Bölüm 3.Tokat gibi hayat

10.8K 561 55
                                    

Müziği açarsanız okumanın daha keyifli olacağını düşünüyorum ☺️ Anı yaşayın.. Keyifli okumalar🤗

Olamaz! Hayır bu olamaz. Annemden sonra kardeşimin ölümünu kaldıramazdım. Okadar güçlü değilim bile! Neşe yerde yatiyordu. Bileğimi kavrayan ellerden kurtulduğum an kardeşimin yanına koştum. Neşenin yerde yatan bedenine ulaştım. Sessizce yanına çöküp ağladım. Yüzümü ellerimin arasına alıp gömdüm. Kimsenin beni güçsüz biri olarak görmelerini istemiyordum. Bir hışımla ellerimi çektim. Buna izin veremezdim!

''Ablacığım, uyan! Neşe kalk! Neşe! Sen daha çocuksun kalk!''

Kardeşim tepki vermeyince başımı sağ tarafa dönderdim. Babam öylece bakiyordu, bir Asudeye birde yerde yatan Neşeye. Zorlukla ayağa kalktım. Babama doğru yürüdüm. Ellerimi yumruk yaparak göğsüne vurdum.

''Hepsi senin suçun baba! Senin suçun! Sen yaptin!...Keşke!... Keşke annemin yerine.. s..sen ölseydin''

Bir saniyeliğine boş bir yüz ifadesiyle baktıktan sonra beni ittirdi. İtmesiyle kendimi yerde bulmuştum, bir yandanda göz yaşlarım durmak bilmiyordu.. Bağıran babama baktım. Sert duruşunu bozmamıştı. Sanki yerde yatan öz kızı değilde bir yabancıydı..

''Yeter! Kimse benim karım hakkında böyle konuşamaz!'' diye kükredi. Sözlerin hiç bir zaman bir tokat gibi hissetiğine inanmamıştım.. Şimdiye kadar.. O kadin uğruna, kendi kızını feda etmişti.

''Inanamiyorum sana baba! Neşe ölüyor görmüyormusun! Sen ne diyorsun ! Baba sen ne diyorsun!'' dedim ve bir yere tutunarak ayağa kalktım. Elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim. Elimi tekrar yumruk yaparak babamın göğsüne vurdum. Asude babamın arkasından çıkıp karşımda durdu.

''Yalan! Ben yapmadım öyle birşey!"

Daha fazla dayanamayıp daha önceden yapmam gerekeni yaptım. Yüzüne sert bir tokat attım. Babam aciyan bileğimi kavrayıp sıktı. Birşey söyliyeceği sırada ambulans geldi. Kolumu geri çekmeye çalışsamda yapamadım. Neşeyi sedyenin üstüne koydular. Yanımdan geçti öylece. Yerdeki kana baktım. Midemin bulanmasına sebep oluyordu. Peşlerinden koştum. Babamın bana bağırmasını duymamazlıktan gelerek. Merdiveni hızla inip kapıyı arkamdan çarptım. Ambulansa bindim. Neşenin elini tuttum. O asla yalan söylemezdi. Ona inaniyorum.

''Dayan kardeşim. Dayan!"

dedim aglayarak. Doktor eşyalarını karıştırırken hemşireye konuşuyordu.

''Hastanın durumu çok ağır! Önlem alınması gerekiyor. Cok fazla kan kaybı var!. Her an ölebilir'' dedi doktor. Aklımfa kalan tek şey ''Her an ölebilir'' kelimeleriydi. 3 kelimenin canımı böylesine yakacağını hiç düşünmemiştim. Neşe gözlerini açıp bana baktı. Elini bırakıp doktora baktım.

''Neslişah. Y-yalan söylüyor. Gördüm'' dedi kısık sesiyle. Devam etti :''Marmara otel'' Ve insanı sağır edebilen o ses. Cihazdaki düz çizgi. Benim yıkılmam. Son nefesini bunun için harcamiştı. Hayır! O ölmemişti.

''İnaniyorum sana! Dayan! Neşe! Uyan! Kalk gidelim! Beni bırakma! '' dedim. Dayanmak zorundaydım. O benim tek ailemdi. Belkide çoktan beni bırakıp gitmişti.

''Kalk! Annem gibi birakma beni! Neşe uyan! Kalk ve bunun bir kâbus olduğunu söyle''

''Sakin olun! Lütfen işimizi yapabilmemiz için musade edin" doktoru dinleyip sustum.

Benim en kötü bağırışmalarım, susmamdı. Sessiz kalmaya calışmam. Etrafımdaki herkes mutluyken yine benim mutsuz kalmam.

Yetimhane Güzeli (ISLÂMI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin