GYA Bölüm 26

2.1K 83 87
                                    

İyi okumalar.
Multimedya: Emir

*** (Unutanlar için Emir düğünde gelmişti ve Arya bayılmıştı.)

Gözlerimi açtığımda evimde olmayı beklemiyordum. Yatağımda yanıma doğru döndüğümde dayım bana sıkıca sarılmış uyuyordu. En son Sırma'nın düğünündeydim sonra bir şey olmuştu ve bayılmıştım. Ama ne olduğunu hatırlamıyordum. Sanırım bana serum takmışlardı ve serumun etkisindeydim. Dayımı uyandırmadan yataktan kalktım. Üzerimde hala elbise vardı.

 

Duş aldıktan sonra üzerime rahat kıyafetlerimi geçirip televizyonu açtım. Televizyonda gördüğüm haberle olanları yavaş yavaş hatırlıyordum.

 

"Emir Özdemir geri döndü!"

 

Emir... Düğünün sonlarına doğru o gelmişti! Bende onu öyle karşımda görünce bayılmıştım. Evet canlı kanlı karşımdaydı. Boyu uzamış ve vücudunu geliştirmişti. Zaten çok yakışıklıydı ama daha da yakışıklı olmuştu. Aklım almıyordu. Dört yıl olmuştu koca bir dört yıl... Neredeydi? Neler olmuştu da gitmek zorunda kalmıştı? Evet gitmek zorunda kaldığını düşünüyordum. Yoksa o beni bırakıp gitmezdi ki. Gitmezdi değil mi?

 

Kafamda bir sürü soru varken ağladığımı yeni fark ediyordum. Ben kendimi toplamışken gelmişti! Ben onu unutmaya çabalarken gelmişti! Hayatımı düzene koymuşken gelmişti!

 

"Arya!"

 

Sanırım kötü gözüküyordum. Çünkü dayımın sesi endişeli çıkıyordu. Hemen gelip bana sarıldı. Sarılınca göğsünde hıçkırarak ağlamaya başladım.

 

"Arya'm... O şimdi ablamların evinde. Açıklamasını yapmak için bizi bekliyorlar. O şerefsiz birde benim yurt dışında çok yakın arkadaşımdı. Seni üzdüğü için onu öldürmek istiyorum!"

 

Dayımın arkadaşıydı yani. Yurt dışına mı gitmişti? Biz onu buralarda delice ararken o yurtdışında mıydı?

 

"Şimdi ağla ama onu görünce güçlü ol tamam mı?"

 

Dayım haklıydı. Açıklaması ne olursa olsun bize haber vermeliydi.

 

"Haklısın Tarık. Biraz sakinleştim."

 

"Bir şeyler yiyip çıkalım."

 

Kahvaltımızı yaptıktan sonra annemlere gitmek için evimden çıkmıştık. Ağlamayacaktım. Ailem zaten bu halimi görünce de yeterince üzülecekti. Emir açıklamasını yaparken kendimi tutacak ne olursa olsun ağlamayacaktım.

 

Yalının kapısında bir sürü gazeteci vardı. Ağladığımın belli olmaması için güneş gözlüğümü takmıştım. Sonunda gazetecileri atlatıp yalıdan içeriye girdiğimizde salonda ki kalabalık dikkatimi çekti.

 

Annem, babam, abim, Sema teyze, Melih, Sırma, Çağatay, Dilara, Barış, Emir'in babası, Emel abla ve tanımadığım 13-14 yaşlarında bir çocuk koltukta oturuyorlardı. Emir de sandalyeye oturmuştu.

GEÇEN YILLARIN ARDINDANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin