Kötü Aşk

29. Bölüm

Kraliçe yetenekliydi. Beni o iyileştirmişti. Bir ülkenin kraliçesinden bunu beklerdim. O kadar şaşırmadım ama Sasuke beni neden öptü?

Sevmiyordu ki beni! Kesin o pis sapık arzularına yenik düştü. Git gide ona olan nefretim büyümeye başladı. Nefretim büyüsün ve onu kasıp kavursun.

Tavanla bakışırken ve yeni iyileşmiş halim ile nefretim hakkında düşünmek çok saçmaydı. Aklımdan Sasuke'yi çıkardım. O gördüğüm hayal veya serap da neyin nesiydi?

O geçmiş miydi? Kraliçenin geçmişi miydi? Ayrıca Kral ve Kraliçe darbe yaparak geldiler. Nasıl o gül bahçesi orda duruyordu? Nasıl kraliçe o kadar yıl öncesinde oradaydı? O küçük kız kimdi?

Aklımda deli sorular! Bunların hepsinin cevabını bulacaktım ama şimdi değil. Şimdi iyileşmeme bakmalıydım.

Kapı büyük bir ses ile açıldı. İçeriye şifacı, kral, kraliçe ve Sasuke girdi.

Sırtımı döndüm. Şifacı olduğu yerde kaldı.
Şifacı:
"Nasıl olur?! İyileşmiş. Zehir çıkmış. Dün gece ne oldu?"
Sasuke:
"Şe-"
Ben:
"Yetenekli olduğumu söylemiştim. Zehiri ben çıkardım."

O sırada kraliçeye bakıyordum. Bana güven verici bir şekilde gülümsedi. Anlamıştı...

Şifacı:
"Bu çok tehlikeliydi! Beni çağırmalıydın. Hem neden daha önce yapmadın da bu gece?"
Sasuke:
"Çünkü daha önce bilinci açık değildi."
Şifacı:
"Zehir çıktığına göre sana ilaç hazırlayacağım. Vücudunun kendine gelmesi lazım. Hem damarlar yeni yeni birleşiyo."
Ben:
"Tamam. Herkes çıkabilir mi? Kraliçe Asia siz lütfen kalın."

Sasuke gözümün içine baktıktan sonra kral ve şifacı ile odadan çıktılar.

Ben:
"Çok teşekkür ederim. Beni siz iyileştirdiniz."
Kraliçe:
"Önemli değil. Beni korumak isterken yaralandın zaten..."
Ben:
"Yine de teşekkür ederim."

Yavaşca ayağa kalktım. Sırtıma baktığımda gerçekten de damarlar yeni yeni birleşiyordu ama morluk ve mavilik yoktu.
Ben:
"Her şey için teşekkür ederim."
Kraliçe:
"Önemli değil. Ben şimdi gidiyorum ama ihtiyacın olduğunda beni çağırabilirsin."
Ben:
"Teşekkür ederim."

Odamdan çıktı. Ben bu odayı iyice sahiplenmeye başladığımı düşünürken gözüme bir şey takıldı. Gardırop...

Açtığımda bir sürü güzel elbise vardı. En rahat ve şık olan mavi bir elbiseyi seçtim ve giymeye başladım. Giyerken yaram sızladı ama bunu umursamadım.

Gardırobun diğer tarafını açtığımda ise ayakkabılar vardı. Kare topuklu bilekten bantı olan beyaz bir ayakkabı aldım ve giydim.

Sasuke'yi bulma ümidi ile odadan çıktım. Bahçeye çıktığımda, ağaçlık alana doğru yürümeye başladım. Topuklu 'tık tık' diye ses çıkarıyordu.

Sasuke'yi gördüğümde bir ağacın dibine oturmuş, gözlerini kapatmıştı.

Onun önüne gelip, ellerimle uyuyup, uyumadığını kontrol etmek istedim. Parmağımı tam Sasuke'nin yanağına koyacakken bir anda elimi tuttu. Gözlerini açtığında sharinganı vardı.
Sasuke:
"Ah! Sen miydin?"
Ben:
"Evet. Sana soracak birkaç sorum var."
Sasuke:
"Sor bakalım."
Ben:
"Kraliçe ve kral darbe yaptı ya..."
Sasuke:
"Evet."
Ben:
"Darbe yapmadan önce onlar bu sarayda mı yaşıyordu?"
Sasuke:
"Şimdi olay çok karışık. Kraliyet ailesi bu sarayda yaşıyordu. Darbe ile indirilen kral ve kraliçe şu andaki kral ve kraliçenin kardeşleri... Aslında bunlar 4 kardeşler ve birbiri ile evlenmişler. Kraliyet soyunu devam ettirmek için... Evet. Şu anki kral ve kraliçe eskiden burada yaşıyordu. Hatta çocukları bile vardı. İsmi bilinmiyor. Cinsiyeti kız imiş. O kadar... Bir gün kızlarının gücünden korkan birisi kızlarını kaçırmış. Şu anki kral ve kraliçe de sarayı terk edip, çocuklarını aramaya başlamışlar ama bulamamışlar. Darbe yapıp, kral ve kraliçe oldular."
Ben:
"Peki kızları kaç yıldır kayıp?"
Sasuke:
"Yaklaşık 16 yıldır..."

Kraliçe Asia (Dün gece)

Gördüm. Kızın bebekliğini dahi gördüm. Her şeyi gördüm.

Bir şey belli edemezdim. Sasuke yanımdaydı. Odama girdiğimde Eldor'un yüzüne baktım. Hala uyurken kaşlarını çatardı. 16 yıl önce böyke değildi. Yanımızda kızımız varken böyle değildik!

Sasuke odadan çıkınca, Eldor'u uyandırdım. Bana soran gözlerle bakıyordu. Ağlamaya başladım ve Eldor'a sarıldım.
Yavaşca Eldor'un kulağına fısıldamaya başladım:
"B-ben o kızı iyileştirdim. Kızın geçmişini gördüm. Her şeyi gördüm Eldor. O bizim kızımız!"