Bölüm 46. Çık git evimden!

2.8K 182 15
                                    

Herkese merhaba
Sanırım artık yavaş yavaş final'e doğru gidiyoruz. O yüzden her anı yaşayın. Yorumlarınızın bende yıldızlardan daha çok değeri var 🙌🏽 Bu yüzden yorumlarınızı eksiltmeyin ❤️
Nisa


Tüm sorularınızı Snapchat veya İnstagram'dan sorabilirsiniz. Wattpad tüm mesajları göndermiyor.
_____________________________

Üç ay sonra..

Önümdeki kağıda imza atıyorum. Yaklaşık iki ay olmuştu şirketin başına geçeli. Artık vaktı gelmişti bile. Kahvemi yudumlayıp arkaya yaslanıyorum. Karşımda oturan Dilara bana sırıtarak bakıyor. Ona 'ne var?' bakışı atıyorum fakat o ise omuz silkerek 'işte' cevabını veriyor. Kahvemi masaya koyuyorum. Etrafıma bakındığımda aklıma bir seferinde Ömer ile birlikte buraya geldiğimiz akşıma geliyor. O gün yemin etmiştim. Babamın elinde ne var ne yok elinden alacağıma yemin etmiştim. Şimdi ise tüm şirket'i ben yönetiyordum. Peki mutlumuyum? Hayır. Kendime o günleri unutturacağım.

"Gerçekten zor olmuyor mu?"

Düşüncelerimden ayrılıp Dilara'ya bakıyorum.

"Zor yada değil. Başka çarem yok." Üniversiteye gidip hemşire olmayı hayal ediyorken yinede burada oturmam ne hoş.

"Bunu yapmak zorundayım.. Kendi ağırlığımı başkalarına veremem. Amcam burayı yönetmek zorunda değildi. Ve değil. Burası benim artık. Buranın benden başka sahip çıkacak hiç bir kimsesi yok."

Dilara bana hak verircemişcesine başıyla onaylıyor.

"Ya Ömer? O ne yapiyor.." Düşüncelere tekrar dalmadan,

"Yetimhaneye geri döndü.. Ona burada çalışmasını teklif etsemde kabul etmedi. Zaten fazla işi yok orada. Arada bir bana yardıma geleceğine dair söz verdi.." diyorum gülümseyerek. Bugün'de gelecekti işinin erken bittiği için. Saatime bakıyorum. Evet.. Her an gelebilirdi.

"Çok şanslısın Neslişah." Elini elimin üstüne koyuyor. "Umarım her zaman mutlu olursunuz!" Tebessüm ediyorum. Kapı çaldığında az çok kimin geldiğini umuyorum. "Sanırım geldi.." deyip ayağa kalkıyorum. Fakat içeri giren kişi dehşete düşmeme sebep oluyor. Onun ne işi vardı burada? Kelimeler ağzımdan çıkmıyor.

"Merhaba Neslişah." Tek kaşım havaya kalkmış Defneye bakıyorum. Daha sonra Dilara'ya bakıp, "Bizi yalnız bırakırmısın?" soruyorum. Dilara çantasını masadan alıp odadan sessizce çıkıyor. Yutkunup, "Oturabilirsin." diyorum ve koltuğu işaret ediyorum. Defne tebessüm edip koltuğa oturuyor. Bende yerime oturup ellerini kucağında birleştirmiş Defne'ye bakıyorum.

"Ben aslında senden özür dilemeye geldim."

Tepki vermedim. Neredeyse öldürülüyordum bu saçma plan yüzünden. "Biliyorum.. Yaptıklarımız affedilecek gibi değil. Fakat senden bir ricam var.." dediğinde başını kaldırıp bana bakıyor. "Ne ricası?" Derin bir nefes alıyor. "Ömer'in sana nasıl baktığını gördüm. Aranıza felan girmeyeceğim Neslişah. Bundan korkmana gerek yok. Sadece.." Gözlerini kaçırıyor. "Onu çok mutlu et olurmu? Ben.. ben yapamadım.." Göz yaşlarını silip ayağa kalkıyor. Kapıya doğru ilerliyor. Arkasını dönüp bana bir şey daha söylemek istermiş gibi bakıyor. Daha sonra gözlerini bir alnlığına kapatıp çıkıyor odadan. Ellerimi saçlarımın arasından geçiriyorum. Allahım.. bu da neydi şimdi?

