《Rabia'nın ağzından devam ediyor.》
~○~●~□~■~○~●~□~■~○~●~□~■~○~●~□~■~○~●~□~■~○~●~□~■
Bana bu soruyu sormasını hiç istemiyordum ama sormuştu. Kaçarım yoktu. Bir cevap vermek zorundaydım. Ne söyleyeceğimi düşünüyordum kara kara. Vaktim kısıtlı, ellerimde çantam, gözlerim ise yerde. Hala düşünüyordum.
"Size diyorum. İsmimi nereden biliyorsunuz? "
Sorusunu tekrarlamıştı. Yani bu zamanınız doldu demek oluyordu. En basit şekilde düşündüm ve ayak uçlarıma bakarak:
"Şey. Ben. Ben Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde okuyorum. Sizde oradaki camide müezzinsiniz. Iı şey yani bir kaç kere isminizi duydum da ben."
Kelimeler birbirine dolandıkça dolanıyor, yüzümūn sıcaklığı 100° olmaya doğru yol alıyordu. Yüzümūn gittikçe kızardığını hissedebiliyordum.
"Tamam onu anladım. Fakat nasıl olur da beni sesimden tanırsınız"
Tam cevap verecektim ki, ameliyathaneden bir doktor çıktı. Su an doktora bir hayat borcum varmış gibi hissediyordum.
Hemen doktorun yanına gittim ve klasik soruyu sordum:"Teyzem iyi olacak mı? "
Doktor kafasını kaldırıp bana bakarak, klasik sorunun klasik cevabını verdi.
"Merak etmeyin. İyi olacak. Yalnız biraz kan kaybetmiş ve kana ihtiyaç var. "
"Hangi grup"
"Arh+"
"Maalesef"
Deyip kafamı yere eğiyordum ki,
"Benim kan grubum uyuyor."
"Tamam o zaman. Buyurun sağdaki 3. odaya geçin, ben hemen geliyorum.
Doktorla Yasin'in bu konuşmasından sonra yeniden doğmuş gibiydim. Yasin doktorun dediği tarafa ilerledi ve odaya girdi. Ben de en son sabah etmiş olduğum kahvaltının üstünden 6-7 saat civarında bir süre geçtiği için, artık dayanamayacağımı fark ettim ve kantine indim.
Kantinde bir şeyler atıştırdıktan sonra mescide çıktım ve namazımı kıldım. Daha sonra oradan çıkmam gerekirken, oradan çıkmadım ve bir kenara oturdum.
Uyandığımda mescidde bir bayan namaz kılıyordu. Anlaşılan oturduğum kenarda içim geçmişti. Aklıma teyzem geldi ve hemen yukarı çıktım. Danışmaya sorduğumda teyzemi çoktan odaya almışlardı.
Koşarak odaya girdim. Teyzem bana bakıyordu. Kocaman bir şekilde sarıldım ona.
Kazanın nasıl olduğu hakkında konuştuk biraz. Teyzem anlaşılan cok korkmuştu. Oturduk ve birlikte hastahane odasındaki televizyonu izlerken, teyzem bana döndü ve komidinin üstünde duran kağıdı göz ucuyla göstererek konuştu;:
"Haa. Bi de şu az önceki çocuk şu kağıdı sana bıraktı ve Özür dileyerek acil bir işinin olduğunu söyledi.
BILIYORUM BOLUM COK GECIKTI AMA COM YOGUNDUM KUSURA BAKMAYIN LUTFEN :/
ARKADAŞLAR BU BÖLÜMÜ BEGENDIYSENIZ VOTE VE YORUM ATMAYI UNUTMAYIN!
NOT : YENİ BÖLÜM 20 VOTEDEN SONRA GELECEK :) ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ TAKKELİ PRENS #TAMAMLANDI
Spiritual#9 in Spirituel Ey benim hayallerimin beyaz takkeli prensi, sen benim gönlümün müezzini,en güzel hayalim, ney seslim. Ben kızmadım sana. Kaçışım sebeptir bir şeye evelallah. Sen bu kadar güzel sözlerin arasına saklamışsın beni ama, bir sorun var az...