Biri vardır, ama yoktur.
Hem sizindir, hem asla sizin olmamıştır.
O biri hem hissettiğiniz, hem hissizliğinizdir.
Yemeğimi yedikten sonra 'elhamdulillah' dedim ve ellerimi yıkamak için banyoya yöneldim. Işığı açıp, kapının kolunu çevirdim ve içeri girip ellerimi yıkadım. Teyzeme
"Ellerine sağlık maharetli teyzem benim "
Demeyi unutmadım ve kaldığım odaya çıkmak için basamakları kullanırken teyzemin sesi geldi:
"Afiyet olsun hocahanım"
Tebessüm ettim. Çevremdeki insanlar bana 'hocahanım' diye hitap ederlerdi. Bunun sebebi de çok küçük yaşta kapanıp, Kuran öğrenmemdi. Kaldığım odanın kapısını açtığım gibi kendimi yatağa attım. Aklımda Yüce Allah'ın kelamından bir kaç söz, kulaklarımda Yasin'in sesi..
"Rabia hadi kalk kızım ezan okundu"
Teyzem başımda dikilmiş, beni namaza kaldırmaya çalışıyordu.
"Bismillahirrahmanirrahim"
Dedim ve yataktan ağır adımlarla kalktım. Banyoya gidip abdest aldım ve Allah'a olan görevimi Allah'ın izniyle tamamladım. Seccademin üstüne oturdum ve ellerimi açtım, kaldırabildiğim kadar kaldırarak en içten şekilde dua ettim ve:
"Amin"
Dedim. Okula daha 5 saat vardı fakat ben uyumayacaktım. Kalkıp Kur'an okumaya karar verdim. Başımda duran Kuran'ı aldım ve okumaya başladım. Her ayette daha da bir cezbeleniyor, daha çok okumak istiyordum.
Gün ışığı perdenin altından gözükene kadar kuran okudum ve daha sonra giyeceğim kıyafetleri belirleyerek yatağımın üstüne koydum. Kahvaltı hazırlayıp Teyzeme sürpriz yapma düşüncesiyle merdivenleri koşarak indim ve Teyzemi kahvaltı hazırlarken buldum.
"Oo hocahanım erkenciyiz"
"Yaa teyze kahvaltıyı ben hazırlayacaktım"
"Hadi yardım et o zaman"
Dedi ve beraber kahvaltı hazırlayıp yedik. Üstümü giyinmek için yukarı çıktım ve odama girip hazırladım.
Eşarbımı da yaptıktan sonra aşağı indim ve Teyzemle vedalaştım. Kapıdan çıkınca içimde yine bir kıpırtı oluştu.
Fakültenin bahçesine geldiğimde gözüm yan taraftaki camiye kayıyor. Gitmek istiyordum fakat derse trafikten dolayı geç kalmıştım. Merdivenleri koşarak çıktım ve amfiye girdim.
Profesör, yanında bir erkek öğrenciyle öğretmen masasının orada duruyordu. Bana haram olan biriyle göz göze gelmemek için başımı eğdim ve arka taraflarda bir yere oturdum.
Hayır olamaz! Bu o ses!
Nasıl olabilirdi? Öğretmenin yanındaki öğrenci kuran okuyordu ve bu o séla'nın sesiydi. Yasin'in sesi.
Bunun nasıl olabileceği hakkında düşünüyordum ki profesörün ağzından çıkan cümle ile başımı kaldırıp o tarafa bakmam bir oldu.
"Evet Yasin. Müezzinliğin hakkını veriyorsun. Allah senden razı olsun. "
NE! YASİN Mİ?
BU BÖLÜMÜ BEGENDIYSENIZ VOTE VE YORUM ATMAYI UNUTMAYIN ALLAH RAZI OLSUN.
ALLAHA EMANET OLUN :* :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ TAKKELİ PRENS #TAMAMLANDI
Espiritual#9 in Spirituel Ey benim hayallerimin beyaz takkeli prensi, sen benim gönlümün müezzini,en güzel hayalim, ney seslim. Ben kızmadım sana. Kaçışım sebeptir bir şeye evelallah. Sen bu kadar güzel sözlerin arasına saklamışsın beni ama, bir sorun var az...
