Piiz- İntihar süsü"Derdin kalbime zor"
Sabahın ilk ışıklarıyla iki gündür huzurlu uyumam nedeniyle güzel bir güne gözlerimi açtım.
Yanımda değildi. Ama sonuçta benimle uyumuştu. Her ne olursa olsun bu kadar belli etmemeliydim onu sevdiğimi. Bu yüzden benim yerimde başka bir kız olsa ve zorla tutulsa bir evde diye düşünüp cümlelerimi söylüyordum.
Kız derken bir sürtükten bahsetmedim. Çoğu kız onunla uyumak için bir taraflarını yırtardı.
Bunu bilmek beni sinirlendirse de sesimi çıkarmadım. Aşağıya inip ona bakmaya karar verdim. Yatağı güzelce topladıktan sonra merdivenlere yöneldim.
Duştan çıkmıştı sanırım. Havlu sadece belini kapatıyordu. Düştü düşecekti neredeyse. Tanrı aşkına bu nasıl bir insanoğluydu? Ya da insan mıydı bu tapılası şey ? Gözlerim yerlerinde sabit kalmak için büyük bir imtihan ile karşı karşıyaydılar.
Hemen arkamı döndüm. Sonuçta sapık damgası yemek istemezdim. Ya da ister miydim, ay iyice delirdim.
"Niye evde böyle geziyorsun gezilir mi evde böyle, neden yani böyle geziyorsun ki ay git üstüne bir şeyler giy hadi" diyebildim biraz kekeleyerek biraz lafı dolandırarak.
Ne yaptığını tabi ki arkamı döndüğüm için göremiyordum. Ama sinsi sinsi sırıttığına emindim.
"Kime diyorum yürüsene" dedim hoplayarak, o hareketsiz kalınca.
"Gece sapık değilim gel şuraya, hem sen merdivendeyken ben nasıl gidicem odama, arkamı sağlama alamam sen ordayken" dedi.
Bak lafa bak. Sanki ben sapığımda o giderken kalçalarını dikizlicem. Bakmazmısın önünden geçse? dedi sapık olduğuna artık emin olduğum küçük Gece.
Önümü döndüm bir an önce gitmesi için. Gözlerim kapalı merdivenleri inmeye başladım. Ne yapıyım gözlerim açık ineyimde beni görmek için böyle şeylere gerek yok mu deseydi. Şuan onunla uğraşamazdım. O görüntüden sonra kendimi kaybetmiştim.
İnsan vücut yapar yapmasına da nasıl bu kadar güzel durabilir, nasıl böylesine tam olabilir?
Ben bu sapık düşüncelerimle tam son basamağa yaklaşmışken gözlerim kapalı olduğu için ayağım kaydı. Bu kaçıncı düşüşüm diye salak salak düşünürken bir baktım ki yine düşmedim. Nolur bıraksaydın da düşseydim diye isyan ediyordum. Gözlerimi açıp ne halde olduğumuzu görmek zor geliyordu. Ama beni hala indirmemişti. Belimden tutuyordu.
Gözlerimi açmamla, tam gözlerimin içine baktığını gördüm. Ne bir alay vardı ne bir nefret. Sadece tedirgindi grisine aşık olduğum adam. Bunu bunca yıldan sonra hissedebiliyordum.
"Sağol" dedim hafif öksürerek.
"Kendine dikkat etmeyi dene ben sürekli senin yanında olup senin sakarlıklarınla uğraşamam" dedi ve beni öylece bırakıp yukarı çıktı.
Haklıydı, ne bekliyordum ki ama yine de kaçıncı defa olduğunu bilmesemde kırılmıştım işte. Gözlerimin de kalbim gibi dolduğunu anlamam çok uzun sürmedi. Bu evden ve ondan hemen gitmeliydim.
Gözüme sehpadaki telefonuna takılmıştı, sehpahanın üzerinde bırakmıştı. Hemen alıp Eceyi aradım. Durumu nasıl açıklardım bilmiyordum ama açar açmaz ikizinin beni bir eve getirdiğini ve beni hemen almasını söyledim.
O da merak etmişti beni ve soru sormak için çabalamıştı. Tüm laflarını ağzına tıkıp beni alması gerektiğini ve durumun ciddiyetinden bahsedince hemen bir taksiye binmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHÜR
FantasiSaat 04.14 yağmur hızlandı ve sen yine yoksun her gün ki gibi. Müziği başa sarıyorum. Zorluyorum kendimi olmuyor, bir türlü ağlayamıyorum. Kendimi ağlamamaya alıştırdığım bencil yapım yine yapıyor yapacağını. Dibe kadar doluyum ama gözyaşları içeriy...