Gençler bölüm ağır Star Wars 7 spoilerı içerir. Bilgilerinize...
''Eğer bir daha Furkan'ı yakınında görürsem tüm dershaneye sevgilim olduğunu ilan ederim. Ve o zaman emin olmanı beklemem, sevgilim olursun. Ona göre Furkan'la arana mesafe koy.''
Çenemdeki eli de belime dolandı. Dudaklarını yanağıma doğru getirip yavaşça öptü. Hissizleşen ayaklarım beni kaldırmayacak hale gelmeye başlıyordu. Gözlerim istemsizce kapandı, ellerimle kollarına tutundum. Aldığım her nefes onunla doluydu. Sanki yer kaybolmuştu, havada süzülüyordum. Ruhumun her yanını kaplayan aynalarda, her yerde onu görüyordum. Dolgun dudaklarının değdiği yer ruhlarımızın birbirine tutunduğu yerdi. Koparması zor bir bağı oluşturuyordu. Kopmasını asla istemeyeceğim...
Yavaşça geri çekilirken ellerini belimden çekmedi. Gözlerim açtığımda beyaz dişlerini gösteren tek tarafı dudaklarında kalkmış ukala bir gülümseme gördüm. Üzerimdeki etkisinin farkındaydı ve bununla bana dediğini yaptırabilirdi. Kendince... O Tuğba hocadan uzaklaşmadıkça ben de Furkan'dan uzak durmayacaktım. Dershanedekilere ilan edemezdi. İşten atılırdı. Attığı oltaya kanmayacaktım. O beni etkiliyorsa ben de bunu kullanabilirdim. Tersi şekilde... Bu kez elime yüzüme bulaştırmadan mümkünse. Tek kaşımı kaldırıp hafifçe gülümsedim.
''Sen de Tuğba hocadan uzak duracaksın. Yoksa Furkan'la çok iyi arkadaş olacağımıza eminim.'' Gülümsemesi solarken çenesi seğirdi. Biraz düşününce uzak durması gereken bir kişi daha olduğunda karar kıldım. Asıl ondan uzak durmalıydı! ''Ah bir de Ece'den.'' Adını duyduğunda gözünde oluşan o acı duyguyu hiç sevmemiştim. Onun acısı hala orada, içindeydi. Unutamıyordu. Hafifçe birbirine yaklaşan kaşlarıyla belimdeki elleri gevşedi.
''Ece'yi karıştırma. Konumuzla bir ilgisi yok.'' Benim gülümsemem de kayboldu. Dudaklarım büzüşmek için titriyordu. Gözlerim içten içten yanarken ağlamamak için kendimi tuttum.
''Tam da konumuzla ilgisi var. Seninle barışmak istediğini biliyorum. O senin eski sevgilin ve şu an benimle bir yola girdin. Onunla iletişim halinde olman ne kadar doğru? Çok önce değil, hatırlarsan daha geçen hafta sana geldi.'' Yeniden gelmeyeceğinin garantisini kimse veremezdi. Değil konuşmak o kadının Volkanla aynı havayı bile solumasını istemiyordum. Gözlerini kapatarak kafasını sağa çevirdi. Kesik iki nefes çekerken aklından geçenleri merak ediyordum. Şu an yaptığının Ece'yi unutmak için bana gelmemiş olmasını umdum. O bağın sadece benim hayalim olmamasını... Tekrar bana baktı. İfadesiz yüzünden tek bir duygu bile geçmiyordu.
''Onunla ilgili tek kelime daha etme.'' Kısık ama sert kelimelerine eklediği bir şey gözlerinde öfkeydi. Bana öfkeyle bakıyordu. Daha iki gün önce duygularımdan eminim demişti. Bana bunun garantisini vermişti ve ben de aptal gibi daha tam yaşını bile bilmediğim, tanımadığım bu adama güvenmiştim. Hislerimin yoğunluğundan ailemin bana öğrettiklerini ezip geçmiş kalbimi bir haftadır tanımadığım bu adama bırakmak istemiştim. Benim onun için olabileceğim tel şey öğrencilikti. Onun ruhu sekiz senesini verdiği o kadında kalmıştı. Ayrılırken geri almamıştı kalbini. Bana olmayan bir şeyi vaad etmişti. Ben de hiç sorgulamadan kabul etmiştim. Ellerimi bileklerine koyup sertçe belimden çektim. Ağlamamak için tuttuğum yaşlarımla onu ittim. Hazırlıksız yakalandığı için bir iki adım geriledi. Öfkesiyle karışık tedirginlikle elalarını bana çevirdi.
''Ben senin Ece'den kurtuluş anahtarın değilim!'' Gözlerinin içine bakarak tane tane konuştum. Gözlerime doldurabildiğim tüm öfkemle ona bakmaya devam ettim. ''Ece'yi,'' parmağımı kalbine koydum. ''Burada bitirdiğinde bana gel. Hala aynıysam belki deneriz.'' Gözümde düşen tek damla yaşı kalbinden çektiğim elimle sildim. Kaşlarını çatarken öfkesi bu kez vazgeçtiğim içindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN, VOLKAN
Romance''Hocam ben sizinle konuşmak istiyorum. Hani sabah karşılaştık ya onunla ilgili.'' Yüzü alaylı bir ifade alırken dudağının kenarı yukarı kıvrılmış, bir elini cebine sokmuştu. Havalı bir adamdı. ''Evet, seni dinliyorum. Özür dileyeceksin sanırım.''...