GYA Bölüm 17

2.5K 123 89
                                    

Multimedya da ki kapak nasıl? Kapak için İrem'e çok teşekkürler. Damlacagann  bölüm biraz uzun sanki? ☺️
Bu bölüm bilgeyilmaz-  ve sevgibom için kitapları çok güzel bence okuyun. ☺️
İyi okumalar ❤️

Cuma günü Emir'den...

Arya'm... Tüm güzelliği ile karşımdaydı. 4 yıl koca bir 4 yıldan sonra onu görüyordum. Çok yıpranmıştı. Eski neşeli Arya'dan eser kalmamıştı. Benden sonra yaşadıklarını biliyordum. Burada ki adamlarım Arya'yı sürekli takip etmişlerdi. Benim için de zor olmuştu, nefesim olmadan yaşamak çok zor olmuştu.

Annem... ölmeden önce bana çok büyük bir yük bırakıp gitmişti. Babamla kavga ettikleri bir zaman da başka birisiyle yaptığı hata sonucu bir kardeşim vardı. Annem ile babam uzun bir süre ayrı kalmışlardı ve bu zamanda annemin maalesef bir oğlu daha olmuştu. O adamla bir şekilde anlaşmışlar ve adam çocuğu da alıp yurt dışına gitmiş. Annem babam ile barıştıktan sonra da her ay onlara düzenli olarak para göndermiş.

Annem bunların hepsini bana ölmeden önce anlatmıştı. Git demişti bana git ve kardeşine sahip çık. Kimsenin bu durumu bilmesini istememişti. Zaten bu yüzden herkesten gizli bir şekilde gitmek zorunda kalmıştım. Sadece Arya bilsin iyi olduğumu dediğimde ise ona haber verirsen bir ömür senin gelmeni bekler hayatına devam edemez demişti.

Yurt dışında kendime Can ile yeni bir hayat kurmak zorunda kalmıştım. Can babası ile ara sıra görüşmeye devam ediyordu. İki yıl önce de babamlar ile görüşmüştüm. Onlara her şeyi anlatmıştım. Babam anneme çok sinirliydi ve onu nasıl kandırdığını düşündükçe deliye dönüyordu. Ablam anlattığına göre onun da Arda abiyi unutması çok uzun zaman almıştı.

Can ile iyi anlaşıyorlardı. Can okulu tatil olduğu zamanlarda ablamlar ile birlikte kalıyordu. Ama ben sıkılmıştım yurt dışında olmaktan gerçekten sıkılmıştım. Bir yolunu bulup İstanbul'a yerleşmem gerekiyordu. İstanbul'a yerleşince magazin dünyasında hemen haber olacaktım ve bunu hiç istemiyordum. Ama bir şekilde Arya ile de yüzleşmemiz gerekiyordu.

Arya... Beni unutmamıştı. Eğer ona her şeyi anlatırsam belki eskisi gibi olabilirdik. Şuan takside Arya'yı takip ediyordum. Bugün hem onun doğum günü hem de annemin ölüm yıl dönümüydü. Tarık zaten tatil amaçlı İstanbul'a gelmemi istemişti bende bu zamanı annemin ölüm yıl dönümü ile aynı zamana denk getirmiştim. Çünkü annemi mezarında hiç ziyaret etmemiştim. Tarık, Melih ile arkadaştı ve Arya'yı da tanıyor olabilirdi. Onunla bu durumu bir an önce konuşmalıydım.

Arya'nın  geldiği yer annemin mezarlığıydı! Arya annemin mezarının yanında durduktan sonra bir süre öylece gözleri kapalı bir şekilde bekledi. Benim de farkında olmadan gözlerim dolmuştu. Şuan yanına gidip sarılmayı her şeyden çok istiyordum. Arya sonunda konuşunca oda bende ağlıyorduk.

"Meral teyze... Senin ölümün ile birlikte bütün hayatımız değişti."

Ah sesi... Sesini bile çok özlemiştim.

"Sen gittin ya Emir de gitti. Yaşama kaynağımda gitti. "

Hıçkırarak ağlamaya başladığında mezara doğru bir iki adım attım.

"Arya!"

