Fake Bar Fight

955 104 182
                                    

Topuklu ayakkabın ayağını bir parça rahatsız ediyor, fakat müziğin kulak zarını rahatsız ettiği kadar değil. Buna rağmen avuçların arasındaki el, tüm kötü enerjini çekip alıyor gibi.

Etrafta dans edenler, deli gibi eğlenenler, içki içenler, bir köşede havalı olduğunu sanarak takılanlar var.

Bir bardasınız. Ve herkes size bakıyor.

Thor ve sen güzel bir ikili olduğunuz için olabilir. Yada onun sarı saçlarından.

"Ben burayı sevmedim, çok gürültülü."

Gülerek Thor'a bakıyorsun. "Hadi ama! Çok eğleneceğiz!"

Dudaklarını birbirine bastırıyor ve yüzünü inceliyor. "Seni nasıl kırabilirim ki?"

Şeytani bir gülümseme dudaklarını şekillendiriyor. "Kıramazsın, değil mi?"

Seni kendime çekerken burnunu burnuna değdiriyor. "Tabii ki de kıramam."

Şarkının nakaratıyla hareketlenmeye başlıyorsun. Ve o da sana katılıyor.

Seni kendine çekerken gülümsüyor. "Asla yaşlanmayacağız."

Kıkırdıyorsun.

"Bu şarkıyı eskiden çok dinlerdim." diyorsun düşünceli bir şekilde.

"Evet, o yüzden sürekli açardın." diyor Thor, ve belini kavrıyor.

Burnunu burnuna dokunduruyorsun. "Hiç benimle Midgard'a gittin mi?"

İç çekiyor ve gözlerini yumuyor. "Çok kez,"

Koluna dokunan el ile arkanı dönüyorsun ve koluna dokunan adama bakıyorsun, hala o gece kulübündesiniz. "Evet?"

"Şu sarışından bıkmadın mı?" derken sana yaklaşıyor adam. Thor kaşlarını çatsa da şuanlık izlemede.

Adamın sarhoş olduğu çok belli. Ve yanında Thor gibi birinin olmasına rağmen sana yaklaşamaya cesaret edebilecek kadar da salak.

Adam, "Hadi ama," diye ısrar ederken, Thor dayanamamış olmalı ki olaya dahil oluyor. Adamı yakalarından tutup senin duyamayacağın şeyler söyledikten sonra, adamı on metre ötenizdeki duvara fırlatıyor. Adam duvara çarpıp düşerken, kalabalıktan bir şok nidası yükseliyor ve herkes adama giden yolu açacak şekilde geri çekiliyor.

Thor, "Benim kadınıma ha?" diye mırıldanarak adama giderken son derece sinirli. Aynı zamanda müzik hala devam ediyor.

Thor adama ulaşarak kaldırıyor ve yumruğunu yüzüyle buluşturuyor. Adamın bilinci hafifçe kapanırken sen bir şeyler yapman gerektiğinin farkındasın ama hareket edemiyorsun. Bacakların kitlenmiş, beynin iflas etmiş durumda. Her şey o kadar hızlı gelişmiş ki.

Thor adamı yatırıp üstüne çıkarak adamı dövmeye devam ederken sonunda hareket ediyorsun ve yumruğunun önüne geçiyorsun. "Adamı öldüreceksin! Dur!"

Öfkeden yanan gözlerini sana çeviriyor. "Bu pezevenk kim ki, sana dokunma cesareti gösteriyor?! Benim sevgilime! Ölmeyi hak eden tek insan!"

Tekrar yumruk atacakken onu tekrar durduruyorsun. "Başımıza iş açılır. Lütfen bırak onu."

Ona yalvaran gözlerine bakıyor ve öfkeyle bezeli gözleri bir anlığına yumuşuyor. Elinden tutarak ayağa kalkıyor ve seni de yanında sürükleyerek çıkışa ilerliyor. Bardan çıktığında derin nefesler almakta.

"Sen de sesini çıkartmadın!" diyor bir anda. "Onu kovabilirdin!"

Yüzünü avuçların arasına alıyor ve onu sakinleştirmeye çalışıyorsun. "Tamam, bak, adam gitti. Yine seninleyim. Bana her dokunan adamı dövemezsin."

Hafifçe gülüyor. "Aslında döverim."

Onu taklit ediyorsun. "Oslondo dovorom." kıkırdıyorsun ve onu öpüyorsun. Kısa bir öpücük olması gerekirken uzatıyor ve elini beline yerleştirerek kaslı bedenine, dolgun hatları olan bedenini yaslıyor.

Dudakları seni öperek boynuna ilerliyor ve sonunda orada biraz duraksıyor. "Sen sadece benimsin. Seni sadece ben sevebilirim. Seni kimseyle paylaşmaya niyetim yok."

Kıskançlığına, boğazdan gelen bir gülmeyle cevap veriyorsun. "Bebek gibisin."

Gülerek boynunu öpüyor. "Beni o zamanlara döndürebilmeyi başarabilen tek kişi sensin."

"Bu ne?" diyorsun mandalinaya benzer yuvarlak meyveyi eline alarak.

Thor elindekine bir göz atıyor. "O, Solisto. Dünyadaki portakal gibi bir şey. Ama çok daha lezzetli. Bir dene."

Meyveyi inceliyorsun. "Bunu nasıl soyacağım?"

Elini sana uzatınca, meyveyi eline koyuyorsun. İki eliyle tutup meyveyi ikiye ayırıyor ve gördüğün şey üzerine gözlerini irileştiriyorsun.

Elinden, meyvenin bir yarısını alırken şaşkınsın. "İnanamıyorum."

Thor kıkırdıyor ve seni gülümseyerek izliyor. Mandalina kabuğunun içinden çıkan şey, bir çeşit jölemsi kıvamda. Aralarda gözüken çekirdekler olmasa içine jöle dolduruldu sanırsın.

Thor sana kaşığa benzer bir şey uzatıyor. Ama son anda sana vermekten vaz geçip kaşığı meyveye batırıyor ve bir parça jöleden alıyor. Sana bu jöleyi yedirdiğinde, ağzına değdiği anda jöle sıvılaşıyor ve anında su gibi boğazından yuvarlanıyor.

"Bu, katı meyve suyu falan mı?" diyorsun kaşlarını çatıp ona dönerek.

Omuz silkiyor. "Öyle de denebilir."

Ağzını açıp ona uzattığında ağzına bir parça daha o jöleden koyuyor ve o sırada gözlerinin önündeki görüntü değişiyor.

"Peki ne yapacaksın? Thor beni seviyor diye onu öldürecek misin?"

Sinirle gözlerini sana çeviriyor. Öyle ki korkuyorsun. Bir meyve bahçesindesiniz ve etrafınızda Solisto ağaçları var. "Gücüm yetse onu da yapacağım zaten."

"Kafayı mı yedin sen?!" diyorsun sinirle. "Bu bir intihar."

"Seni sevmek zaten intiharın ta kendisi!" diye bağırıyor bir anda.

Gözlerini kısıyorsun yaşları görmesin diye. "Sana beni sev demedim! Ve bu sandığın şey sevmek değil. Sen bana zarar veriyorsun. Sinirlendiğin her anda canımı acıtıyorsun. Bundan bıktım."

Aranızda bir bakışma geçiyor. "Öyle mi dersin? Ya aramızdakini öğrenince sevgilin ne yapacak? Çocuk yapın diye destek mi verecek?"

Dişlerini sıkıyorsun. "Bunu yaptığın dakika kendini de ateşe atmış olursun."

Dudaklarında tehlikeli bir gülümseme can buluyor ve tek adımda yanına ulaşıp seni kendine çekiyor. "Sen beni yeterince yakmıyor musun zaten?"

Belinin üzerindeki elinden bir soğukluk yayılıyor. Ardından elini tenine değdirdiğinde ağzından bir tıslama çıkıyor. Avucunu tamamen beline yerleştirdikten sonra bir anda elini çekiyor.

Ve belinde bir buz yanığı daha oluşuyor.

"Beni sevmiyorsun." derken, bilincin kapanıyor.

Bu bölümün bar kısmını yazarken cidden çok zorlandım. En son böyle olduğunda Ice'a bir ay ara vermek zorunda kalmıştım ama zaten okullar başlayınca şaapıcak o yüzden devam ettim.

Thor'u sevin.

Loki'ye sövün.

Ve, fark ettiyseniz, artık bu hikaye pek loki kurgusu değil çünkü hikaye adında yazmıyor.

Efso şeyler yapmaya çalışacağım ama önce bunu yazıya dökmem gerekiyor. Ve bu kısımda fazlasıyla takılıyorum.

Günaydınlar, günaydınlar.

RunawayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin