Salondan dışarıya çıktığımda kapıda beni Kuroku bekliyordu.
Kuroku:
"Ne oldu?"
Ben:
"Prens veya Sasuke ile biz daha doğrusu sen beni buraya getirene kadar aynı sınıfta idik. Hatta dövüşte onu yenmiştim ama çakra bakımından... Şimdi ise 1 yıl sonra Konaha ve İnfighare arasında savaş çıkacak. Kuroku özür dilerim ama ben Konaha'nın tarafında olacağım ve o prens bozuntusu beni bir nevi tehdit ettiği için...
Ama korkma! Bu savaşı durduracak kadar güçleneceğim."
Kuroku:
"Senin bana zarar vermeyeceğini biliyorum. Ayrıca daha 1 yıl var."
Ben:
"Tabikide daha 1 yıl var. Ayrıca burada da olsa kötü olmayan hiç bir kimseye zarar vermeyeceğim."
Kuroku:
"Biliyorum."
Ben:
"Artık benim için alış verişe çıksak. Malum tüm eşyalarım Konaha'da kaldı."
Kuroku:
"Haklısın. Ayrıca sana bir değnek veya sopa da almamız lazım."
Ben:
"Tamam da burada AVM gibi bir yer var mı?"
Kuroku:
"Var ama biraz büyücü tarzı..."
Ben:
"Alışcaz artık."~~~~~
Kocaman bir sokağa gelmiştik. Bir sürü büyücü vardı. Sokağın yanında ise büyücü tarzı kıyafetler satılıyordu.
Ama olmazdı. Ben bu sokakta kendimi kaybederdim. Birazdan gökkuşağı kusacaktım.
Kuroku'nun elinden tutup ilk dükkana girdim. Tüm kıyafetleri denemeye başladım.
Bir sürü kıyafet denemiştim. Bazıları o kadar da büyücü tarzı değildi veya ben anlamıyordum.Biraz geleneksel olsun diye Japon kıyafeti almıştım. Dövüşmek için bire bir idi ama ben bu elbiseyi dövüşmek değilde daha çok önemli yerlere falan giyecektim.
Eteği kabarık pembe ve beyaz renklerin oluşan sevimli bir elbise daha almıştım. Saçlarım ile uyumlu idi.
Mavi, kahverengi ve sarı renklerinden oluşan bir tişört de almıştım. Altına da sarı ve kahverengi renklerinden oluşan da bir şort almıştım.
Açık kahverengi ceket ile kırmızı bir elbise daha almıştım. Elbisenin yaka kısmında fiyonk vardı.
Asıl giyeceğim elbise bu aldıklarımdan hiç biri idi. Elbisenin yanına uyumlu olsun diye asamı da almıştım.
Vücudumun bir kısmını saran kırmızı bir örtü gibi bir şey vardı. Tüşörtüm göğüsümün hemen altında bitiyordu. Kollarında ve yakasında altın renkli işlemeler vardı. Altımdaki etek ise beyaz idi. Eteğin bir kısmı uzun bir kısmı ise kısa idi. Uzun olan kısmının ucunda altın renkli şerit vardı. Asam da altın renkli idi ama ortasında kırmızı zümrüt olduğunu tahmin ettiğim taş vardı. Eteğimi ve o kırmızı örtüyü sabit tutmasını sağlayan ve aynı zamanda da benim çok hoş bulduğum altın renkli ip vardı.
Alış verişten mutlu bir şekilde çıktığımda Kuroku'ya baktım. Tamamen bitmiş halde idi.
Ben:
"Çok güzeldi değil mi?"
Kuroku:
"Sen onu bir de bana sor!"
Ben:
"Tamam. Baya bir yoruldun. Aslında bende yoruldum. Bir an önce yurda gidelim de dinlenelim."
Kuroku:
"Bencede!"~~~~~~
Yurtta Kuroku ile aynı odada kalıyordum. Bunu dert etmiyordum çünkü Kuroku benim arkadaşım idi.
Yurt odasına girdiğimizde bir şok geçirdim çünkü hiç yurda benzemiyordu. Daha çok bir odaya benziyordu.
Ben:
"Ahhh! Çok yoruldum."
Kuroku:
"Bende!"Hemen alış veriş poşetlerinden kıyafetleri alıp kendimin varsaydığım gardıroba yerleştirdim. Asamı da baş ucuma koydum. Üstümdekileri umursamadan yatağa yattım.
Kuroku'ya baktığımda ise çoktan uyuya kalmıştı.
Onun bu haline gülüp ben de gözlerimi kapadım.Yehuu! Alış-veriş :) Neyse pek bişiy olmadı bu bölümde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü Aşk
FantasyHayatımın macerası Sakura çiçekleri ile başladı. Ne kadar ironiktir ki adım da Sakura... Konaha lisesinde Uchiha'lardan bir kişiyi görmem ile her şey değişti. Kim bilebilirdi ki? Bu kişinin Konaha'ya bir casus olarak girebileceğini... Ve gine kim bi...