Tarık'ın sesini uzaklardan duyduğumda çıktığım yere geri girmek zorunda kaldım. Tarık demek ki Arya'yı tanıyordu. Tarık koşup Arya'nın yanına geldikten sonra sıkıca birbirlerine sarıldılar ve Arya onun göğsünde ağlamaya başladı. Şuan Arya'ya sarılan kişi ben olmalıydım! İçimdeki kıskançlık duygusu gittikçe büyüyordu ve yanlış bir şey yapmadan buradan gitmeliydim. Geri geri yürümeye başladığımda ayağım çamurda kayınca garip bir ses çıktı.

"Kim var orada?!"

Tarık ayaklandığında arkama bile bakmadan koşmaya başladım ilk gördüğüm taksiye bindiğimde Ayşen hocanın evinin adresini verdim. Ayşen hoca İstanbul da gidebileceğim tek kişiydi. Olanları birine anlatmam gerekiyordu ve başka konuşabileceğim kimse yoktu. Ayşen hoca beni gördüğünde tabiî ki de çok şaşırmıştı. Olanları anlattığımda bile yaşadığıma inanamaz bir hali vardı. En sonunda kendine geldiğinde bana Arya'nın yaşadıklarını ve ne kadar üzüldüğünü anlatmıştı. Bunların hepsini biliyordum. Ama gerçekten yapabileceğim bir şey yoktu. Annemin son vasiyetini yerine getirmek zorundaydım. Ayşen hoca ile uzun uzun konuştuktan sonra yarın sabaha uçak biletimi aldım ve hazırlanmak üzere eve gittim.

Arya'dan...

Mezardan çıktıktan sonra dayıma her şeyi anlatmıştım. Zaten birazını biliyordu bende biraz anlatınca öğrenmişti. Şimdi kendimi toparlamıştım ve eve gelmiştik. Bütün ışıkların kapalı olduğunu görünce şaşırdım. Annemler evde olmasa bile Sema teyze evde olmalıydı. Dayım elimi tutup beni salona götürdüğünde birden ışıkların açılıp karşımda bir sürü arkadaşımı görünce şaşırdım. Herkesin elinde iyi ki doğdun yazan kartlar vardı ve salonu süslemişlerdi. Ben daha bir tepki veremeden dayım kulağıma eğilip konuşmaya başladı.

"Odana çık ve orada ki elbiseyi giy gel itiraz kabul etmiyorum."

Hızlıca odama çıkıp yatağın üzerindeki elbiseyi aldım. Mini çok şirin bir elbiseydi.

Hiç bana göre olmasa da alıp giydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hiç bana göre olmasa da alıp giydim. Giyindikten sonra saçlarımı da düzeltip geri aşağıya indim.

Pasta okuduğum bölüm ile ilgiliydi ve üzerinde "Geleceğin başarılı avukatı mutlu yıllar." yazıyordu. Gözlerim dolu bir şekilde pastada ki mumları üfledikten sonra babam ile sıkıca sarıldık.

Gerçekten başarılı bir avukat olup her zaman ki gibi babamı gururlandırmak için her şeyi yapacaktım. Sırma ve Melih yanıma gelip sarıldılar.

"Bu parti için umarım bize kızmazsın?"

"Asla! Çok sevindim teşekkür ederim."

Diğer arkadaşlarım ile de sarılıp hediyeleri için teşekkür ettiğimde Melih hemen romantik bir şarkı ayarlamıştı. Dayım ile dans edeceğimiz sırada dayım boynuma bir kolye taktı. Ucunda kitaplar olan bir kolyeydi. Kitaplar benim için çok önemliydi ve bu kolye çok hoşuma gitmişti.

"Küçükken biz Arda  ve diğer kuzenler ile oyun oynarken sen bir köşeye çekilip kitap okurdun. Hala da öylesin. Seni tanıdığım için çok şanslıyım güzellik. Daha nice doğum günlerini beraber kutlayalım."

"Teşekkür ederim Tarık. Uzun zaman sonra kutladığım doğum günümde yanımda olduğun için. Ve sende iyi ki varsın."

Daha sonra ki saatlerde arkadaşlar ile geç saatlere kadar bahçede eğlenip sohbet etmiştik. Saatin bayağı geç olduğunu anladığımızda herkes evlerine dağılmıştı. Ben bu gece burada kalacaktım. Pijamamı giyip yatağıma uzandığımda tek bir şey diledim. Umarım 22. yaşım aşk ve huzur dolu olur.

GEÇEN YILLARIN ARDINDANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin