MERHABALAR, CANLAR!
BUGÜN BAYRAM VE BU DA BENİM SİZLERE MİNİ MİNİ BAYRAM HEDİYEM.. ELMAS'TAN KISACIK, KÜÇÜCÜK BİR ALINTI. BAKALIM BEĞENECEK MİSİNİZ?? YORUMLARINIZI SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUM! KİM BİLİR, BELKİ BİR SÜRPRİZ DAHA YAPARIM???
HERKESE AMA HERKESE; OKUYAN OKUMAYAN, BURADA OLAN OLMAYAN, BAYRAM COŞKUSUNU HİSSEDEN HİSSEDEMEYEN HERKESE MUTLU BAYRAMLAR DİLİYORUM.
SEN! EVET, SEN! BAYRAM TEMİZLİĞİ GAZİSİ! SANA DA MUTLU BAYRAMLAR!
OKUMAYLA KALIN...
Rüzgar cevap vermeden Elmas'ı yönlendirdi ve ağaca vardıklarında durup Leyla'nın duruşunu düzelttikten sonra tek hamlede aşağı atladı. Terkideki bağı çözüp aldığı örtüyü ağacın altına serdikten sonra da geri dönüp genç kadını kucağına alarak onu örtüye yerleştirdi. Pikniği burada yapmayı planlamıştı ancak kasılan midesinin yemek kabul edeceğini sanmıyordu. Yine de Leyla'nın yiyip ilaçlarını alması gerektiğini bildiğinden piknik sepetini açıp yiyecekleri çıkardı.
O bir şey olmamış gibi duygusuz hareketlerle çalışırken Leyla sessizce onu izliyordu. Sonunda genç kadın dayanamayarak dile geldi.
"Huzursuz olduğunu biliyorum, Rüzgar ama korkumla yüzleşip onu yenmem gerekiyor. Ve yanımda kaldığın için minnettarım çünkü bunu tek başıma yapabileceğimden emin değildim."
Rüzgar dizlerinin üzerine çökmüş halde yiyecekleri yerleştirirken duraksayarak gözlerini yumdu ve geri çekilerek topuklarına oturdu.
"Korkmanı istemiyorum, Leyla. Seni rahatsız eden hiçbir his duymanı istemiyorum. Burada olmak beni her ne kadar zorlasa da sen sana iyi geleceğini düşünüyorsan yanında kalacağım." Sonra gözlerini açarak genç kadına baktı. "Sana nasıl yardımcı olabilirim?"
"Gel," diyerek ona elini uzattı Leyla. "Seni hissetmek istiyorum."
Rüzgar elindekileri bıraktı. Leyla'yı kendine çekip sofranın yan tarafına doğru açtığı bacaklarının arasına yerleştirdi ve sırtını ağaca yasladı. Leyla geri yaslanınca yol boyunca olduğu gibi birbirlerine kenetlendiler. Genç adam eğildi ve burnunu Leyla'nın boynunun yan tarafına sürterek gül kokusunu içine çekti. Elini genç kadının kalbinin üstüne yerleştirdiğinde kulağına usulca fısıldadı.
"Beni buranda hisset, küçüğüm. O zaman asla yalnız hissetmezsin."
Leyla elini genç adamın elinin üstüne yerleştirdiğinde onun haklı olduğunu fark etti ve bunu o gece de fark edemeyerek nasıl da aptalca davrandığını bir kez daha kabullendi. Oradaydı Rüzgar. Ona dokunamasa da onu göremese de hep yanındaydı genç adam.
"Bunu hissedemeyecek kadar korkuyla dolmuş olmalı içim. Daima benimle olduğunu anlayamamamın başka bir açıklaması olamaz," diyerek kendini savundu Leyla, genç adamın elini kalbine bastırarak.
Rüzgar kendi kalbinde oluşan teklemeyle genç kadının az önce ona, onu kalbinde taşıdığını itiraf ettiğinin farkında olup olmadığını merak etti. Gülümsedi. Leyla o kadar naif ve sevgi doluydu ki onu diğer herkesten farklı sevdiğini göremiyordu. Leyla'dan o kelimeleri duyamamış olmanın sızısı içini kemirse de genç adam bunu umursamamaya çalıştı. Kendini bir kez daha aynı umutla avuttu: Leyla onu seviyordu ve hazır hissettiğinde bunu anlayacak, onunla da paylaşacaktı. İşte o gün genç adamın en mutlu günü olacaktı. Bekleyecekti Rüzgar, ömrünün son anına kadar bekleyecekti.
@T
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELMAS
RomanceBazı özgürlükler esaret altında başlar... Birine ait olduğunda buluverir insan özünü... Kanat oluverir tutsak eden eller ruhuna... Güvenli sığlardan bilinmez okyanuslara atar yürek kendini ve en derin yerde bulur o sert kabuğunda saklı inciyi, eş...