemiyordu zaten. Bu ilk kez olmuyordu , ben hayatım boyunca hiç bir zaman belirli aralıklarla yemek yiyememişimdir.
Başımda bana "Hadi kalk yemek ye" diyecek biri olmadı şimdiye kadar. Daha bu yıl ayrıldım yetimhaneden, gözümü açtığımdan beri oradaymışım.
18 yıllık tüm masraflarımı ödeyip gitmiş sevgili ailem. Bununla kalmayıp mirasta bırakmışlardı. Beni bıraktıkları yer özel bir yer olsa da ben orayı sadece yatmak için kullanır arada sırada da yemek yerdim çalışanların ayağımızın altından çekil diye bağırışlarıyla beraber.
Kim kimin çocuğuna annesi gibi bakardi ki, ben yemek yememişim onların ne umrunda.
Paralarını alıyorlar işte. Küçüksün istiyorsun ailen olsa da sana ilgi gösterse, sevse, saçını örse, banyodan sonra alnından öpse mis gibi koktuğunu söylese, seni parka götürse, mesela şu büyük olan park varya ben oraya hiç gitmedim. Küçük parklara da ceza almak uğruna kaçıp giderdim.
Sonra annesiyle, babasıyla eğlenen çocukları izlerdim. Bir çok şey eksik büyüyorsunuz. Ama büyüyorsunuz bir şekilde. 18 yıl bitmişti işte.
Yetimhaneden çok önceden de kaçabilirdim bir daha dönmemek üzere.
O olmasaydı tabi. Onu ilk kez 8 yaşında görmüştüm. Buraya getirmişti onu görevliler. Ben ise oynadığım oyunu bırakıp sadece onu izlemeye başlamıştım.
Gri gözleri mi vardı onun? Gözlerinin içi nasıl olurda kapkaranlık olabilirdi? Ben onu izlemeye dalmışken, bir anda bana doğru döndü.
Bir anda titremeye başladım bir yandan da bileğimden sanki biri bıçak saplıyorcasına acı dalgası yayılıyordu vücuduma.Neler oluyordu bana? Daha fazla onu izleyemedim.
Koşarak odama gittim. Bileğimi sargı beziyle gelişigüzel sardım. Günler, haftalar birbirini kovaladı. Ben onu iyice tanımaya başlamıştım. Yemekhanede fasulye yemeği yemezdi mesela . En çokta ziyaretçilerin getirdigi zeytinli ekmeği sever midesi alabildigince yerdi.
Benim kadar olmasa da siyah giyerdi.İlk kez onu gördüğümde ortaya çıkan bileğimdeki sızı haftalar boyunca azalarakta olsa devam etti. Ben ise sürekli sargı beziyle gezer oldum.
Öğretmenim sargı bezini ilk haftalar gördüğünde neyim oldugunu sordu tabiki.
Ben ise güzel gözüktüğü için takmak istedigimi söyledim. Benim garip bir çocuk oldugumu söylerdi her zaman öğretmenim. Haklıda olabilirdi. Kim daha çocukken bile siyaha aşık olabilirdi ki ?
Bu yüzden sadece gülümsemekle yetindi bu cevabım karşısında.
Acı artık tamamen azaldığında sargı bezini çıkartmak istedim. Ve gördüklerim karşısında uzun süre kendime gelemedim.
Neydi o şekiller? Nasıl olabilmişti böyle bir şey? Kafayı yemek üzereydim. Neydim ben bir ucube mi?
Onun canı yandığında bana da aynısı oluyordu, onun bileğinin az yukarısında olan şeklin tamamlayacısı olan şekil bende de oluşmuştu. Günlerce ağladım. Odamdan çıkmadım.Daha sonra onun görmemesi için yetimhanede kaldığım süre boyunca eldiven taktım. Takmasaydımda farketmezdi zaten. O, o kadar güzeldi ki benim için imkansızdı.
♢
Onu görmeyince nasıl oluyor bilmem ama yemek yiyemezdim. Sürekli uyuyup onun rüyalarıma girmesini izlerdim. Her görmediğimde rüyalarıma sığınır, uykum olmasa bile uyku ilacı isterdim ablalardan.
