Runaway

823 98 82
                                    

Koşabildiğin kadar hızlı koş.

Tahminen yirmi metre kadar arkandan seni takip eden kişilerin arasına Fırtına Tanrısı'nın katılması yakındır. Ne kadar uzaklaşırsan, o kadar iyi.

Böyle bir evliliğe izin veremezsin. Olmaz. Thor sana bu düğün arifesinde o kadar nefret eder bir şekilde davrandı ki, bu kadar sevdiğin kişinin sana bir anda böyle davranmasına katlanamıyorsun. Bunların daha başlangıç olduğunu biliyorsun. Seni asla affetmeyecek, muhtemelen.

Thor her ne kadar gözlerinde biraz yumuşasa bile, hep aynı nefreti sana gösteriyor. Bebeğinizin ölümünden senin sorumlu olduğunu düşünüyor. Onu başından beri kardeşiyle aldatmanı bile es geçmiş. Beyninde tek bir düşünce dönüyor onun, 'Bebeğimizin ölmesine o sebep oldu.'

Bu düşünce, dokuz diyara yetecek kadar büyük bir nefreti her zaman taze tutuyor.

Belki bebeğinizden önce söylesen, umursamazdı bile ama bebeğinizi senin öldürdüğünü düşünüyor.

Senden nefret ediyor.

Uzun bitkiler arasına dalıyor ve birden sola dönüyorsun. Duvağın ve eteğinin ucu bir yerlere takılıp parçalansa da umurunda değil.

Bitkiler arasından çıkıp önceden ayarladığın, tek katlı bir binaya dalıyor ve tuvaletine giriyorsun. Önceden ayarladığın kıyafetler, peruk, lens ve gözlüğü giymeye başlıyorsun. Gelinliğini çıkarttığında askerlerin ayak seslerini duyuyorsun. Böylece gelinliği çöpe atıyor, üzerine trençkotu geçiriyor ve peruğunu hızla takıyorsun. İçinde sadece iç çamaşırları var ama trençkot yetiyor.

Acele etmelisin.

Lenslerini hızla takıp gözlüğünü de taktığında, ayağındaki topuklulara dokunmuyorsun.

"NEREDE O?!" diye bağıran bir ses duyduktan sonra derin bir nefes alıyorsun. Asgard'da fakir kesimin böyle giyinmesi işine fazlasıyla geliyor.

Midgard kıyafetleri.

Fakir kısmın olması bile sana garip geliyor.

Kapıyı açmak üzereyken kendiliğinden açılıyor ve adam sana bakmadan içeri dalıyor. Saç rengin peruk yüzünden farklı olduğundan seni otomatik olarak es geçmiş olmalı. Sen de fırsattan istifade tüyüyorsun.

İlk köşeyi dönüp sırtını duvara yasladığında adamın yeri göğü inleten bağırmasını duyuyorsun. "GİDEMEZ!"

Sesinin boğukluğu az da olsa seçiliyor. Kendiyle boğuşuyor gibi. Yediremiyorsun. "GİDEMEZ!".

Bu, seni seven kısmının hala içinde can çekiştiğini gösteriyor. Muhtemelen şimdi yaptığın şey ile birlikte son çırpınışlarında olduğunu. Ama bundan sonra geri dönemezsin. Olmaz. Fırtınaya girdin bir kere, ya tam gaz gideceksin ya da hiç girmeyecektin.

Gitmen çok daha iyi.

Eğer vazgeçersen, geri döndüğünde Thor çok daha delirecek. Bebeğinizin üzerine onu düğün günü rezil etmen eklenecek.

"GİDEMEZ!" Diye tekrar bağırmasını duyduktan sonra tuvaletten, elinde bembeyaz bir elbiseyle çıkıyor.

O senin gelinliğin.

Binadan dosdoğru çıkarken, ardında ölüm sessizliği bırakıyor.

Derin bir nefes alıp başını geriye yasladığında önünde bir beden hissediyor ve bir el bacağını okşuyor. Anında kalkanlarını devreye sokup önündekini itiyorsun.

RunawayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin