Medya Su ( Yani isim geçmedim ama isminin Su olduğunu bilin diye şey ettim
^-^ Şimşeğin ablasını iddia eden kişi)
İleriki bölümlerde anlayacaksınız ❤
Sınırları hemen geçiyorsunuz, hızınıza yetişemiyorum :*
Seviliyorsunuz ...Uzun ve soluksuz bir uyku çekmiştim, odada birileri yoktu. Yataktan çıktım ve üzerimdeki yorganı savurdum. Çıplak ayaklarım soğuk zeminle buluştuğunda vücüdumu bir titreme alsada aldırış etmedim, kapıyı açtım.
"Uyandın mı kanka? Markoz bahçede seni bekliyor, bak sakın heyecan yapma adını bile unuttururum sana ona göre. "
İlişkimizi en çok destekleyen kişi Miraydı, ortada bir ilişki yoktu lakin bunun olmasını çok istiyordu. Her halinden belliydi, hırsla kafamı salladım.
Gerçekten heyecan yapmıştım, kalbim yine olduğundan fazla atıyordu. Benimle belkide başka bir konu konuşacaktı ve benim tüm hayallerim yerle bir olacaktı. Fazla umutlanmak istemiyordum, her zaman sevincim kursağımda kalırdı.
Bahçeye doğru ilerledim, arkası bana dönüktü. Yüzü gözükmüyordu, daha çok temiz havanın tadını çıkarıyor gibiydi. Oraya doğru ilerledim, susuyorduk.
Gökyüzüne bakıyordu, bende onun baktığı tarafa bakıyordum ama birşey göremiyordum.
Çok sabırsız biriydim, benimle ne konuşacaksa artık konuşmalıydı."Yankı. "
Ağzından çıkan kelimeye anlam veremedim, gerçekten Yankı denen o kadını mı konuşacaktık? Ne sanıyordum ki, hata bendeydi.
"Banane Yankıdan, ben gidiyorum. "
Sinirle geri dönüş yapmak üzere arkamı döndüm, sinirlerimi bozmakta bire birdi.
Bende benim yada bizim hakkımızda konuşacağını sanmıştım, kendime acıyordum. Sadece hayaller altında yaşıyordum, işte gerçekler böyle suratıma çarpıyordu."Seni Yankıdan saklamak için beraber bir yolculuğa çıkacağız, sadece sen ve ben. "
Ne dedi o?
"Ne? "
Yürüdüğüm nokta da duraksadım, zaten fazla uzaklaşmadığım için hemen yanıma geldi. Kızmış gibi görünsede birşey yapmadı, yani anladığıma göre biz sadece ikimiz buradan gidip saklanacaktık.
"Yaklaşık iki saat sonra gideceğiz, okul aynı devam edecek. "
Okulda Miray ile görüşebilirdim, ikiside güzel haberdi. Belki yalnız kalabilirsek konuşabilirdik, aklına gelebilirdim.
Cevap vereceğim sırada kapıya doğru gelen bir kız gördüm, buraya bakıyordu.
Kapıdan içeri girdi, kız sanki Markoz'u tanıyordu.
Aklımda ki pis düşünceleri kenara atarak gözümü o kıza diktim, çok tatlı gözüküyordu.
Bu benim sinir olmama yeterdi, hele benim yanımda Markoz'a ters bir hareket yaparsa onu öldürürdüm.Ters hareketten kastım yavşamaktı, yanımda onu öptüğünü bile düşünemiyordum. Altay geleceği gördüğünde benim Buket'i öldürdüğümü söylemişti, artık bunuda becerirdim.
"Merhaba lütfen Şimşeği görmeme izin verin. "
Ah! Tabi şimdi hatırlıyordum, bu Şimşeği ablasıyım diye ortaya çıkan kızdı. Hatırlamamam normaldi, kızı geldiği gibi dışarı çıkartarak resmen kovmuşlardı.
Kız iyi birine benziyordu ama güvenemiyorduk, bu kadar düşman olayı falan var iken bunun gibi bir strese gerek yoktu."Hayır. "
Markoz'un net cevabıyla yüzünü düşüren kız umutla bana döndü, kafamı olumsuzca salladım.
-Yalan söylemiyorum, ben kardeşimi yıllarca aradım. En son üç yaşında gördüm onu, son bir şans. Onunla aramı düzeltmeme yardım etmelisin, benim hiçbir suçum yok. -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARKOZ
Ciencia FicciónÖzel güçteki insanların birbirini bulduğu özel serüvenimize sizde katılmak ister misiniz?