Dayanamadım ise başlamadan kesit atayım dedim.Ama bilginiz olsun henüz bölümü tamamen yazmadım. Yani gecikmesi konusu hala geçerli.
Seviliyorsunuz, iyi geceler! 😗😁
Daha önce benim olan aynadaki yansımada gezdirdim. Kahverengi bir göz makyajı, bordo ruj ve neredeyse bitmekte olan saçlarım ve üzerimdeki bornoz. Henüz elbisemi giyinmemiștim. Esmer evinden sırf benim saçlarımı yapmak için getirdiği mașayı aynanın önüne bıraktı ve elleriyle sadece yarıya kadar hafifçe mașaladığı saçlarımı ayırdı.
Sırıtarak aynaya baktığımda o da omzumun üstünden sırıtarak bana baktı. "Esmer! Çok beğendim ya. Çok teşekkür ederim! Sen gerçekten çok yeteneklisin." diye cıyakladığımda kibirle gülümseyerek hazırlanırken ortaya saçtığımız makyaj malzemelerini toplamaya başladı.
"Tabii ki yetenekliyim. Ben olmasam ne yapacaksın?" dedikten sonra elindekileri çantasına koymak için koltuğa ilerlerken ben de yerimden kalkarak kırışmasın diye yatağın üzerine serdiğimiz elbiseye yürüdüm. Giymek üzere almak için elimi uzattığımda "Dur!" diye bağıran Esmer yüzünden yerimde sıçradım.
Telaşla "Ne oluyor?!" diye ona döndüğümde sırıtarak elinde bir paketle bana doğru geldi.
"Bu elbiseyi sana aldığımız gün biz bir şeyi eksik aldık. O yüzden senin akıllı, dünya tatlısı arkadaşın bu sabah sırf senin için gidip bunları aldı." dediğinde gözlerimi kıstım. Paketi bana uzatırken yüzüne yerleșen sinsi ifadeyi gördüm. Uzanıp paketi aldım ve yatağın üzerine koydum.
"Ne unutmușuz anlamadım." derken kağıdı sökmeye başladım. "Ayrıca niye bağırdın?! Ödüm koptu." diye eklediğimde karşıma bir kutu çıktı.
"Çünkü canım, bu kutu, senin bu gece Volkan'ın gözünde küçük bir kız olmadığı kanıtlamanı sağlayacak kutu." derken pis pis sırıtıyordu. Hala anlamamışken kutunun kapağını kaldırdım.
Elimdeki kapak yere düşerken şokla Esmer'e baktım. "Bu... Bu-" derken neredeyse dilim tutulmuștu. Gözüm tekrar kutunun içine gidince Esmer saçlarını geriye atarak yatağın üzerindeki montunu aldı ve giymeye başladı.
"Evet, canım o! Bana öyle gözüne ışık tutulmuş kedi gibi bakma. Bu elbisenin hakkı bu iç çamaşırları. Ayrıca," derken montunun fermuarını çekti ve bilmișçe gözlerini devirdi. "Yani, sen yapmazsın biliyorum da olur da işler o noktaya gelirse demin gördüğüm küçük yengeçler olan donun bu elbisenin altından çıkmamalı."
Ben ellerim havada hala şokla ona bakarken utançtan neredeyse dilim tutulmuștu! Neler diyordu öyle!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN, VOLKAN
Romansa''Hocam ben sizinle konuşmak istiyorum. Hani sabah karşılaştık ya onunla ilgili.'' Yüzü alaylı bir ifade alırken dudağının kenarı yukarı kıvrılmış, bir elini cebine sokmuştu. Havalı bir adamdı. ''Evet, seni dinliyorum. Özür dileyeceksin sanırım.''...