1 haftalığına onların sınıfı tatile gittiğinde ağzıma yemek sürmemiş, sürekli uyumuştum. 9 yaşındaydım o gece tam bir haftadır yemek yemiyor, insan yüzüde pek görmüyordum. Arada uyanıyor, öğretmenime halsiz olduğumu söyleyip tekrar uyuyordum. Onlar da unutuyorlardı bu siyahlar içindeki kızı. Akşama doğru onu gördüm kapıdan girerken. Öğretmeni ve sınıf arkadaşları da vardı yanında. Küçük Gecenin gözü ondan başkasını görmüyordu. Derin derin çekiyordu içine ıhlamurda bile olmayan ıhlamur kokusunu. Daha sonra acıktığımı farkettim, günler sonra ilk kez masamdaki abur cuburlardan bir kaç şey yiyebildim.
Kim miydi beni bu hale getirecek kadar büyüleyici olan? Araf , Araf Kolhan. Onun canı acıyorsa benim ruhum kazılıyordu sanki. Yine de pişman değildi minik kalbim, o dizinin üzerine hafifçe düştüğünde benim dizimin morarmasından.
Yorulacaktım vücudumdaki morluklardan bir gün ama bunu bildiğim halde yine de vazgeçemiyordum.
♢
Bir gün dışarıyı izlerken onu kumdan kale yaparken gördüm, izlemeye başladım. Saatler birbirini kovaladı ne ben kalktım onu izlemekten ne de o bitirebildi kumdan kalesini.
Akşama doğru istediği kuleyi yaptığında ilk kez gülümsemesine şahit oldum. İşte o gün anladım o beni hiç bilmesede ben ondan geçemezdim.
Yıllar birbirini kovaladı. O mutlu olduğunda bende mutlu oldum. Araf beni hiç bilmedi ama bilmesinide istemedim zaten. Geceleri bazen onu o kadar özlerdim ki kimseye gözükmeden onu saatlerce izlerdim. Küçük kız çocuğu ona öyle bir bağlandı ki, ailesinin ona yaptığı en büyük hediye olduğunu düşündü bu yetimhaneye bırakılmasını.
♢
Şimdi ikimizde ayrılmıştık yetimhaneden. Kaydımı bir kaç küçük araştırmadan sonra onun gittiği devlet okuluna aldırdım. Hey amacım ona ben burdayım demek değil, amacım onu görebilmekti sadece. Beni 10 yıldır bilmiyordu. Bundan sonra da bu böyle kalmalı.
Onu nasıl göreceğimi bilmiyordum, belkide yetimhaneden ayrıldıktan hemen sonra sevgilisi olmuştur. Daha fazla bunları düşünmeden okula gitmek için siyah eteğimi ve üzerine siyah bir tişört giydim. Siyah converslerimi de ayağıma geçirdikten sonra kaldığım evden okula gitmek için taksiye bindim. Yol boyunca yıllardır olduğu gibi yine o gri gözlüyü düşündüm.
Neden bu kadar bağlanmıştım ki? Aptal gibiydim o beni görmezken bile. Herkesin çabucak beğenebilecegi bir tipe sahipti belki şuan ama küçük kız onu ilk günden beri seviyordu. O çirkin olsaydı da onun ruhunu severdi, gri gözlerini, kahverengiye çalan saçlarını severdi. Ben yine onda kaybolurken abinin geldik dediğini duyar gibi oldum ve hemen kafamı açık pencereden dışarıya çevirdim.
Burası o okuldu. O vardı. O burada okuyordu. Burası 10 yıldır uzaktan uzağa sırf onun kokusu olmadan kendimi husursuz hissedip günlerce uyuyup uykum kaçtığında ilaç içip tekrar uyuduğum, günlerce yemek yiyemedigim ona ait olan içimi ısıtan ıhlamur kokuyordu. Daha onu görmeden kendimi yine kaptırmıştım.
Taksiyi daha fazla bekletmeden ücreti ödeyip okula doğru yürümeye başladım. Bir kaç kişi yeni olmam sebebiyle bana bakıyordu. Çok çekici değildim, kumral saçlarım kahverengimsi gözlerim vardı. Kendimi onu tanıdığımdan daha az tanıyordum sanırım. Tanıyacak pekte bir özelliğim yoktu belkide.
Siyah kız.
İki kelime. Ben bunları düşünürken banklarda oturup gülümseyen onu gördüm. Uzun zaman olmuştu bu anı yakalayamalı. Bir şey için daha baya uzun zaman olmuştu diyebilirdik, ben gülümsemeyeli ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHÜR
FantasySaat 04.14 yağmur hızlandı ve sen yine yoksun her gün ki gibi. Müziği başa sarıyorum. Zorluyorum kendimi olmuyor, bir türlü ağlayamıyorum. Kendimi ağlamamaya alıştırdığım bencil yapım yine yapıyor yapacağını. Dibe kadar doluyum ama gözyaşları içeriy...