Çiftlik Ailesi'nin yeni üyesi ecmer64 e ithafen...
~SKORU EŞİTLEME ZAMANI~
Rüzgar gidişattan memnun, Leyla'nın suskunluğundan ise tedirgindi. Genç kadın kendi iradesiyle belirlemişti yazgısını ancak bunun farkında mıydı acaba? Rüzgar'ı seçtiğini biliyor muydu? Öylesine sakindi ki genç adam onun her şeyden habersiz olduğunu düşünmeye başlamıştı. Yarın düğünleri olacaktı ancak Leyla hiç oralı değildi, hala çıngar çıkarmamıştı. Oysaki genç adam onu ikna etmek zorunda kalacağını düşünmüştü.
Öte yandan bir türlü baş başa kalamıyorlardı. Hanım, kızları düğüne kadar misafir etmek istediğini söylemiş, Hürrem Hanım'ı ikna etmişti. Düğün çiftlikte olacaktı ve Hanım, her şeyin gelinlerin arzusuna göre hazırlanmasını istiyordu.
Açıkçası Rüzgar da tam olarak böyle olmasını isterdi. Leyla'nın gözünün önünden ayrılmasını istemiyordu. Ancak Hanım, Hürrem Hanım'a verdiği söze sonuna kadar sadık kalmaya niyetli görünüyordu. Anaç bir tavuk gibiydi. Onları kızların yanına yaklaştırmıyor, başlarından bir an olsun ayrılmıyordu. Ama Rüzgar'ın Leyla'yla konuşması lazımdı. Genç kadının aklının başına nikah masasında gelmesini istemezdi.
Pek seçeneği olduğu da söylenemezdi, yeni bir gizli görevin yolu görünmüştü.
Haşim, gözlerini bir anda açarak kulak kesildi. Koridorda biri vardı ve adımlarının uzunluğuna bakılırsa bu bir erkekti.
Alçak sesle söylenerek üzerindeki örtüyü attı ve bacaklarını yataktan indirdi. Tam pantolonuna uzanmıştı ki Hanım'ın kendine seslenmesiyle duraksadı.
"Buraya gel, sevgilim," diye mırıldandı Hanım. "Uyumaya devam et, yarın uzun bir gün olacak." Uykulu bir tavırla döndü ve kocasına uzandı.
"Ama..." dedi Haşim, asabi bir tavırla koridoru işaret ederek.
Hanım başını sallayarak susturdu onu.
"Bırak da biraz baş başa kalsınlar. Yarın hayatları bütünüyle değişecek ancak konuşmak için hiç fırsatları olmadı."
Haşim, karısının her şeyin farkında olduğunu görünce şaşkınlık içinde yatağa oturdu. İtiraz etmek üzereydi ancak Hanım onu yanına çekerek yatırdı ve kollarının arasına girdi.
"Bugün Leyla ile uzun uzun konuştuk," diyerek alçak sesle anlatmaya başladı.
Rüzgar, genç kadının olduğunu düşündüğü odaya usulca süzülerek kapıyı yavaşça kapattı. Gündüzden Merve'den bilgi almıştı ve kapının altından süzülen hafif ışık, su götürmez bir şekilde kahyanın sözünü doğruluyordu.
Bir an sessizliği dinledikten sonra arkasını döndü ve olduğu yerde kalakaldı. Leyla yatağın ortasında sinirli bir tavırla oturuyordu. Bağdaş kurmuştu ve kolları da göğsünde bağlıydı. Yüzünde ise hırçın bir ifade vardı.
"Kaç gündür -gecedir- neredesin?" diye çıkıştı genç adama.
Rüzgar beklendiğinden habersizdi, hazırlıksız yakalanmıştı.
"Ben..." diye başladı ancak Leyla onu susturdu. Genç adama fena halde kızgındı ve intikamını almaya kararlıydı.
"Bu oyunu nasıl sonlandıracağımızı konuşmak için ne zamandır seni bekliyorum!" diye devam etti sinirle ancak sesini alçak tutuyordu. Yapacakları konuşmaya kimsenin kulak misafiri olmasını istemezdi. "Onları kandırdığımızı ne zaman söylemeyi düşünüyorsun? Nikah memuru evlenmeyi kabul edip etmediğimizi sorduğunda mı? Kabul ediyorum, bu güzel bir final olurdu ama..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELMAS
RomansaBazı özgürlükler esaret altında başlar... Birine ait olduğunda buluverir insan özünü... Kanat oluverir tutsak eden eller ruhuna... Güvenli sığlardan bilinmez okyanuslara atar yürek kendini ve en derin yerde bulur o sert kabuğunda saklı inciyi, eş...