Ömer'in odaya girdiğini fark edince dudağımı kemiriyorum. "Noldu?.." Kaşlarımı çatıyorum. "Açıklayabilirim.." diyorum sessice. Ömer tek kaşını havaya kaldırıyor. "Neyi açıklayacaksın? Gitmiyormuyuz?" Kaşlarım havaya kalkıyor. Defne'yle karşılaşmamışmıydı?Düşüncelerimden ayrılıp masadan çantamı alıp Ömer'e doğru yürüyorum. Az önceki olanları ona anlatmayacaktım. Ona 'sürprizim' olduğunu söylemiştim. Annesinin ve babasının yanına götürecektim onu. Yıllar sonra.. Burak'tan yardım alarak böyle bir şeye kalkıştım. İyimiydi yaptığım gerçekten bilmiyordum. Tek istediğim bu işin bitmesiydi.

"Ah.. Evet hadi gidelim.." diyorum tedirgince.

{...}

Arabayı durdurup yutkunuyorum. Ona bakmamaya çalışıyorum. Fakat dayanamayıp tepkisini ölçüyorum. Bana şaşkınca bakıyor. "Ne bu?" Cevap veremedim. Kapıyı açıp iniyorum arabadan. Soğuk havanın yüzüme çarpmasıyla yüzümü başka tarafa çeviriyorum. Ömer'in arabadan ineceği yoktu sanırım. Ona baktığımda şaşkınca eve bakıyordu. Baktığı yere bakıyorum. Açıkcası bir gece kondu hayal etmiştim fakat karşımda gördüğüm ev, eski evimizin üç katıydı. Ömer'in zengin bir aileden geldiğini asla düşünmemiştim. Şuan ne düşündüğünü okadar çok bilmek istiyordum ki. Belkide anıları canlanmıştı aklında. Araba kapısının açıldığı duyuyorum. Taşın çıkardığı sesler git gide yaklaşıyordu.

"Neden yapıyorsun bunu bana? Canımı yakmakmı istiyorsun.." Sert ve çaresiz çıktı sesi.

"Canının yanmaması için buradayım. Ne kadar zorluk çektiğini bilmediğimimi sanıyorsun? Her gün anneni, babanı, kardeşlerini merak etmiyormusun?"

"Ediyorum fakat onlar beni affetmeyecekler. Onların gözünde ben bir hiçim. Önce küçük kardeşimi vurdum. O zaman gözlerinden düşmüştüm. Daha sonra karanlık dünyaya girince beni sildiler.." Gerçekleri göremiyordu. Ona yardım etmeyi her şeyden daha çok istiyordum.

"Kardeşinin ölümünden kendini sorumlu tutma artık! Çocuktun! Kendini suçlamaktan vazgeç Ömer. Bunu yapma. Her şey değişti.." Bir anlığına eve baktı. Daha sonra bana bakarak derin bir nefes alıyor.

"Beni affetmezseler ne olacak?"

Gülümsüyorum.

"Belkide bizi bekliyorlar?" Burak'tan önce ailesiyle konuşmasını istemiştim. Umarım yapmıştır. Yoksa bizi neyin beklediğini bende bilmiyordum. Ömer'in soğuk ellini tutup eve doğru yürüyoruz. Zil'e basıyorum. Bacaklarım heyecandan titriyordu. Bir sürü dua okuyordum içimden. Kapıyı açan bir genç kız oluyor. Sanırım Ece'ydi.

"Siz kimsiniz?" Ömer gibi lacivert gözleri vardı. Ömer elimi sıkıyor farkında olmadan.

"Kim geldi kızım?.." Ece kapıyı biraz daha açtığında kadın bize baktığında yerinde duruyor. Ömer'e baktığında gözünden bir damla yaş akıyor.

"Oğlum!.." Bize doğru bir kaç adım atıyor. Başını iki yana sallayıp yerinde duruyor.

"Biz seni sildik. Neden geri döndün." Bize bakmadan konuşuyordu. Ömer'in ağzından tek bir kelime çıkmıyordu. Hepsi benim suçumdu! Araya girmek istediğim sırada,

"Yıllar sonra dönemezsin. Çık git evimizden." diyor kadın.

Bir anne nasıl mı bukadar acımasız olabilirdi? Sanırım hayatın ona verdiği derslerden dolayı. Herkes kendi hayat yolunda acılar çekip iyileşirdi. Fakat bazılarının acıları her gün tazeleniyordu. Ve unutturmuyordu. İlk gün ki gibi.

_____________________________

Bölüm ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Sizce Neslişah artık ne yapacak?

Ömer olsaydınız ne yapardınız?

Defne'nin söyledikleri altında ne yatıyor olabilir?

Furkan geri dönecek mi?

Vakit ayırıp sorularımı cevaplarsanız gerçekten çok mutlu olurum. Düşüncelerinizi okumak beni gerçekten çok mutlu ediyor❤️

Yetimhane Güzeli (ISLÂMI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin