37. Bölüm

321 20 3
                                    


Ben:

"Sana nasıl güveneyim? Beni ve Gaara'yı nerdeyse öldürüyordun."


Roku:

"Emin ol o saf kan pislik Ayato ile karşılaştığında seni korumam için dua edeceksin. Ben melezim ama benim gücüm onu yenmeye yeterli değil. Sizi öldürmesi 2 saniyesini bile almaz."


Ben:

"Nerden biliyorsun ki? Ben güçlüyüm."


Roku:

"Güçlü olabilirsin prenses ama bir saf kan vampire karşı hiç şansın yok. Bana bile şansın olmadı."


Haklıydı. Bundan nefret ediyordum ama lanet olsun ki haklıydı ama neden bizimle gelmek istesin ki? O bir vampir... Kanım?


Ben: 

"Beni kanım için mi istiyorsun?"


Roku:

"Sana karı dürüst olacağım prenses. O cadıyı öldürmek istiyorum ama tek başıma gücüm asla yetmez. Yardım edin bana."


Bana elini uzatmıştı ve kararlı bir şekilde bakıyordu. Bir eline baktım, bir de Roku'nun yüzüne... Bir çırpıda Roku'nun uzattığı eline vurdum ve inmesini sağladım. Onu öldürmeyecektim. Ondan yardım isteyecektim.

Roku: 

"Pişman olacaksın prenses. Roku diye bağırdığında yardım etmeyeceğim."


Arkamdan böyle bağırmıştı ama onu dinlemeden tekrar yola koyuldum. Hala bira sersemdim ama yeterince yürüyebiliyordum. Soğuk olan hava esinti ile yüzüme çarpıyordu. Gözlerimi kısıyordum. Önümü tam göremiyordum ama doğru yolda olduğumu biliyordum.

Ormandaki ağaçlar simsiyahtı. Yer ise topraktı ama kahverengi olacağı yere gri bir renkti. Etraftaki yoğun sis ve hızla esen soğuk rüzgar bu ormanı daha da korkunç yapıyordu.

Pes edemezdim. Tüm cesaretimi topladım ve yola devam ettim. 

Yolda yürürken yerden kocaman bir sarmaşık çıktı ve beni yerin altına doğu çekmeye başladı. Çığlık attığımı duyan Gaara, kumları ile beni yukarıya çekmeye başladı ama sarmaşıklar çok güçlüydü. O sırada biraz ilerimizde bir kadın belirdi. Ellerinden yere uzanan sarmaşıklar gidiyordu. Yeni bir düşman...

Yeşil saçları vardı. Upuzundu ama gözleri ise yemyeşildi. Bir kötüye göre fazla güzeldi. Tırnakları çok uzundu. Karnıma saplarsa orada ölürdüm.  O kadar uzundu.

Ellerim sarmaşıklar ile bağlıdı ve bu sarmaşıklar normal sarmaşık değildi. Sanki gücümü emiyorlardı. Bir büyü fırlattım. Büyü ona gelmeden başka bir sarmaşık çağırdı ve büyü gücümü yuttu.

Ben:

"Tek çare Taijutsu..." 

Gaara:

"Evet."

Gaara kumlarını tüm gücünü beni çekmeye verdi. En son yukarı çıktım. Özgürdüm. Kadına doğru koşmaya başladım. Zıplayıp, yüzüne tekme atacakken sarmaşığı ile engel oldu ve sarmaşığına tekme atmış oldum. Ayağım hala sarmaşığın üstündeyken ellerim ile sarmaşığı tuttum ve tüm gücümle kopardım.

Derslerde Kara Orman'da yaşayan yaratıklarla ilgili dersler de verilmişti ve bazıları aklımda kalmıştı. Doğa Kadın olarak geçiyordu. Zayıf noktası sarmaşıkları koparsa kendisi de acı çekiyordu. Gücü ise sarmaşık kontrol ediyordu ve çakra ile büyü gücü emiyordu. 

Kadın acı ile bağırdığında Gaara'ya baktım. Ne demek istediğimi anlamıştı ve onun önünde duran sarmaşıkları kumu ile sert bir biçimde ayırmaya başladı. Kadın daha fazla bağırdı ve burnundan bir kaç damla kan aktı. 

Elbisesi uzun kolluydu ve kollarının olduğu yerden sarmaşıklar geliyordu. Kadının acı çekmesini fırsat bilerek yüzüne en sert yumruklarımdan birini attım ve arkadaki kayaya çaptı. Kaya ortadan ikiye ayrılmıştı. Kadının olduğu yere gidip kollarının birisinden gelen sarmaşığı tüm gücümle kopardım. Daha fazla bağırdı ve kan kustu. Onu sakat bırakmıştım. Tam diğer koluna uzanıyordum ki diğer kolunu kırbaç gibi kullanıp yüzümde derin bir yara açtı ve beni yere düşürdü. Yere düşmemi fırsat bildi ve tekrar toprağın altına girdi.


Ben:

"Galiba kurtulduk."

Gaara:

"Büyük ihtimalle..."


Ayağa kalktım. Yüzümü iyileştirmeye başladım. Bittiğinde Gaara'ya dönüp,

Ben:

"Nasıl olmuş?"

Gaara:

"Sadece küçücük bir iz kalmış."

Ben:

"İyi..."


Yolumuza devam ediyorduk ve neredeyse varmıştık. Cadının evine... O sırada üstümüzden bir şahin bağırdı. Ayağına sarılı tüpü görünce bize gelen bir mesaj olduğunu anladım. Kolumu havaya kaldırdım. Şahin koluma kondu. Mektubu şahinin ayağından aldım ve sesli bir şekilde okumaya başladım.

Ben:

" Ben Shikamaru. Siz gittiğiniz günün sabahı Uchiha Sasuke'yi karşı cephede göremedik. Ben araştırmaları için Anbu'dan birikler yolladım. Görünen o ki Uchiha Sasuke, Kara Orman'da. Dikkatli olun. Anbu'dan yolladığım birliklerden sadece bir kişi geri döndü. Kalanları ölmüş. 

Sasuke'nin amacının Cadı ile iş birliği yapmak. Biz idare ediyoruz ama hızlı olun. Cadıyı onlar alırsa, kaybederiz. Hem de her şeyi..." 


Ben yazarınız... Bu hafta her gün yeni bölüm gelecektir ve yine bu hafta perşembeye kadar final yapmayı düşünüyorum. Takipte kalın. ^^

Kendinize iyi bakın. Biricik okuyucularım benim... Arkadaşlarınızı da önermeyi unutmayın. ^^

Kötü AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin